DIŞKILAYABİLMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



DIŞKILAYABİLMEK harflerini içeren 6 harfli 108 kelime bulunuyor. 6 harfli DIŞKILAYABİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AYBAŞI14, ADAYIŞ14, BAŞMAL12, BAŞMAK12, BAŞLIK12, BADİYE12, BEDAYİ12, EŞKIYA12, EŞYALI12, IŞIMAK12, YAŞLIK12, YAŞMAK12, AŞILMA11, AŞIKLI11, ALIŞMA11, ALIŞKI11, ALIŞIK11, AKIŞMA11, AKIŞLI11, ALAYİŞ11, ALAŞIM11, BİŞKEK11, BADEMA11, BALAYI11, BEŞLİK11, BAYMAK11, DİŞLEK11, DAYALI11, IŞILAK11, KIYMIK11, KIŞLIK11, KAŞIMA11, MAAŞLI11, MAŞALI11, ŞILLIK11, ŞIKLIK11, ŞAMALI11, ŞAKIMA11, AYILIK10, AYIKMA10, AYILMA10, ADLİYE10, BADELİ10, BAKİYE10, BIKMAK10, BEYLİK10, DAYLAK10, DAMALI10, KIYMAK10, KIŞLAK10, KALKIŞ10, MAYALI10, ŞEMAİL10, YIKMAK10, YILLIK10, YILMAK10, YIKAMA10, YAMALI10, AYAKLI9, AŞKALE9, ADAKLI9, AMBALE9, ALIMLI9, ALAYLI9, BİLMEK9, BALLIK9, BAKMAK9, BELALI9, DİLMEK9, DALMAK9, DEMLİK9, DİKMEK9, ILIMAK9, KALLEŞ9, KILADE9, KAŞELİ9, KAYMAK9, MALİYE9, MABLAK9, ŞALLAK9, ŞALAKİ9, YEMLİK9, YAKALI9, YAKMAK9, AMALIK8, AKLİYE8, AKILLI8, BAKKAL8, BELLİK8, DİLLEK8, DAKİKA8, ELMALI8, IKLAMA8, KAKIMA8, KABİLE8, KAMALI8, KILMAK8, LEYLAK8, MİKALI8, ALLAME7, KALKMA7, KALMAK7, KEMLİK7, MAAİLE7, MAKALE7, ALKALİ6, KELLİK6, LAKLAK6


ALKALİ (Kelime Kökeni: Fransızca alcali)


[isim] [kimya]
  • Alkali metallerin hidroksitleriyle amonyum hidroksitin genel adı

Birleşik Kelimeler: alkali metaller, alkalimetre


KELLİK


[isim]
  • Kel olma durumu

    Tepelerindeki kellik, yavaş yavaş çıkan tüylerle kapanıyor. - Ömer Seyfettin


LAKLAK (Kelime Kökeni: Arapça laḳlāḳ)


[isim]
  • Leyleğin gagasıyla çıkardığı ses
[mecaz]
  • Ara vermeden söylenilen saçma sapan söz dizisi, gevezelik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • laklak etmek


ALLAME (Kelime Kökeni: Arapça ʿallāme)


[sıfat]
  • Çok ve derin bilgisi olan, çok bilgili

    Tarihî zihniyet taşımak için tarihçi olmak şart değildir. İlmî düşünebilmek için allame olmak şart olmadığı gibi. - Sabahattin Eyuboğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • allame kesilmek

Birleşik Kelimeler: allameicihan


KALKMA


[isim]
  • Kalkmak işi

    Sabahları erken kalkmayı sevmeyen, gece geç yatan gececi kişilerdensiniz. - Tomris Uyar


KALMAK


[nesnesiz]
  • Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek

    Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. - Tarık Buğra

[-de]
  • Konaklamak, konmak

    Hemen karargâha yerleşmezsem ne geri dönebilir ne de otelde kalabilirdim. - Falih Rıfkı Atay

[-le]
  • Oturmak, yaşamak

    Tam beş sene benimle beraber kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[-de]
  • Oyalanmak, vakit geçirmek

    Kısa bir süre tezgâhın önünde kaldı. - Necati Cumalı

[-de]
  • İşlemez, yürümez duruma gelmek

    Araba yarı yolda kaldı.

[-e]
  • İleriye atılmak, ertelenmek

    Mahkeme ayın on sekizine kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[-de]
  • Bir şeyle kaplanmak, bir şeye bulanmak

    Oda duman içinde kaldı.

[-de]
  • Bir işi belli bir noktada bırakmak, ara vermek

    Bugün iş maddesinde kaldık.

[-den]
  • Miras olarak geçmek

    Çiftlik ana babasından kalmış.

[-den]
  • Yapamamak

    Misafir geldi, gezmeden kaldık.

[-le]
  • Yetinmek

    Yalnız dayak atmakla kalmadı, onu işinden de çıkardı.

[-le]
  • Sınırlanmak

    Amasya'da iken karşılaştığımız vaziyet yalnız Şeyh Recep Vakası ile kalmadı. - Atatürk

[yardımcı fiil]
  • Olmak, herhangi bir durumda bulunmak

    Fatma'nın yemek çantası olmasaydı dün aç kalmıştık. - Falih Rıfkı Atay

[yardımcı fiil]
  • Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e), -ıp (-ip) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur

    Bakakalmak.

    Şaşakalmak.

    Donakalmak. Şaşırıp kalmak. Donup kalmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... den kalır yeri yok
  • ... ye kalsa (veya kalırsa)
  • kaldı ki

Birleşik Kelimeler: kala kala, geri kalmış


KEMLİK


[isim]
  • Kötülük

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kemlik etmek


MAAİLE (Kelime Kökeni: Arapça maʿaʿāʾile)


[zarf] [eskimiş]
  • Ailece, ev halkıyla birlikte

    Bizim evin bacası çekmiyor. Bütün kış, maaile kömür vuruyor bizi bu yüzden. - Nazım Hikmet


MAKALE (Kelime Kökeni: Arapça maḳāle)


[isim]
  • Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete veya dergi yazısı

Birleşik Kelimeler: başmakale


ÂMÂLIK


[isim]
  • Görme engellilik

AKLİYE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳliyye)


[isim] [eskimiş] [tıp]
  • Akıl hastalıkları ile ilgili hekimlik kolu

    Akliye hekimi.

[felsefe] [toplum bilimi]
  • Akılcılık

AKILLI


[sıfat]
  • Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan, akil

    İkisi de zeki adamdı, akıllı adamdı, yapıcı adamdı. - Yusuf Ziya Ortaç

[ünlem]
  • Karşısındakini küçümseme amacıyla söylenen bir söz
[alay yollu]
  • Uyanık geçinen

    Akıllıya bak, bu işten kendisine bir pay çıkarmak istiyor.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akıllı düşününceye kadar deli çocuğunu (veya oğlunu) everir
  • akıllı geçinmek
  • akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer
  • akıllım
  • akıllı olmak

Birleşik Kelimeler: akıllı başlı, akıllı uslu, adamakıllı, horoz akıllı, sivri akıllı, uslu akıllı, yarım akıllı


BAKKAL (Kelime Kökeni: Arapça baḳḳāl)


[isim]
  • Yiyecek, içecek vb. maddeleri perakende olarak satan kimse

    Bakkallar, sebzeciler eline bir iki şey tutuştururlardı. - Ayla Kutlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bakkala bırakma!

Birleşik Kelimeler: bakkal çakkal, bakkal defteri, bakkal kâğıdı, bozbakkal


BELLİK


[isim]
  • İşaret, marka

DİLLEK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Dedikoducu