DEVRİLEYAZMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



DEVRİLEYAZMAK harflerini içeren 5 harfli 272 kelime bulunuyor. 5 harfli DEVRİLEYAZMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AYVAZ16, AZVAY16, DAVYA15, MEVZİ15, AVİZE14, DEVAM14, DEVİM14, EVAZE14, MİYAV14, MEYVE14, VEZİR14, VALİZ14, YEVMİ14, ZİRVE14, ZEVAL14, ZELVE14, AYEVİ13, DİVAL13, DAVAR13, DEVRİ13, DEVRE13, DEVİR13, EVİYE13, EDVAR13, LEVYE13, VERDİ13, VİYAK13, VARDA13, VEDİA13, YELVE13, YAVER13, AKVAM12, DİYEZ12, EVRİM12, EMVAL12, İVMEK12, KAVİM12, KAVMİ12, MEVLA12, MEVKİ12, MAVRA12, MAVAL12, VERME12, VERİM12, VEREM12, VARMA12, YEDİZ12, AYMAZ11, AVLAK11, AVARE11, ALEVİ11, DİZEM11, DİZME11, DEİZM11, EVRİK11, EVRAK11, EVLİK11, EVLEK11, İLAVE11, KİRVE11, KRAVL11, KAVAL11, KEVEL11, KAVİL11, LİVAR11, LARVA11, MİYAZ11, REVAK11, VİRAL11, VARAK11, VAKAR11, VARİL11, VEKİL11, YAZMA11, AZADE10, DİZEL10, DİZEK10, DEYİM10, MİDYE10, MEDYA10, YALAZ10, YAZAR10, YEDME10, ZEYİL10, ZERDE10, AZMAK9, AZAMİ9, AKMAZ9, DİYAR9, DAYAK9, DALYA9, DİKEY9, DİREY9, DERYA9, EZMEK9, ELZEM9, EMRAZ9, EMZİK9, İZLEM9, İLZAM9, KAZMA9, MİRZA9, MEZRA9, MEZAR9, MARİZ9, MARAZ9, MALAZ9, MELEZ9, MAZAK9, REMİZ9, RİYAD9, YARDA9, YEDEK9, ZAMİR9, ZALİM9, ARİZA8, ARAZİ8, AYMAK8, AZERİ8, ALİZE8, AMADE8, DRAMA8, DEMLİ8, DEMİR8, DEMEK8, DELME8, DAİMA8, DAMLA8, DAMAR8, DAMAL8, DAMAK8, DALMA8, DİLME8, DİKME8, DERME8, ERZAK8, ERZEL8, EYLEM8, EZELİ8, ERDEM8, EMAYE8, İZALE8, İZLEK8, İDAME8, İKRAZ8, İKDAM8, KİMYA8, KİRAZ8, KADEM8, KADİM8, KERİZ8, KAYMA8, KAYME8, LEZAR8, LERZE8, LAZER8, MİYAR8, MEYİL8, MALYA8, MARDA8, MADİK8, MADER8, MARYA8, MEDAR8, REZİL8, REKİZ8, YELME8, YEMEK8, YERME8, YAMAK8, YAKMA8, YARMA8, ZEKER8, ARİYA7, ARDAK7, AYLAK7, ADALE7, AKİDE7, DAKAR7, DELİK7, DEKAR7, DALAK7, DAİRE7, DİLEK7, DİREK7, DİKEL7, DERİK7, ERDEK7, İRADE7, İDEAL7, İDRAK7, İDARE7, KİRDE7, KREDİ7, KARYE7, KALYA7, KADAR7, KADER7, KADİR7, KALAY7, KAİDE7, KERDE7, KAYRA7, KAYAR7, KEDER7, LİDER7, LADİK7, RİYAL7, REAYA7, YELEK7, YEREL7, YERLİ7, YARAK7, YALAK7, YARKA7, ARAMİ6, ALMAK6, AMELİ6, AMELE6, AKEMİ6, ALARM6, ERMEK6, ERİME6, EKLEM6, ELMEK6, EMARE6, EMLAK6, EMLİK6, İRKME6, İMALE6, İLMEK6, İMLEK6, İKAME6, İKMAL6, İKRAM6, KLİMA6, KREMA6, KAMİL6, KAMER6, KARMA6, KALEM6, KALMA6, KAİME6, KEREM6, KERİM6, KEMAL6, KEMER6, KEMRE6, KELAM6, KELEM6, MALİK6, MARKİ6, MARKE6, MARKA6, MARAL6, MALAK6, MAİLE6, MELEK6, MEREK6, MERAK6, MELİK6, RİMEL6, RAMAK6, RAKAM6, REMİL6, REMEL6, ERKLİ5, ERLİK5, ERİKA5, EKLER5, KİLER5, KELER5


ERKLİ


[sıfat]
  • Bir şeyi yapmaya, başarmaya gücü yeten, nüfuzlu, muktedir, kadir

ERLİK


[isim]
  • Erkeklik, yiğitlik
[askerlik]
  • Er olma durumu

ERİKA


[isim] [bitki bilimi]
  • Süpürge otu

EKLER (Kelime Kökeni: Fransızca éclair)


[isim]
  • İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü

KİLER (Kelime Kökeni: Farsça kilār)


[isim]
  • Evlerde yiyecek, içecek ve erzakın saklandığı oda, ambar veya dolap

    Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu. - Ömer Seyfettin


KELER


[isim] [hayvan bilimi]
  • Köpek balıkları takımının kelergiller familyasından, ılık ve tropik denizlerde yaşayan, uzunluğu 1,5 metre kadar olan, bir defada 20 yavru doğuran bir tür balık, keler balığı (Rhina squatina)

Birleşik Kelimeler: keler balığı, kaya keleri, su keleri


ARAMİ (Kelime Kökeni: Arapça ārāmī)


[isim]
  • MÖ 11-8. yüzyıllarda Mezopotamya'da yaşamış bir halk

ALMAK


[-i]
  • Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak

    Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. - Necati Cumalı

[nesnesiz]
  • Satın almak
[nesnesiz]
  • Ele geçirmek, fethetmek

    Fakat aldıkları yerlerin ahalisini Türkleştiremediklerinden bu büyüklük onların zayıf düşmelerine sebep olmuş. - Ömer Seyfettin

[-i] [-den]
  • Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak

    Çocuğu okuldan aldı.

