DEĞİRMENLİK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler



DEĞİRMENLİK harflerini içeren 8 harfli 26 kelime bulunuyor. 8 harfli DEĞİRMENLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DEĞİRMEK18, DEĞİRMEN18, DEĞİNMEK18, EĞDİRMEK18, DEĞERLİK17, EĞRİLMEK16, İĞRENMEK16, DİNLEMEK11, DİNELMEK11, DİKLENME11, DİLENMEK11, DİLİNMEK11, DİRENMEK11, DİRİLMEK11, DELİNMEK11, DENİLMEK11, DELİRMEK11, DERİLMEK11, EDİNİLME11, İNDİRMEK11, MENDİREK11, DERİNLİK10, ERDENLİK10, EDİRNELİ10, İKİLENME9, KİRLENME9


İKİLENME


[isim]
  • İkilenmek işi

KİRLENME


[isim]
  • Kirlenmek işi

    Çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. - Anayasa


DERİNLİK


[isim]
  • Bir şeyin dip tarafının yüzeye, ağza olan uzaklığı
[fizik]
  • Bir cismin en ve boy dışındaki üçüncü boyutu

    Su baskısı derinlikte santimetre başına yüz ton ağırlığında olunca, ona beş santimetre kalınlığında da olsa cam mı dayanır? - Halikarnas Balıkçısı

[mecaz]
  • Bir konunun veya durumun özü

    Ben şiir yazmayı, resim yapmayı, derinliklerde söyleşmeyi seven Sadri Alışık'ı da tanıdım. - Selim İleri

[mecaz]
  • En duyarlı nokta

    Ta yüreğinin derinliklerinden gelen ağlama sesi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]
  • Karanlık, bilinmeyen dönem

    Tarihin derinliklerine saklanmış olan gerçekler...

[askerlik]
  • Yanaşık veya dağınık düzende bulunan bir birliğin en ileride olan kısmının başından, en geride bulunan kısmının sonuna kadar olan uzaklık

    Beş altı yüz metre derinliği olan bir topçu müfrezesini yanlayıp geçmek epeyce zormuş. - Aka Gündüz

[ticaret] [ekonomi]
  • Borsada az sayıda hisse senedinin el değiştirmesi

Birleşik Kelimeler: derinlik kayaçları, derinlikölçer, derinlik ölçümü, korozyon derinliği


ERDENLİK


[isim]
  • Kızlık

    Tolstoy'un caydığı, toplumsal hayatın erdenliği gitgide kırsal törenin dışında var etmek zorunda olduğudur. - Selim İleri


EDİRNELİ


[isim]
  • Edirne ilinden olan kimse

DİNLEMEK


[-i]
  • İşitmek için kulak vermek

    Konağın hesabını sen söylersin, ben de dinlerim. - Abdülhak Şinasi Hisar

[mecaz]
  • Uymak, baş eğmek, itaat etmek

    Şaşkınım, çenem, dudaklarım, dilim sanki artık beni dinlemiyorlar. - Ahmet Ümit


DİNELMEK


[nesnesiz] [halk ağzında]
  • Ayakta durmak
[-e] [mecaz]
  • Karşı koymak, kafa tutmak

DİKLENME


[isim]
  • Diklenmek işi

    Ama karısının diklenmesi yüreğine oturdu. - Lâtife Tekin


DİLENMEK


[nesnesiz]
  • Sadaka istemek

    Cami kapısında avuç açar dilenirim de onun evine gitmem. - Memduh Şevket Esendal

[-den] [mecaz]
  • Kendisini acındırarak bir kimseden bir şey istemek

    Karşılığı beklenen sevgiye sevgi denmez / Sevdalılar yalvarır fakat bir şey dilenmez - Faruk Nafiz Çamlıbel

Birleşik Kelimeler: dilenemez dilenci


DİLİNMEK


[nesnesiz]
  • Dilme işi yapılmak

DİRENMEK


[nesnesiz]
  • Herhangi bir düşüncede, bir istekte veya bir durumda ayak diremek, inat etmek, ısrar etmek, taannüt etmek

    Tek tük direnen çıktıysa da çürük yumurta gibi kısa zamanda eziliverdi. - Kerim Korcan


DİRİLMEK


[nesnesiz]
  • Güçlenip canlanmak

    Bir bardak suyu içince dirildi.

[mecaz]
  • Yeniden etkin olmak, geçerli duruma gelmek

    Aruz ölçüsü bir gün yeniden dirilecek mi bilmiyorum. - Nurullah Ataç

Birleşik Kelimeler: öle dirile


DELİNMEK


[nesnesiz]
  • Delme işi yapılmak

    Kızın kulağı delindi.

[mecaz]
  • Çiğnenmek, uyulmamak, aykırı davranılmak

    Yöneticinin koyduğu yasaklar delindi.


DENİLMEK


[nesnesiz]
  • Ad verilmek

    Hıyarlar, o marul denilen yağlı yapraklar da ateş pahasınaydı. - Sait Faik Abasıyanık


DELİRMEK


[nesnesiz]
  • Deli olmak, aklını yitirmek, çıldırmak

    İkramiye kazananların delirdiklerini işitirdi. - Peyami Safa