DESTEKSİZ harflerini içeren 4 harfli 22 kelime bulunuyor. 4 harfli DESTEKSİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Desteksiz ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Desteksiz olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
DİZE9,
SEZİ8,
DİSK7,
EZİK7,
ZEKİ7,
EDİK6,
KEDİ6,
SEKS6,
ESKİ5,
ESİK5,
EKSİ5,
KİST5,
KESE5,
SİTE5,
SEKİ5,
ETİK4,
ETKİ4,
ETEK4,
EKTİ4,
KETE4,
TİKE4,
TEKE4
ETİK
(Kelime Kökeni: Fransızca éthique)
[isim]
[sıfat]
Birleşik Kelimeler: etik bilimi
ETKİ
[isim]
[mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
- etki bırakmak
- etki etmek
- etkisini göstermek
Birleşik Kelimeler: bozucu etki, kılcal etki, yan etki
ETEK
[isim]
[argo]
Ata Sözleri ve Deyimler
- eteğe varmak
- eteği ayağına dolaşmak
- eteği kirlenmek
- eteğindeki taşı dökmek
- eteğinde namaz kılınmak
- eteğinden ayrılmamak
- eteğinden el çekmek
- eteğine düşmek (veya sarılmak)
- eteğine yapışmak (veya sığınmak)
- eteğini başına atmak (veya sarmak)
- eteğini çekmek
- eteğini toplamak
- eteğini tutmak
- eteğiyle mum söndürmek
- etek açmak
- eteklerini indirmek
- eteklerini toplamak
- etekleri tutuşmak
- etekleri uzamak
- etekleri zil (veya ıslık veya çalpara) çalmak
- etek öpmek
- etek silkmek
- etek takmak (veya giymek)
Birleşik Kelimeler: etek bağı, etek belde, etek bezi, etek dolusu, etek etek, etek kiri, etek pisliği, etekserpen, etek taşı, eteği arı, eteği belinde, eteği düşük, eteği temiz, eteğine eğri, eteğine pis, eksik etek, iç etek, maksi etek, midi etek, mini etek, uzun etek, üç etek, çatı eteği, dağ eteği, damak eteği, pencere eteği
EKTİ
[sıfat]
[isim]
-
Anası ve babası olmayan veya atılmış, bırakılmış çocuk
[halk ağzında]
[halk ağzında]
Birleşik Kelimeler: ekti püktü
KETE
[isim] [halk ağzında]
-
Yağlı, mayalı veya mayasız hamurdan yapılan çörek
TİKE
[isim] [halk ağzında]
-
Et, ekmek, peynir vb.nde parça, lokma, dilim
Birleşik Kelimeler: tike kebabı
TEKE
[isim] [hayvan bilimi]
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: teke dikeni, tekesakalı, boynuzluteke
ESKİ
[sıfat]
[isim]
[isim] [alay yollu]
Ata Sözleri ve Deyimler
- eski ağza yeni taam
- eski çamlar bardak oldu
- eski defterleri kapatmak
- eski defterleri yoklamak (veya karıştırmak)
- eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez
- eski düşman dost olmaz
- eski hamam eski tas
- eski hayratı da berbat etmek
- eski kimliğine bürünmek
- eski köye yeni âdet getirmek
- eski kulağı kesiklerden olmak
- eskisi kadar (veya gibi)
- eskisini aratmamak
- eskisi olmayanın yenisi (veya acarı) olmaz
- eskiye rağbet (veya itibar) olsaydı bitpazarına nur yağardı
Birleşik Kelimeler: Eski Çağ, Eski Dünya, eski eserler, eski göz ağrısı, eski kafalı, eski kurt, eski püskü, eski toprak, eski tüfek, eski yazı, başeski
ESİK
[isim] [halk ağzında]
EKSİ
[isim] [matematik]
-
Çıkarma işleminde - işaretinin adı, nakıs
[sıfat] [matematik]
-
Sıfırdan küçük, önünde eksi işareti bulunan (sayı), menfi, nakıs, negatif, artı karşıtı
[mecaz]
Birleşik Kelimeler: eksi sayı, eksi uç
KİST
(Kelime Kökeni: Fransızca kyste)
[isim] [bitki bilimi]
-
Sporlu bitkilerde, özellikle mantarlarda, su yosunlarında görülen, bir veya birkaç hücreden oluşmuş organ
[tıp]
-
İçi koloit, yağ vb. sıvı veya yarı sıvı bir madde ile dolu 20 mm'den küçük patolojik torba, kitle
[hayvan bilimi]
-
Tek hücrelilerin veya çok hücreli küçük hayvanların uygun olmayan şartlarda veya çoğalma sırasında çevrelerine saldıkları kendilerini korumaya yarayan dayanıklı kapsül
KESE
(Kelime Kökeni: Farsça kīse)
[isim]
[sıfat]
-
Bu küçük torba miktarında olan
Üç kese tütün.
[mecaz]
[anatomi]
-
Organizmanın bazı boşlukları
[bitki bilimi]
-
Su bitkilerinde içi hava ile dolu olan ve bitkinin suda yüzer durumda kalmasını sağlayan şişkinlik
[tarih]
-
Beş yüz kuruşluk para birimi
Ata Sözleri ve Deyimler
- keseden yemek
- kesenin ağzını açmak
- kesenin dibi görünmek
- kesenize bereket
- kesesi elvermemek
- kesesine bir şey girmek
- kesesine göre
- kesesine güvenmek
- kesesini doldurmak
- keseye danış, pazarlığa sonra giriş
- keseye davranmak
Birleşik Kelimeler: kese çiçeği, kese kâğıdı, kese yoğurdu, bol keseden, döl kesesi, göz kesesi, hamam kesesi, hava kesesi, idrar kesesi, işitme kesesi, öd kesesi, reçine kesesi, safra kesesi, spor kesesi, su kesesi, yağ kesesi, yüzme kesesi
[sıfat] [halk ağzında]
SİTE
(Kelime Kökeni: Fransızca cité)
[isim]
-
Genellikle belli meslek adamları için yapılmış veya belli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu, iş merkezi
[eskimiş]
[tarih]
-
İlk Çağda kendi yasalarıyla yönetilen bir veya birkaç kentten oluşan devlet
[bilişim]
-
Kişi veya kuruluşların genel ağda oluşturduğu değişik konulardaki bilgilendirici veya eğlendirici sayfalar
Birleşik Kelimeler: kültür sitesi, sanayi sitesi
SEKİ
[isim] [halk ağzında]
-
Oturmak için evlerin önüne taş ve çamurdan yapılan set
[coğrafya]
-
Akarsuların iki yakasındaki yamaçlarda, bazı deniz ve göl kıyılarında görülen basamak biçiminde yeryüzü şekli, teras
Birleşik Kelimeler: çökerti sekisi
[isim]
EDİK
[isim] [halk ağzında]
-
Yumuşak ve renkli sahtiyandan yapılmış yarım konçlu lapçın