[nesnesiz]
  • İçine sığmak

    Bu kavanoz iki kilo bal alır. Bu salon bin kişi alır.

[-e] [nesnesiz]
  • Kabul etmek
[nesnesiz]
  • Kendine ulaştırılmak, iletilmek

    Mektup almak. Haber almak.

[nesnesiz]
  • İçeri sızmak, içine çekmek

    Gemi su alıyor. Fotoğraf makinesi ışık almış, film yanmış.

[nesnesiz]
  • Erkek, kadınla evlenmek

    O sırada aldığı kadının babasının birçok yardımını görmüştü. - Memduh Şevket Esendal

[-i] [nesnesiz]
  • Sürükleyip götürmek

    Öküzü sel aldı, harmanı yel aldı.

[nesnesiz]
  • Kazanmak, elde etmek
[nesnesiz]
  • Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak

    Soğuk almak. Ceza almak.

[-i] [nesnesiz]
  • Bürümek, sarmak, kaplamak

    Burayı kötü bir koku aldı, durulamaz hâle geldi.

[-den]
  • Kısaltmak, eksiltmek

    Ceketin boyundan almak.

[nesnesiz]
  • Yolmak, koparmak

    Kaş almak.

[-e] [-i]
  • İçeri girmesini sağlamak

    Sevdiği delikanlıyı gece evine almış. - Necati Cumalı

[nesnesiz]
  • Tat veya koku duymak

    Sigaradan hiç tat alamaz oldum. Burnu iyi koku alır.

[-e] [-i]
  • Örtmek, koymak

    Paltosunu sırtına aldı.

[-i] [-de]
  • Yol gitmek, mesafe katetmek

    O yolu bir saatte alırsınız.

[-i] [-den]
  • Çalmak

    Cebimden saatimi almışlar.

[nesnesiz]
  • Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek

    Savcı yardımcısı gaza bastı, motor almadı. Bir daha bastı, yine almadı. - Haldun Taner

[nesnesiz]
  • Göreve, işe başlatmak

    Yeni bir kapıcı aldı.

[-den]
  • Görevden, işten çekmek
[nesnesiz]
  • Başlamak

    Üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur - Halk türküsü

[nesnesiz]
  • İçecek veya sigara içmek

    Tadına bakmak için bir yudum aldım.

[nesnesiz]
  • Yutmak, kullanmak

    İlaç almak.

[nesnesiz] [-den]
  • Kazanç sağlamak

    Bir pantolondan beş yüz lira alıyorlar.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al (veya alın) ...
  • alaşağı etmek
  • al aşağı vur yukarı
  • al benden de o kadar
  • al birini, vur ötekine (veya birine)
  • aldı
  • aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmemek
  • aldı sazı eline
  • al gülüm ver gülüm
  • alıp başını gitmek
  • alıp götürmek
  • alıp satmaz görünmek
  • alıp sattığı olmamak
  • alıp vereceği olmamak
  • alıp verememek
  • alıp vermek
  • alıp yürümek
  • al kaşağıyı gir ahıra, yarası olan gocunur (veya gocunsun)
  • almadan vermek Allah'a mahsus
  • almadığın hayvanın kuyruğunu tutma
  • al malın iyisini, çekme kaygısını
  • alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste
  • al sana bir ... daha
  • al takke ver külah

Birleşik Kelimeler: pürüzalır, esir almaca, soluk almadan, açığa almak, satın almak, akılalmaz, çakaralmaz


AMELÎ (Kelime Kökeni: Arapça ʿamelī)


[sıfat]
  • Uygulamalı

    Kitaplardan gelen fikirler nazari, yaşanan fikirler ise amelîdir. - Mehmet Kaplan


AMELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿamele)


[isim]
  • Gündelikle çalışan işçi

    Tuğla harmanındaki ameleler etrafı aradılar. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: amele pazarı, amele taburu, amele yanığı, tanzifat amelesi


AKEMİ


[isim]
  • İki elemanlı mermer yapıştırıcısı

ALARM (Kelime Kökeni: Fransızca alarme)


[isim]
  • Bir uyarıyı, bir tehlikeyi bildirmek için verilen işaret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alarma geçmek


ERMEK


[-e]
  • Erişmek

    Nereden geldiğini anlamadığı bir ataklığa ermişti. - Necati Cumalı

[nesnesiz]
  • İnsan veya bitki büyüyüp gelişmek, yetişmek
[nesnesiz]
  • Ürün olgunlaşmak

    Arpalar erdi de gelin, girdik yolmaya - Halk türküsü

[nesnesiz] [din bilgisi]
  • Kendini Tanrı yoluna vermiş kimse insanüstü kutsal bir aşamaya erişmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erdiğine erer, ermediğine taş atar

Birleşik Kelimeler: aşermek


ERİME


[isim]
  • Erimek işi

    Dışarıda karlar erimeye başlamış. - Ahmet Ümit

Birleşik Kelimeler: aşırı erime, kemik erimesi


EKLEM


[isim] [anatomi]
  • Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal

Birleşik Kelimeler: eklem bacaklılar, omuz eklemi