DOYURGAN Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



DOYURGAN harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli DOYURGAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DROG11, YOGA11, DANG10, GARD10, GAYR10, ARGO9, DORU8, ORDU8, OYUN8, ODUN8, DARU7, ORYA7, ONAY7, RODA7, URAY7, YUNA7, ONUR6, ORUN6, ORAN5, ONAR5, URAN5


ORAN


[isim]
  • Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet, rasyo

    Yerli oyunların çeviri oyunlara oranı değişti ve yükseldi. - Metin And

[matematik]
  • İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı

    Üçün sekize oranı.

Birleşik Kelimeler: oran dışı, benzeşim oranı, doğum oranı, faiz oranı, ölüm oranı, vergi oranı


ONAR


[sıfat]
  • On sayısının üleştirme sayı sıfatı

    Oraya çıkınca hamallara onar kuruştan hesap göreceksin. - Memduh Şevket Esendal


URAN


[isim]
  • Sanayi

ONUR (Kelime Kökeni: Fransızca honneur)


[isim]
  • İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis

Ata Sözleri ve Deyimler

  • onur duymak
  • onuruna ... vermek
  • onuruna dokunmak
  • onuruna yedirememek
  • onurunu okşamak

Birleşik Kelimeler: onur belgesi, onur kıtası, onur kurulu, onur üyesi


ORUN


[isim]
  • Özel yer

DARU (Kelime Kökeni: Farsça dārū)


[isim] [eskimiş]
  • İlaç

ORYA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Karo

ONAY


[isim]
  • Uygun bulma, tasdik, icazet, izin

    Sonunda, üstlerinin de onayıyla bir sınav yapmaya karar verdi. - İhsan Oktay Anar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • onay (veya onayını) almak


RODA (Kelime Kökeni: İtalyanca roda)


[isim] [denizcilik]
  • Yöntemine uygun düzgün sarılmış halat yumağı

URAY


[isim] [eskimiş]
  • Belediye

YUNA


[isim] [halk ağzında]
  • Belleme (II)

DORU


[sıfat]
  • Gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi koyu renkli olan, yağız (at)

Birleşik Kelimeler: yağız doru, kestane dorusu


ORDU


[isim]
  • Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
[isim]
  • Bir devletin silahlı kuvvetlerinin tümü

    Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi / Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: ordubozan, ordu donatım, orduevi, ordu komutanı, ordu merkezi, düzenli ordu


OYUN


[isim]
  • Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence
[spor]
  • Güreşte rakibini yenmek için yapılan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket
[spor]
  • Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç
[mecaz]
  • Hile, düzen, desise, entrika

    Atatürk hiçbir zaman onların oyununa kanmış değildir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • oyuna çıkmak
  • oyuna gelmek
  • oyuna getirmek
  • oyuna kurban gitmek
  • oyun almak
  • oyun bağlamak
  • oyun bozmak
  • oyun çıkarmak
  • oyun dışı kalmak
  • oyun etmek
  • oyun kurmak
  • oyun oynamak
  • oyunu almak
  • oyunun kurallarını bilmek
  • oyun vermek
  • oyun yapmak

Birleşik Kelimeler: oyun alanı, oyunbozan, oyun ebesi, oyun havası, oyun kâğıdı, oyun kurucu, oyun masası, oyun sahası, oyun salonu, oyun yazarı, destek oyun, dürüst oyun, eğitici oyun, eğitsel oyun, orta oyunu, öncü oyun, pastoral oyun, seyirlik oyun, sözsüz oyun, vurgu oyun, aralık oyunu, ayak oyunu, Bizans oyunu, borsa oyunu, cirit oyunu, çocuk oyunu, fincan oyunu, gölge oyunu, hapis oyunu, hava oyunu, hayal oyunu, kâğıt oyunu, kaşık oyunu, kelime oyunu, kılıç oyunu, köy oyunu, kukla oyunu, lades oyunu, misket oyunu, orta oyunu, peri oyunu, radyo oyunu, şans oyunu, takım oyunu, talih oyunu, televizyon oyunu, tuğla oyunu, yumruk oyunu, yüzük oyunu, halka oyunları


ODUN


[isim]
  • Yakılmak için kesilmiş, parçalanmış ağaç

    Sobada çıralar hemen alev almış, odunları da tutuşturmuştu. - Tarık Buğra

[sıfat] [mecaz]
  • Anlayışsız ve kaba (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • odun gibi

Birleşik Kelimeler: odun bilimi, odun kömürü, odun özü, odun sobası, dış odun, iç odun, olgun odun, öz odun, göbek odunu, meşe odunu