DUYUMSAMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



DUYUMSAMAK harflerini içeren 5 harfli 40 kelime bulunuyor. 5 harfli DUYUMSAMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DUYUM12, YUDUM12, DUYMA11, KUYUM10, MUMYA10, SUYUK10, UYUMA10, YUMUK10, YUMMA10, DAYAK9, KUMSU9, KUDAS9, MUKUS9, MADAM9, MASUM9, SUDAK9, SAYMA9, UYMAK9, YUMAK9, YAMUK9, YASMA9, AYMAK8, DAMAK8, KUSMA8, KAMUS8, KAYMA8, MUSKA8, MAKUS8, SUMAK8, SADAK8, UMMAK8, YAMAK8, YAKMA8, YASAK8, ASMAK7, AKSAM7, KASMA7, MAMAK7, MAKAS7, MAKAM7


ASMAK


[-e] [-i]
  • Bir şeyi aşağıya sarkacak bir biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak

    Lambayı tam pencerenin karşısına astı. - Sait Faik Abasıyanık

[-i]
  • Bir kimseyi boğazından ip vb. geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıp kesmek
  • astığı astık, kestiği kestik


AKSAM (Kelime Kökeni: Arapça aḳsām)


[isim]
  • Kısımlar

KASMA


[isim]
  • Kasmak işi

MAMAK


[isim]
  • Ankara iline bağlı ilçelerden biri

MAKAS (Kelime Kökeni: Arapça miḳaṣṣ)


[isim]
  • Bir eksen çevresinde dönebilecek biçimde çapraz eklemlenmiş, birbirine bakan yüzleri keskin iki çelik lamadan oluşmuş, arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araç, sındı

    Her iki eliyle kullanırdı makasıyla tarağını. - Necati Cumalı

[mecaz]
  • Çalma, kırpma
[mimarlık]
  • Dirsek
[denizcilik]
  • Üst uçları birbirine bağlı, alt uçları açık olan iki direkten kurulmuş, ağırlık kaldırma düzeni
[hayvan bilimi]
  • Bazı eklem bacaklı hayvanların ön ayaklarında bulunan, savunma ve saldırmada kullanılan kıskaç
[spor]
  • Su topunda iki ayağın teker teker yarım daire biçiminde çevrilmesiyle yapılan bir hareket

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makas almak
  • makas değiştirmek
  • makas vurmak

Birleşik Kelimeler: makas hakkı, makas payı, bahçe makası, çember makası, sürfile makası, tırnak makası


MAKAM (Kelime Kökeni: Arapça maḳām)


[isim]
  • Mevki, kat(I), yer

    İnsan değil gökyüzündeki makamını şaşırarak yere inmiş bir melektir. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir müzik parçası veya şarkının işleniş biçimi

Birleşik Kelimeler: makam arabası, makam odası, makam otomobili, makam ödeneği, makam şoförü, makam tazminatı, adli makam, başkanlık makamı, iddia makamı


AYMAK


[nesnesiz] [halk ağzında]
  • Kendine gelmek, aklı başına gelmek, ayılmak

    Bırak gece yarısı hoşbeşi Allah aşkına, aydım artık gidip yatayım. - Sait Faik Abasıyanık

[-i] [mecaz]
  • Gerçeği anlamak

DAMAK


[isim] [anatomi]
  • Ağız boşluğunun tavanı

Birleşik Kelimeler: damak eteği, damak tadı, damak ünsüzü, art damak, diş-damak ünsüzü, diş eti-damak ünsüzü, ön damak, sert damak, yumuşak damak


KUSMA


[isim]
  • Kusmak işi, istifra

    Bütün bir gece onun başını kucağımda yatırarak ikide bir kusmasına yardım ediyordum. - Asaf Halet Çelebi

[kimya]
  • Üzerine bir boya uygulandığında alttaki rengin üste çıkması

KAMUS (Kelime Kökeni: Arapça ḳāmūs)


[isim] [eskimiş]
  • Sözlük

    İstanbul sözündeki İstanbul kelimesinin manalarını anlatmak için koca bir kamus lazım. - Falih Rıfkı Atay


KAYMA


[isim]
  • Kaymak (II) işi
[sinema] [televizyon]
  • Herhangi bir nedenle filmin atlaması, görüntünün perdeye veya ekrana tam olarak gelmemesi

Birleşik Kelimeler: anlam kayması, toprak kayması


MUSKA (Kelime Kökeni: Arapça nusḫa)


[isim]
  • İçinde dinsel veya büyüleyici bir gücün saklı olduğu sanılan, taşıyanı, takanı veya sahip olanı zararlı etkilerden koruyup iyilik getirdiğine inanılan bir nesne, yazılı kâğıt vb., hamaylı

    İnsan, üstünde tercihen boynunda mutlaka bir muska taşımalıydı. - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: muska böreği


MAKÛS (Kelime Kökeni: Arapça maʿkūs)


[sıfat] [eskimiş]
  • Ters çevrilmiş, baş aşağı getirilmiş
[mecaz]
  • Uğursuz, kötü

    Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz. - Atatürk


SUMAK (Kelime Kökeni: Arapça summāḳ)


[isim] [bitki bilimi]
  • Antep fıstığıgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, kabuğu hekimlikte, yaprakları dericilikte kullanılan bir ağaç (Rhus coriaria)

SADAK


[isim]
  • İçine ok konulan torba veya kutu biçiminde kılıf, okluk

    Sadağını ve yayını kepenek altında dikkatlice tutuyordu. - Nihal Atsız