DÖVÜLGENLİK harflerini içeren 5 harfli 44 kelime bulunuyor. 5 harfli DÖVÜLGENLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GÖVDE23,
GÖVEK21,
GÖVEL21,
DÖNGÜ19,
GÖNÜL17,
GÖLÜK17,
GÖDEN17,
GÜVEN17,
ÖLGÜN17,
DÖNÜK15,
DÜVEN15,
DÜVEL15,
EVGİN15,
GÖLEK15,
DÖNEL13,
DÖNEK13,
DÖLEK13,
GÜNDE13,
GÜDEK13,
ÖDLEK13,
ÖNLÜK13,
DELGİ11,
EVLİK11,
GÜLLE11,
GEDİK11,
VEKİL11,
ELGİN9,
GELİN9,
KÜNDE9,
LEDÜN9,
DELİL7,
DELİK7,
DİLEK7,
DİKEN7,
DİNEK7,
DİKEL7,
DENLİ7,
KÜLLİ7,
KENDİ7,
ELLİK5,
İLKEL5,
KELLİ5,
LİKEN5,
NİKEL5
ELLİK
[isim] [halk ağzında]
[denizcilik]
-
Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven
İLKEL
[sıfat]
[isim]
-
Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad
[mecaz]
-
Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz
[felsefe]
-
Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum
KELLİ
[edat] [halk ağzında]
LİKEN
(Kelime Kökeni: Yunanca)
[isim] [bitki bilimi]
-
Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı
[tıp]
-
Kaşındırıcı bir deri hastalığı
Birleşik Kelimeler: liken bilimi
NİKEL
(Kelime Kökeni: Fransızca nickel)
[isim] [kimya]
-
Atom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni)
Birleşik Kelimeler: nikel kaplama
DELİL
(Kelime Kökeni: Arapça delīl)
[isim]
[hukuk] [mantık]
[eskimiş]
-
(deli:li) Kılavuz, rehber
DELİK
[isim]
[sıfat]
-
Delinmiş olan
Hangi evden istedilerse gittim, dama çıktım, akan delik kiremidi buldum, yerine sağlam kiremit koydum.
- Hamdullah Suphi Tanrıöver
[argo]
Ata Sözleri ve Deyimler
- deliğe tıkmak
- delik büyük, yama küçük
- delik eğirmek
Birleşik Kelimeler: delik deşik, cebi delik, kara delik, kubbeli delik, kulağı delik, noktalı delik, yüreği delik, budak deliği, burun deliği, fare deliği, gözetleme deliği, hava deliği, iğne deliği
DİLEK
[isim]
Birleşik Kelimeler: dilek kipi
DİKEN
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- diken battığı yerden çıkar
- diken üstünde oturmak (veya olmak)
Birleşik Kelimeler: dikence, diken diken, diken dutu, akdiken, çakırdiken, sarıdiken, çalı dikeni, demir dikeni, deve dikeni, domuz dikeni, eşek dikeni, geyik dikeni, kar dikeni, meryemana dikeni, öz dikeni, peygamber dikeni, sakız dikeni, teke dikeni
DİNEK
[isim] [halk ağzında]
-
Dinlenmek için durulan yer
DİKEL
[isim] [halk ağzında]
DENLİ
[edat]
[sıfat]
-
Ağırbaşlı, sözleri ve davranışları ölçülü olan (kimse)
Birleşik Kelimeler: denli densiz
KÜLLİ
(Kelime Kökeni: Arapça kullī)
[sıfat] [eskimiş]
[felsefe] [mantık]
KENDİ
[zamir]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kendi ağzıyla tutulmak
- kendi âlemine dalmak
- kendi ayağı ile gelmek
- kendi derdine düşmek
- kendi düşen ağlamaz
- kendi göbeğini kendi kesmek
- kendi gölgesinden korkmak
- kendi hâline bırakmak
- kendi havasında gitmek (veya olmak)
- kendi hesabana çalışmak
- kendi içine çekilmek
- kendi kabuğuna çekilmek
- kendi kanatlarıyla uçmak
- kendi kendini didiklemek
- kendi kendini yemek
- kendi keyfine gitmek
- kendi köşesinde yaşamak
- kendi kuyusunu kendi kazmak
- kendimi bildim bileli
- kendinden geçmek
- kendinde olmamak
- kendinde toplamak
- kendine (veya herhangi bir şeye) ... süsü vermek
- kendine dert etmek
- kendine gel!
- kendine gelmek
- kendine hisse çıkarmak
- kendine kıymak
- kendine mal etmek
- kendine yedirememek
- kendine yontmak
- kendini (kapıp) koyuvermek
- kendini (veya birini) temize çıkarmak (veya çıkartmak)
- kendini adamak
- kendini ağır (veya ağırdan) satmak
- kendini alamamak
- kendini aşağı (veya küçük) görmek
- kendini ateşe atmak
- kendini atmak
- kendini avutmak
- kendini beğendirmek
- kendini beğenmek
- kendini bırakmak
- kendini bilmek
- kendini bir şey sanmak
- kendini bir yerde bulmak
- kendini bulmak
- kendini dağıtmak
- kendini dar atmak
- kendini dev aynasında görmek
- kendini dinlemek
- kendini dirhem dirhem satmak
- kendini düşünmek
- kendini ele vermek
- kendini fasulye gibi nimetten saymak
- kendini göstermek
- kendini harap etmek
- kendini hissettirmek
- kendini kapının dışında bulmak
- kendini kaptırmak
- kendini kaybetmek
- kendini matah sanmak
- kendini naza çekmek
- kendini paralamak
- kendini satmak
- kendini sıkmak
- kendini sıyıramamak
- kendini sokağa (veya dışarı) atmak
- kendini tartmak
- kendini toparlamak (veya toplamak)
- kendini tutamamak
- kendini tutmak
- kendini vermek (veya vurmak veya çalmak)
- kendini yemek
- kendini yiyip bitirmek
- kendini yoklamak
- kendi söyler kendi dinler
- kendi üstüne yormak
- kendi yağıyla kavrulmak
Birleşik Kelimeler: kendi adına, kendi başına, kendibeslek, kendigelen, kendi hâlinde, kendi kendine, kendi payına, kendine has, kendine mahsus, kendine özgü
ELGİN
[sıfat] [eskimiş]
-
Yabancı, gurbette yaşayan, garip