DOKUZUNCU ile Oluşan Kelimeler (DOKUZUNCU Kelime Türetme)



DOKUZUNCU harflerinden oluşan 31 kelime bulunuyor. DOKUZUNCU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Dokuzuncu kelimesinin anlamı nedir? Dokuzuncu ile başlayan kelimeler. İçinde dokuzuncu olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

9 Harfli Kelimeler

DOKUZUNCU21

6 Harfli Kelimeler

ODUNCU14, KUNDUZ13

5 Harfli Kelimeler

DOKUZ12, KUDUZ12, DONUK9, KONDU9

4 Harfli Kelimeler

UCUZ12, KUZU9, UNCU9, UZUN9, DOKU8, ODUN8, ZONK8, KONU6

3 Harfli Kelimeler

DOZ9, UZO8, KOZ7, KUZ7, CUK7, DUN6, DON6, DOK6, KOD6, NOD6

2 Harfli Kelimeler

UZ6, DO5, OD5, OK3, ON3, UN3


OK


[isim]
  • Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk
[matematik]
  • Bir dairede bir kirişin ortasında bu kirişi gören yayın ortasına indirilen doğru parçası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ok atmak
  • ok gibi (yerinden) fırlamak
  • ok yaydan (veya yayından) çıkmak

Birleşik Kelimeler: ok meydanı, ok yılanı, suoku


ON


[isim]
  • Dokuzdan sonra gelen sayının adı
[sıfat]
  • Dokuzdan bir artık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • on defa (veya kere)
  • on parmağı boğazında olmak
  • on parmağında on hüner (veya marifet) olmak
  • on parmağında on kara

Birleşik Kelimeler: onaltılık, on ayaklılar, onbaşı, onbeşli, on binlerce, on binlik, onbiraylık, on birli, ondörtlük, onikiparmak bağırsağı, onikitelli, on milyonluk, on para, onsekiz, beşon, ayın on dördü


UN


[isim]
  • Öğütülerek toz durumuna getirilmiş tahıl ve başka besin maddeleri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • un ufak etmek
  • un ufak olmak
  • ununu elemek, eleğini asmak

Birleşik Kelimeler: un çorbası, un helvası, esmer un, has un, özlü un, balık unu, buğday unu, et unu, galeta unu, kan unu, mısır unu, pirinç unu, soya unu, yulaf unu


DO (Kelime Kökeni: İtalyanca do)


[isim] [müzik]
  • Gam (II) dizisinde `si` ile `re` arasındaki ses

Birleşik Kelimeler: do anahtarı


OD


[isim] [eskimiş]
  • Ateş

    Yaz bahar ayında bir od verdiler / Yandım gittim ala karlı dağ iken - Karacaoğlan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • od yok ocak yok

Birleşik Kelimeler: od ocak


KONU


[isim]
  • Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje

    Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım bazen. - Yusuf Ziya Ortaç

Birleşik Kelimeler: konu mankeni, ana konu, bahis konusu, söz konusu


DUN (Kelime Kökeni: Arapça dūn)


[sıfat] [eskimiş]
  • Alçak, aşağı, aşağılık

DON


[isim] [halk ağzında]
  • Giysi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • donuna etmek (veya kaçırmak veya doldurmak veya yapmak)

Birleşik Kelimeler: don gömlek, çatal don, iç donu, iş donu

[isim]
  • Hava sıcaklığının sıfırdan aşağı düşmesiyle suların buz tutması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dona çekmek
  • don çekmek
  • don çözülmek
  • don kesmek
  • don tutmak

Birleşik Kelimeler: don yağı

[isim]
  • At kılının rengi

Birleşik Kelimeler: at donu


DOK (Kelime Kökeni: İngilizce dock)


[isim]
  • Gemilerin yükünün boşaltıldığı veya onarıldığı, üstü örtülü havuz

    Çekiç sesleri geliyor doklardan / Güzelim bahar rüzgârında ter kokuları / İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı - Orhan Veli Kanık

[ekonomi]
  • Ticaret mallarını saklamak için rıhtımda yapılan büyük depo

KOD (Kelime Kökeni: Fransızca code)


[isim]
  • Harf

Birleşik Kelimeler: kod adı, kod ismi, posta kodu, sektör kodu


NOD (Kelime Kökeni: İngilizce nod)


[isim] [tıp]
  • 343 yumru
[bilişim]
  • 343 düğüm

UZ


[sıfat]
  • İyi, güzel

Birleşik Kelimeler: eli uz

[zarf]
  • Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde `uzak` anlamında kullanılan bir söz

Birleşik Kelimeler: uzgören, uzgörür, uz iletişim


KOZ (Kelime Kökeni: Farsça gavz, goz)


[isim] [bitki bilimi]
  • Ceviz
[mecaz]
  • Başarı fırsatı olan elverişli durum, saldırış ve savunma fırsatı

    Başvurduğu bu olağanüstü tabiyede varlığını değil, yokluğunu koz olarak kullanmıştır. - Haldun Taner

[mecaz]
  • Karşısındakini alt edecek etkili şey

Ata Sözleri ve Deyimler

  • koz kırmak
  • kozu kaybetmek
  • kozunu paylaşmak (veya pay etmek)
  • koz vermek

Birleşik Kelimeler: koz helva


KUZ


[sıfat] [eskimiş]
  • Gölgede kalan (yan)

CUK


[zarf]
  • "Tam yerine denk gelmek, uygun gelmek, yakışmak" anlamlarındaki cuk oturmak deyiminde geçen bir söz