Di ile Biten 5 Harfli Kelimeler



Dİ ile biten 5 harfli 23 kelime bulunuyor. Sonu olan 5 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Di ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Di olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

FER13, HAY13, İVE13, TEV13, VER13, MEH12, CİD12, GİR11, HİN11, ŞİM11, MAD10, ABA9, ADE9, AMU9, BİN9, EBE9, İDA9, KÜR9, TAS8, İRA7, KRE7, KEN7, NAK7


İRADİ (Kelime Kökeni: Arapça irādī)


[sıfat] [eskimiş] [ruh bilimi] [felsefe]
  • İstençli

KREDİ (Kelime Kökeni: Fransızca crédit)


[isim] [ekonomi]
  • Borç ödemede güvenilir olma durumu

    Piyasada kredisi var.

[ekonomi]
  • Ödünç alınan veya verilen mal, para

    Kredi almada, senet ödemede, şunda bunda oldum olası kolaylık göstermişlerdir. - Attila İlhan

[mecaz]
  • Güven, saygınlık, itibar
[eğitim bilimi]
  • Belli bir öğrenimin tamamlanması için öğrencilerden istenen her türlü kuramsal ve uygulamalı çalışmalar göz önünde tutularak bir yarıyıl veya bir öğretim yılı okutulan herhangi bir dersin, okul programı bütünlüğü içindeki değerini nicelik olarak gösteren birim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kredi açmak
  • kredisi düşmek

Birleşik Kelimeler: kredi anlaşması, kredi kartı, kredi limiti, kredi mektubu, kredi sözleşmesi, açık kredi, bağlı kredi, dış kredi, emlak kredisi, kabul kredisi, konut kredisi, acil ihtiyaç kredisi


KENDİ


[zamir]
  • İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, öz(I), zat

    Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kendi ağzıyla tutulmak
  • kendi âlemine dalmak
  • kendi ayağı ile gelmek
  • kendi derdine düşmek
  • kendi düşen ağlamaz
  • kendi göbeğini kendi kesmek
  • kendi gölgesinden korkmak
  • kendi hâline bırakmak
  • kendi havasında gitmek (veya olmak)
  • kendi hesabana çalışmak
  • kendi içine çekilmek
  • kendi kabuğuna çekilmek
  • kendi kanatlarıyla uçmak
  • kendi kendini didiklemek
  • kendi kendini yemek
  • kendi keyfine gitmek
  • kendi köşesinde yaşamak
  • kendi kuyusunu kendi kazmak
  • kendimi bildim bileli
  • kendinden geçmek
  • kendinde olmamak
  • kendinde toplamak
  • kendine (veya herhangi bir şeye) ... süsü vermek
  • kendine dert etmek
  • kendine gel!
  • kendine gelmek
  • kendine hisse çıkarmak
  • kendine kıymak
  • kendine mal etmek
  • kendine yedirememek
  • kendine yontmak
  • kendini (kapıp) koyuvermek
  • kendini (veya birini) temize çıkarmak (veya çıkartmak)
  • kendini adamak
  • kendini ağır (veya ağırdan) satmak
  • kendini alamamak
  • kendini aşağı (veya küçük) görmek
  • kendini ateşe atmak
  • kendini atmak
  • kendini avutmak
  • kendini beğendirmek
  • kendini beğenmek
  • kendini bırakmak
  • kendini bilmek
  • kendini bir şey sanmak
  • kendini bir yerde bulmak
  • kendini bulmak
  • kendini dağıtmak
  • kendini dar atmak
  • kendini dev aynasında görmek
  • kendini dinlemek
  • kendini dirhem dirhem satmak
  • kendini düşünmek
  • kendini ele vermek
  • kendini fasulye gibi nimetten saymak
  • kendini göstermek
  • kendini harap etmek
  • kendini hissettirmek
  • kendini kapının dışında bulmak
  • kendini kaptırmak
  • kendini kaybetmek
  • kendini matah sanmak
  • kendini naza çekmek
  • kendini paralamak
  • kendini satmak
  • kendini sıkmak
  • kendini sıyıramamak
  • kendini sokağa (veya dışarı) atmak
  • kendini tartmak
  • kendini toparlamak (veya toplamak)
  • kendini tutamamak
  • kendini tutmak
  • kendini vermek (veya vurmak veya çalmak)
  • kendini yemek
  • kendini yiyip bitirmek
  • kendini yoklamak
  • kendi söyler kendi dinler
  • kendi üstüne yormak
  • kendi yağıyla kavrulmak

Birleşik Kelimeler: kendi adına, kendi başına, kendibeslek, kendigelen, kendi hâlinde, kendi kendine, kendi payına, kendine has, kendine mahsus, kendine özgü


NAKDÎ (Kelime Kökeni: Arapça naḳdī)


[sıfat]
  • Parasal

    Ve bu nakdî fedakârlıkların yekûnuyla, dört beş aile rahat rahat geçinebilirdi. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: nakdî ceza, nakdî kıymet, nakdî teminat, nakdî vergi, nakdî yardım


TASDİ (Kelime Kökeni: Arapça taṣdīʿ)


[isim] [eskimiş]
  • Can sıkma, baş ağrıtma, tedirgin etme

ABADİ (Kelime Kökeni: Farsça ābādī)


[isim] [eskimiş]
  • Açık saman renginde, ipekten yapılan, yarı mat, kalınca bir yazı kâğıdı türü

ADEDÎ (Kelime Kökeni: Arapça ʿadedī)


[zarf] [eskimiş]
  • Sayıca

AMUDİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿamūdī)


[sıfat] [eskimiş] [matematik]
  • Dikey

BİNDİ


[isim]
  • Destek

EBEDÎ (Kelime Kökeni: Arapça ebedī)


[sıfat]
  • Sonsuz, ölümsüz, bengi

    Geçtik hepimiz dörtnala cennet kapısından / Gördük ebedî cetleri bir anda yakından - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: ebedî uyku


İDADİ (Kelime Kökeni: Arapça iʿdādī)


[isim] [eskimiş]
  • Lise derecesindeki okul

    Rahmi idadide okurken Rıza Efendi artık enikonu zengindir. - Tarık Buğra


KÜRDİ (Kelime Kökeni: Arapça kurdī)


[isim] [müzik]
  • Klasik Türk müziğinde si bemol notasını andıran perde

Birleşik Kelimeler: kürdilihicazkâr, acemkürdi, arabankürdi, muhayyerkürdi


MADDİ (Kelime Kökeni: Arapça māddī)


[sıfat]
  • Madde ile ilgili, maddesel, özdeksel, manevi karşıtı
[fizik]
  • Maddesel

Birleşik Kelimeler: maddi zarar


GİRDİ


[isim] [ticaret]
  • Bir üretimde yararlanılan para, gereç ve iş gücü, çıktı karşıtı

    Devlet, işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır. - Anayasa

Birleşik Kelimeler: girdisi çıktısı


HİNDİ (Kelime Kökeni: Arapça hindī)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Tavukgillerden, XV. yüzyılda evcilleştirilerek Amerika'dan bütün dünyaya yayılan, boyun ve başı çıplak, parlak, yeşil ve esmer tüylü, kümes hayvanlarının en büyüğü, mısırtavuğu (Meleagris gallopavo)

    Bu hindileri yiyen oradaki fakir fukara da müsteşar beye amma da dua etmiştir. - Burhan Felek

[sıfat] [halk ağzında]
  • Aptal, şaşkın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hindi gibi kabarmak

Birleşik Kelimeler: baba hindi, demirhindi, devrihindi, sebkihindi