Dü ile Başlayan 5 Harfli Kelimeler



DÜ harfleri ile başlayan 5 harfli 41 kelime bulunuyor. Başında olan 5 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "dü ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde Dü olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ĞÜM19, ĞÜN18, ZGÜ18, ŞÇÜ17, ŞÜŞ17, ĞME17, GAH17, ŞEŞ15, ZEÇ15, ZCE15, VER15, VEN15, VEL15, ŞEY14, RZÜ14, ŞKÜ14, ŞÜN14, ZEY14, ŞÜT14, ŞÜK14, BEŞ14, ŞES13, ŞME13, ZME13, ZEM13, DÜK13, RZİ12, RÜM12, ZEN12, YUN12, ÇAR12, RTÜ11, NYA11, NÜR11, NKÜ11, YEK11, DEN11, BEL11, RME10, MEN10, NİT9


DÜNİT (Kelime Kökeni: Fransızca dunite)


[isim] [jeoloji]
  • Temel maddesi olivin olan iri taneli kayaç

DÜRME


[isim]
  • Dürmek işi
[halk ağzında]
  • Lahana

DÜMEN (Kelime Kökeni: İtalyanca timon)


[isim]
  • Hava ve deniz taşıtlarında, taşıta istenilen yönü vermeye ve belirli bir doğrultuda götürmeye yarayan hareketli parça
[mecaz]
  • Yönetim, idare
[argo]
  • Dalavere, hile

    Hani öldürseler yaşayamazdı bensiz? Yalan mıydı? Dümen miydi? - Orhan Kemal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dümen çevirmek
  • dümeni elinde tutmak
  • dümeni kırmak
  • dümenine bakmak
  • dümenini bozmak
  • dümenini elinde tutmak
  • dümen kırmak
  • dümen kullanmak
  • dümen tutmak
  • dümen yapmak

Birleşik Kelimeler: dümen bedeni, dümen boğazı, dümenevi, dümen neferi, dümen suyu, dümen yelpazesi, dümeni eğri, serdümen, baş dümeni


DÜRTÜ


[isim] [ruh bilimi]
  • Bedensel veya ruhsal dengenin değişmesi sonucu ortaya çıkan ve canlıyı türlü tepkilere sürükleyebilen içten gelen gerilim

    Sevgi bir dürtüdür.


DÜNYA (Kelime Kökeni: Arapça dunyā)


[isim]
  • Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yeryüzü
[zamir]
  • Herkes
[mecaz]
  • Duygu, düşünce ve hayal âlemi

    Köprüye kadar kendi dünyaları içinde ne tatlı, ne özlü konuşurlardı. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dünya (veya dünyalar) birinin olmak
  • dünya ahret kardeşim (veya bacım) (olsun)
  • dünya başına dar olmak (veya gelmek)
  • dünya başına yıkılmak
  • dünya bir araya gelse
  • dünya bir, işi bin
  • dünyadan el etek (veya elini eteğini) çekmek
  • dünyadan geçmek (veya el çekmek)
  • dünyadan haberi olmamak
  • dünyada tasasız baş bostan korkuluğunda bulunur
  • dünya durdukça durasın!
  • dünya gözü ile görmek
  • dünya gözüne zindan olmak (veya görünmek veya kesilmek)
  • dünya kadar
  • dünya kelamı etmek
  • dünyalara değişmemek
  • dünya malı dünyada kalır
  • dünyanın ... sı
  • dünyanın dört bucağı
  • dünyanın kaç bucak (veya köşe) olduğunu göstermek (veya anlamak)
  • dünyanın öbür ucu
  • dünyanın sonu
  • dünyanın sonu değil
  • dünyanın tadını çıkarmak
  • dünyanın ucu uzundur
  • dünya ölümlü, gün akşamlı
  • dünyasından geçmek
  • dünya Süleyman'a bile kalmamış
  • dünya tükenir, yalan tükenmez
  • dünya varmış
  • dünyaya gelmek
  • dünyaya getirmek
  • dünyaya gözlerini kapamak (veya yummak)
  • dünyaya kazık çakmak (veya kakmak)
  • dünyaya yuf borusu öttürmek
  • dünyayı anlamak
  • dünyayı ben yarattım demek (veya havasında olmak)
  • dünyayı görmemek
  • dünyayı haram etmek
  • dünya yıkılsa umurunda değil
  • dünyayı sel bassa ördeğe vız gelir
  • dünyayı tozpembe görmek
  • dünyayı tutmak
  • dünyayı zindan (veya zehir) etmek (veya dünyayı başına dar etmek)
  • dünya yüzü görmemek

