Döv ile Başlayan Kelimeler



DÖV ile başlayan 33 kelime bulunuyor. Başında DÖV olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İçinde döv olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

DÖVDÜRTÜLMEK33

11 Harfli Kelimeler

DÖVÜŞTÜRMEK33, DÖVDÜRÜLMEK32, DÖVDÜRTÜLME32, DÖVÜLGENLİK31, DÖVÜŞKENLİK30

10 Harfli Kelimeler

DÖVÜŞÇÜLÜK36, DÖVÜŞTÜRME32, DÖVDÜRÜLME31, DÖVDÜRTMEK29, DÖVMECİLİK28

9 Harfli Kelimeler

DÖVİZZEDE31, DÖVDÜRTME28, DÖVDÜRMEK28

8 Harfli Kelimeler

DÖVÜŞMEK28, DÖVÜLGEN28, DÖVÜŞKEN27, DÖVDÜRME27, DÖVÜNMEK25, DÖVÜLMEK25, DÖVMELİK23

7 Harfli Kelimeler

DÖVÜŞÇÜ31, DÖVÜNÜŞ28, DÖVÜLÜŞ28, DÖVÜŞME27, DÖVMECİ25, DÖVÜNME24, DÖVÜLME24

6 Harfli Kelimeler

DÖVMEK21

5 Harfli Kelimeler

DÖVÜŞ24, DÖVİZ22, DÖV22, DÖVME20


DÖVME


[isim]
  • Dövmek işi

    Sanırım, yazılarımdan ötürü beni pohpohlayanlardan çok beni dövmeye kalkanlar haklıydı. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]
  • Kızgın durumdayken dövülerek biçim verilmiş (metal eşya)
[sıfat]
  • Dövülerek yapılan

    Dövme dondurma.

[halk ağzında]
  • Dövülerek kabuğu çıkarılmış buğday, yarma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dövme yapmak


DÖVMEK


[-i]
  • Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak

    Harp Divanına vermeden önce şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem! - Halide Edip Adıvar

[-de]
  • Bir şeyi toz durumuna getirmek için ezmek

    Döveçte karabiber dövmek.

[nesnesiz]
  • Davul vb. çalmak, vurmak

Birleşik Kelimeler: topukdöven, biçerdöver


DÖVİZ (Kelime Kökeni: Fransızca devise)


[isim] [ekonomi]
  • Ülkeler arası ödemelerde kullanılabilecek para, çek, poliçe vb. her türlü ödeme aracı
[ekonomi]
  • Yabancı ülke parası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • döviz kaçırmak

Birleşik Kelimeler: döviz işlemi, döviz kuru, efektif döviz


DÖVEÇ


[isim] [halk ağzında]
  • Ağaçtan yapılmış havan

    Sarımsak döveci.


DÖVMELİK


[isim]
  • Mısır ve buğday dövmeye yarayan, yarma buğday yapan bir araç

DÖVÜNME


[isim]
  • Dövünmek işi

DÖVÜLME


[isim]
  • Dövülmek işi

    Benim ürkekliğim ise yanımda başkalarının dövülmesinden geliyor. - Ayla Kutlu


DÖVÜŞ


[isim]
  • Dövme işi

Birleşik Kelimeler: danışıklı dövüş, horoz dövüşü, kör dövüşü


DÖVÜNMEK


[nesnesiz]
  • Aşırı üzüntü, çaresizlik, pişmanlık duyarak çırpınmak, kendi kendini dövmek

    Bir kadın dokuz çocukla bir viranenin içinde çırılçıplak kaldım diye dövünüyordu. - Aka Gündüz

[mecaz]
  • Çok üzülmek

    Farsçayı öğrenmediğime dövünür dururum. - Nurullah Ataç


DÖVÜLMEK


[nesnesiz]
  • Dövme işine konu olmak

    Ama ne kovulmuş ne de dövülmüştü. - Ayşe Kulin


DÖVMECİ


[isim]
  • Kullanılmadan önce dövülmesi gereken maden filizlerini veya diğer maddeleri döven işçi

DÖVÜŞKEN


[sıfat]
  • İyi dövüşen veya dövüşmeyi seven

    Eski dövüşken gür sesli erkek Osmanoğulları tanınamıyordu. - Yahya Kemal Beyatlı


DÖVDÜRME


[isim]
  • Dövdürmek işi

DÖVÜŞME


[isim]
  • Dövüşmek işi

DÖVMECİLİK


[isim]
  • Dövmecinin yaptığı iş