EHLİLEŞTİRİLMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



EHLİLEŞTİRİLMEK harflerini içeren 5 harfli 129 kelime bulunuyor. 5 harfli EHLİLEŞTİRİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ŞEHİT12, ŞEHİR12, HİKEM10, HELME10, HEKİM10, LEHİM10, MEHLE10, MEHİL10, MEHEL10, MERİH10, EŞLEM9, EŞMEK9, ERMİŞ9, HERKE9, HERİK9, HELİK9, HELKE9, HEREK9, İŞEME9, İŞLEM9, KERİH9, KEHLE9, MELEŞ9, REŞME9, ŞİLEM9, ŞETİM9, TEHİR9, EŞLEK8, EŞLİK8, İŞKİL8, İŞLEK8, İŞLİK8, İŞRET8, KLİŞE8, KİRİŞ8, KELEŞ8, REŞİT8, ŞİLTE8, ŞERİT8, ŞERİK8, ŞELEK8, ŞEKLİ8, ŞEKİL8, ŞEKER8, ŞEKEL8, TİRŞE8, TEŞRİ8, ERMEK6, ETMEK6, ERİME6, EKLEM6, ELEME6, ELMEK6, EMLİK6, İRKME6, İRMİK6, İTMEK6, İMLİK6, İLMİK6, İLMEK6, İMLEK6, İKLİM6, KİLİM6, KEREM6, KERİM6, KEMER6, KEMRE6, KELEM6, LİMİT6, MİLLİ6, MİLEL6, MİTİL6, METİL6, METRE6, MELEK6, MERET6, MEREK6, MELİK6, RİTİM6, RİMEL6, REMİL6, REMEL6, TEMEL6, TEMEK6, TELEM6, TERME6, TERİM6, TEKME6, ERKLİ5, ERLİK5, ETLİK5, EKİLİ5, EKLER5, ELLİK5, İRİTE5, İTLİK5, İLERİ5, İLETİ5, İLKEL5, İLLET5, İKİLİ5, KİLER5, KİTLE5, KİRLİ5, KİRİL5, KİLİT5, KİLLİ5, KERTE5, KERTİ5, KELLE5, KELLİ5, KELER5, LİRİK5, LİRET5, LİKİT5, LİTRE5, TİRLE5, TİLKİ5, TİKEL5, TELLİ5, TELEK5, TERLİ5, TERKİ5, TEREK5, TEKLİ5, TEKİR5, TEKİL5, TEKER5, TEKEL5


ERKLİ


[sıfat]
  • Bir şeyi yapmaya, başarmaya gücü yeten, nüfuzlu, muktedir, kadir

ERLİK


[isim]
  • Erkeklik, yiğitlik
[askerlik]
  • Er olma durumu

ETLİK


[isim] [halk ağzında]
  • Kış için etinden kıyma, kavurma, pastırma ve sucuk yapılan semiz hayvan

EKİLİ


[sıfat]
  • Ekilmiş olan, mezru

    Ekili tarla.


EKLER (Kelime Kökeni: Fransızca éclair)


[isim]
  • İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü

ELLİK


[isim] [halk ağzında]
  • Eldiven
[denizcilik]
  • Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven

İRİTE (Kelime Kökeni: Fransızca irrité)


[isim]
  • `Sinirlendirmek, rahatsız etmek` ve tıp alanında `tahriş etmek, kaşındırmak` anlamında irite etmek birleşik fiilinde kullanılan bir söz

İTLİK


[isim]
  • İtçe davranış

    Hatıralarda ırza ve namusa taarruzu, itliği kalmıştı. - Yahya Kemal Beyatlı


İLERİ


[isim]
  • Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
[sıfat]
  • Önde bulunan

    İleri karakol. İleri hat.

[sıfat]
  • Doğrusundan daha çok gösteren (saat)

    Saat beş dakika ileridir.

[sıfat] [mecaz]
  • Benzerlerini geride bırakmış

    İleri fikirler.

[zarf]
  • Öne doğru, ileri doğru

    Masayı biraz ileri çekelim.

[ünlem]
  • `Amaca doğru durmadan yürü` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

    Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri! - Atatürk

[spor]
  • Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ileri (veya ileriye) gitmek
  • ileri almak
  • ileri atılmak (veya çıkmak)
  • ileri geçmek
  • ileri gelmek
  • ileri götürmek
  • ilerisine gitmek
  • ileri sürmek
  • ileri varmak
  • ileriyi görmek

Birleşik Kelimeler: ileri gelen, ileri geri, ileri görüş, ileri gözetleyici, ileri karakol, ileri teknoloji, ileri uç, ileri vites


İLETİ


[isim]
  • Yazı veya sözle verilen, gönderilen bilgi, mesaj

İLKEL


[sıfat]
  • İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif

    Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And

[isim]
  • Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad
[mecaz]
  • Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz
[felsefe]
  • Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilkel kalmak

Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum


İLLET (Kelime Kökeni: Arapça ʿillet)


[isim]
  • Hastalık

    Ben şarlatan değilim, oğlum. Bu illetin devası bendedir. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Hastalık derecesine varan alışkanlık

    Ya sayfa sayfa mektup yazmak illetine tutulmuş olanlara ne diyeyim? - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]
  • Bozukluk

    Bu radyonun bir illeti var.

[sıfat] [teklifsiz konuşmada]
  • Kızdıran, sinirlendiren (şey veya kimse)
[eskimiş] [felsefe]
  • Sebep

Ata Sözleri ve Deyimler

  • illet etmek
  • illet olmak

Birleşik Kelimeler: köstebek illeti


İKİLİ


[sıfat]
  • İki parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden iki tane bulunan

    İkili koltuğun kenarındaki ufacık, simsiyah delik, bebeği görmeye gelen bir akrabanın sigarasının külünden hatıraydı. - Elif Şafak

[isim] [müzik]
  • İki çalgı veya iki ses için düzenlenmiş müzik parçası, düet
[isim]
  • İki kişiden oluşmuş topluluk
[isim]
  • İkili bahis

    İkili, bir liraya iki yüz yirmi lira verdi. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikili oynamak

Birleşik Kelimeler: ikili averaj, ikili bahis, ikili çatı, ikili kök, ikili sigorta, ikili ünlü, ikili yatak, sıralı ikili


KİLER (Kelime Kökeni: Farsça kilār)


[isim]
  • Evlerde yiyecek, içecek ve erzakın saklandığı oda, ambar veya dolap

    Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu. - Ömer Seyfettin


KİTLE (Kelime Kökeni: Arapça kutle)


[isim]
  • Bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kütle

    Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum. - Halide Edip Adıvar

[tıp]
  • Kist

Birleşik Kelimeler: kitle haberleşmesi, kitle iletişimi, kitle turizmi, hedef kitle