DOKUNSAL Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



DOKUNSAL harflerini içeren 5 harfli 22 kelime bulunuyor. 5 harfli DOKUNSAL kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DONUK9, DONLU9, KONDU9, KUDAS9, NODUL9, SONDA9, SUDAN9, SUDAK9, DOLAK8, KOLSU8, KUNDA8, LANDO8, SONLU8, SOLUK8, AKSON7, KONSA7, ONLUK7, SOLAK7, SUNAK7, SULAK7, SALON7, KOLAN6


KOLAN


[isim]
  • At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer

    Adam döndü, beygirinin semerini almak için kolanını çözmeye başladı. - Necati Cumalı

[halk ağzında]
  • Yünden veya iplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kolan çekmek
  • kolan vurmak

Birleşik Kelimeler: kolan balığı


AKSON (Kelime Kökeni: Fransızca axone)


[isim] [anatomi]
  • Sinir uyarmalarını sinir hücresinin gövdesinden diğer sinir hücrelerine taşıyan uzantı

KONSA


[isim] [hayvan bilimi]
  • Taşlık

ONLUK


[sıfat]
  • On birimden, on parçadan oluşan
[mecaz]
  • On üzerinden tam not alan

    Onluk bir öğrenci.

[isim] [eskimiş]
  • On para, on kuruş, on lira veya on bin lira değerinde olan para

    Bir iki mecidiyenin arasına sıkışmış bir onluğu ararken arkadan bir araba geliyordu. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: onluk bozma


SOLAK


[isim]
  • Genellikle sol elini kullanan kimse
[tarih]
  • Yeniçeri Ocağının, padişahın gözeticiliğini yapan asker sınıfı

    Yanı başındaki elli altmış solaktan başka yeniçerilerle birlikte bütün birliklerin ileri atılması için buyruk verdi. - Nihal Atsız


SUNAK


[isim]
  • Tapınaklarda, üzerinde kurban kesilen, günlük yakılan, dinî tören yapılan taş masa

SULAK


[sıfat]
  • Suyu olan, suyu bol (yer)

    Sulak bir sazlığın başında, önümüze bir kaplumbağa çıkmıştı. - Osman Cemal Kaygılı

[isim]
  • Kuşlar için su konulan küçük kap

Birleşik Kelimeler: sulak alan


SALON (Kelime Kökeni: Fransızca salon)


[isim]
  • Bir evde konukları ağırlamakta kullanılan en geniş oda

    Hasta alt kattaki salona kadar gitti ve bir kanepenin üstüne düştü. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: salon adamı, salon bitkileri, salon çamı, salon çiçeği, salon kadını, bekleme salonu, berber salonu, bilardo salonu, dans salonu, dinleme salonu, dinlenme salonu, düğün salonu, güzellik salonu, kabul salonu, lostra salonu, merasim salonu, misafir salonu, model salonu, müzik salonu, oyun salonu, sergi salonu, sinema salonu, şeref salonu, toplantı salonu, yemek salonu, yolcu salonu


DOLAK


[isim] [halk ağzında]
  • Tozluk yerine bacaklara ayak bileğinden dize kadar dolanan ensiz ve uzun kumaş parçası

    Kıran Bey, şimdi bacaklarına dolak sarmış, siyah poturlu, keçe külahlı, göğsünde fişeklikler ve elinde mavzer, tığ gibi bir delikanlıydı. - Refik Halit Karay


KOLSU


[sıfat]
  • Kolu andıran, kola benzeyen, kol gibi

Birleşik Kelimeler: kolsu ayaklılar


KUNDA


[isim] [hayvan bilimi]
  • Bir tür büyük ve zehirli örümcek

LANDO (Kelime Kökeni: Fransızca landau)


[isim]
  • Dört tekerlekli, içinde dingillere paralel olarak düzenlenmiş karşılıklı iki oturma sırası bulunan, üstü açılıp kapanabilen çift körüklü binek arabası

SONLU


[sıfat]
  • Sonu olan, bitimli

    Zamanın sonlu ve sonsuz akışları içinde iki yıl, kısa bir süredir. - Ahmet Cemal

[matematik]
  • Sonu olan, sonsuz olmayan

Birleşik Kelimeler: sonlu büyüklük


SOLUK


[isim]
  • Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes

    Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]
  • Tarz

    Gençler dergimize yeni bir soluk getirdiler.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • soluğu (bir yerde) almak
  • soluğu kesilmek (veya tutulmak)
  • soluğunu kesmek
  • soluk aldırmamak
  • soluk almak

Birleşik Kelimeler: soluk almadan, soluk borusu, soluk darlığı, soluk kesici, soluk soluğa, gürsoluk, ses soluk, bir solukta

[sıfat]
  • Rengi atmış olan, solmuş, uçuk

    General, soluk dudaklarını parmaklarının arasına alarak acı acı gülüyor. - Esat Mahmut Karakurt

Birleşik Kelimeler: soluk benizli


DONUK


[sıfat]
  • Parlak olmayan, mat (II)

    Donuk ışıkta birçok fokun mağaraya girdiğini görmüş. - Halikarnas Balıkçısı

[mecaz]
  • Canlılığı az olan, durgun, uyuşuk (kimse)

    Donuk bir adam.

Birleşik Kelimeler: donuk donuk