Birleşik Kelimeler: dünya âlem, dünyaevi, dünya görmüş, dünya görüşlü, dünya görüşü, dünya güzeli, dünya kelamı, dünya malı, dünya nimeti, dünya penceresi, darıdünya, dış dünya, Eski Dünya, fâni dünya, iç dünya, öbür dünya, ölümlü dünya, öteki dünya, üçüncü dünya ülkeleri, yalancı dünya, yalan dünya, yenidünya, Yeni Dünya, basın dünyası, geçim dünyası, magazin dünyası, sanat dünyası, umut dünyası, ümit dünyası, yeraltı dünyası

[isim] [gök bilimi]
  • Güneş'e yakınlık bakımından üçüncü gezegen, acun

DÜNÜR


[isim] [halk ağzında]
  • Eşlerin baba ve analarının birbirlerine göre durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dünür düşmek
  • dünür gezmek
  • dünür gitmek


DÜNKÜ


[sıfat]
  • Bugünden bir önceki günle ilgili

    Dünkü gün. Dünkü yağmur.

[mecaz]
  • Acemi, yeni, toy

    Daha dünkü damatla böyle çabucak yüz göz olup rezaleti ayyuka çıkarmak olur mu hiç? - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Birleşik Kelimeler: dünkü çocuk


DÜYEK (Kelime Kökeni: Farsça dū + yek)


[isim] [müzik]
  • Türk müziğinde bir usul

DÜDEN


[isim] [coğrafya]
  • Kireçli bölgelerde kirecin erimesi veya yer altındaki karstlı bir çukur tavanın çökmesiyle oluşan doğal kuyu

DÜBEL (Kelime Kökeni: Almanca Dubel)


[isim]
  • Vidanın daha sağlam yerleşmesi için duvarlarda açılan deliğe önceden çakılan plastik yuva

DÜRZİ (Kelime Kökeni: Arapça durzī)


[isim]
  • Suriye'nin Havran bölgesinde, Lübnan'ın bazı bölgelerinde ve buralara yakın bölgelerde yaşayan ve kendilerine özgü mezhepleri olan bir topluluk

DÜRÜM


[isim]
  • Dürme işi, silindir biçiminde kıvırma
[halk ağzında]
  • İçine türlü katıklar konularak sarılmış yufka ekmeği veya ince pide

Birleşik Kelimeler: dürüm dürüm, dürüm ekmeği


DÜZEN


[isim]
  • Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem

    Bilhassa toprak ve silah meselelerinin bir düzene konmasını, hem de tezelden istediler. - Fikret Otyam

[mecaz]
  • Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo
[mecaz]
  • Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo
[mecaz]
  • Dolap, hile

    Hile, düzen dağarcığından elbette yeni bir şey bulup çıkaracak. - Ercüment Ekrem Talu

[müzik]
  • Müzik aletlerinde ses ayarı, akort
[toplum bilimi]
  • Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri

    Orta hâlli ailelerin kurduğu bu düzende herkesin bacası tüten, kapısı çalınan bir evi var. - Nezihe Meriç

[halk ağzında]
  • Alet edevat takımı
[halk ağzında]
  • Bez dokuma tezgâhı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • düzen kurmak
  • düzen vermek (veya düzene koymak veya düzene sokmak)

Birleşik Kelimeler: düzen açıklaması, düzen bağı, düzen teker, bozuk düzen, çekidüzen, kaba düzen, kara düzen, kurulu düzen, öncel düzen, sıkı düzen, sosyal düzen, yanaşık düzen, kamu düzeni, kölelik düzeni, savaş düzeni, toplumsal düzen, tören düzeni, yağış düzeni


DÜYUN (Kelime Kökeni: Arapça duyūn)


[isim] [eskimiş]
  • Borçlar

DÜÇAR (Kelime Kökeni: Farsça dūçār)


[sıfat] [eskimiş]
  • Uğramış, yakalanmış, tutulmuş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • düçar olmak