DÜRTÜŞLEME Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



DÜRTÜŞLEME harflerini içeren 4 harfli 28 kelime bulunuyor. 4 harfli DÜRTÜŞLEME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Dürtüşleme ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Dürtüşleme olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÜLÜŞ11, DÜRÜ10, ÜŞME10, RÜŞT9, ÜLEŞ9, DÜET8, EŞME8, MEŞE8, TÜLÜ8, DEME7, MÜRT7, ÜTME7, ÜREM7, DERT6, DERE6, EDER6, ELDE6, TÜRE6, ERME5, ETME5, EMET5, EMEL5, ELEM5, MERT5, ERTE4, ETER4, REEL4, TERE4


ETER (Kelime Kökeni: Fransızca éther)


[isim] [kimya]
  • Oksijenli asitlerin alkollerle birleşmesinden oluşan sıvılar

REEL (Kelime Kökeni: Fransızca réel)


[sıfat]
  • Gerçek

TERE (Kelime Kökeni: Farsça tere)


[isim] [bitki bilimi]
  • Turpgillerden, yaprakları salata olarak yenen baharlı bir bitki (Lepidium sativum)

Birleşik Kelimeler: çayır teresi, su teresi, yaban teresi


ERME


[isim]
  • Ermek işi

ETME


[isim]
  • Etmek işi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etme bulma dünyası


EMET


[isim]
  • Kütahya iline bağlı ilçelerden biri

EMEL (Kelime Kökeni: Arapça emel)


[isim]
  • Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek

    Bu emele vasıl olmak için bütün gayretimi sarf edeceğim, elimden geleni yapacağım. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emel beslemek
  • emeline alet etmek


ELEM (Kelime Kökeni: Arapça elem)


[isim]
  • Acı, üzüntü, dert, keder

    Bu derdi huy edinenler elem çekmez. - Necip Fazıl Kısakürek


MERT (Kelime Kökeni: Farsça merd)


[sıfat]
  • Yiğit

    Merttir, yiğittir, yüreği de bileği de pektir. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: merdikıpti, civanmert


DERT (Kelime Kökeni: Farsça derd)


[isim]
  • Üzüntü

    Göz göz oldu yüreğim, gözlerinin derdinden - Halk türküsü

[mecaz]
  • Sorun, kaygı

    Ne var ki dert evin satılması ile bitmeyecekti. - Tarık Buğra

[halk ağzında]
  • Ur

    Boynunda dert çıkmış.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • derde (veya derdine) derman olmak
  • derde (veya dertlere) düşmek
  • derde düçar olmak
  • derdi başından aşkın (olmak)
  • derdi günü
  • derdine deva bulmak
  • derdine düşmek
  • derdine yanmak
  • derdini çekmek
  • derdini deşmek (veya depreştirmek)
  • derdini dökmek
  • derdini Marko Paşa'ya anlat
  • derdini söylemeyen (veya anlatmayan) derman bulamaz
  • derdin yoksa söylen, borcun yoksa evlen
  • derdi veren devasını da verir
  • dert ağlatır, aşk söyletir
  • dert anlatmak
  • dert, çekene göredir
  • dert değil
  • dert eğirmek
  • dert etmek (veya edinmek)
  • dert gider amma yeri boş kalmaz
  • dert yanmak

Birleşik Kelimeler: dert babası, dert küpü, dert ortağı, dert sahibi, boğaz derdi, geçim derdi, başı dertte


DERE


[isim] [coğrafya]
  • Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu

    Bu ensiz tahta köprü altında ince dere. - Enis Behiç Koryürek

[coğrafya]
  • İki dağ arasındaki uzun çukur

Ata Sözleri ve Deyimler

  • derede tarla sel için, tepede harman yel için
  • dereyi geçerken at değiştirilmez
  • dereyi görmeden paçaları sıvamak

Birleşik Kelimeler: derebeyi, dereotu, dere tepe, dere yatağı, kuru dere


EDER


[isim]
  • Fiyat, paha, değer

    Bu kitabın ederi ne kadar?


ELDE


[isim] [matematik]
  • Çarpma ve toplama işlemlerinde bir sonraki sıranın rakamlarına katılacak olan sayı

TÜRE


[isim]
  • Adalet

DEME


[isim]
  • Demek işi

    Çoğumuz hâlâ yazarım demeye çekiniriz. - Adalet Ağaoğlu

[edebiyat]
  • Halk edebiyatında şiir
[edebiyat]
  • Genellikle Alevi şairlerin tarikatlarıyla ilgili konuları işleyen şiirlerine, kendilerince verilen ad
[edebiyat]
  • Ağıt
[halk ağzında]
  • Atasözü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... demeye getirmek
  • ... demeye kalmamak
  • demem o (ki)