DERTLENEBİLMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



DERTLENEBİLMEK harflerini içeren 5 harfli 174 kelime bulunuyor. 5 harfli DERTLENEBİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MEBDE10, BENDE9, BELDE9, BEDİR9, BEDİK9, BEDEN9, BEDEL9, DEBİL9, DERBİ9, DİBEK9, EBEDİ9, EDEBİ9, NEDBE9, BİTME8, BİNME8, BİLME8, BETİM8, DİTME8, DEMLİ8, DEMİR8, DEMİN8, DEMET8, DEMEK8, DELME8, DENİM8, DİLME8, DİKME8, DİNME8, DERME8, DENME8, ERDEM8, MEDET8, MEBNİ8, NEDİM8, BİTEK7, BİNER7, BİNEK7, BİLET7, BİLEK7, BENEK7, BELLİ7, BELKİ7, BELİT7, BELİK7, BELEN7, BELEK7, BENLİ7, BEKRİ7, BETİK7, BETER7, BERİL7, DENET7, DENEK7, DELİL7, DELİK7, DİLEK7, DİKTE7, DİKEN7, DİREN7, DİREK7, DİNEK7, DİKEL7, DERİN7, DERİK7, DENLİ7, ELBET7, ELDEN7, EBELİ7, ERBİN7, ERDEK7, ERDEN7, ENDER7, İBRET7, KİRDE7, KREDİ7, KERDE7, KEBİR7, KENDİ7, KEDER7, LİDER7, LİBRE7, RENDE7, TREND7, TERBİ7, TEBER7, ERMEK6, ERMİN6, ETMEK6, ETMEN6, ERİME6, EKLEM6, ELEME6, ENLEM6, ENEME6, ELMEK6, EMLİK6, İRKME6, İNMEK6, İTMEK6, İMREN6, İLMEK6, İMLEK6, KEREM6, KERİM6, KEMER6, KEMRE6, KELEM6, MİLEL6, METİN6, METİL6, METRE6, MELEK6, MERET6, MEREK6, MELİK6, NEMLİ6, NİMET6, RİMEL6, REMİL6, REMEL6, TEMİN6, TEMEL6, TEMEK6, TELEM6, TERME6, TERİM6, TEKME6, ERKEN5, ERKİN5, ERKLİ5, ERLİK5, ETENE5, ETKEN5, ETKİN5, ETLİK5, ETNİK5, EKLER5, ENTEL5, ELLİK5, İLKEL5, İLLET5, KİLER5, KİTLE5, KERTE5, KERTİ5, KETEN5, KELLE5, KELLİ5, KENET5, KELER5, LİRET5, LİNET5, LİKEN5, LİTRE5, NİKEL5, NELER5, NEKRE5, NİTEL5, TİRLE5, TİNER5, TİKEL5, TELLİ5, TELİN5, TELEK5, TERLİ5, TERKİ5, TEREK5, TEKNE5, TEKLİ5, TEKİR5, TEKİN5, TEKİL5, TEKER5, TEKEL5


ERKEN


[zarf]
  • Vaktinden önce, alışılan zamandan önce, er, geç karşıtı

    Sakın geç kalma, erken gel. - Ahmet Rasim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır
  • erken kalktım işime, şeker kattım aşıma

Birleşik Kelimeler: erken bahar, erken boşalma, erken bunama, erkendoğan, erken tanı, erken uyarı


ERKİN


[sıfat]
  • Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, serbest

ERKLİ


[sıfat]
  • Bir şeyi yapmaya, başarmaya gücü yeten, nüfuzlu, muktedir, kadir

ERLİK


[isim]
  • Erkeklik, yiğitlik
[askerlik]
  • Er olma durumu

ETENE


[isim] [anatomi]
  • Döl eşi
[bitki bilimi]
  • Meyve yaprağında yumurtacıkların bağlı olduğu bölüm

ETKEN


[isim]
  • Etki eden şey, faktör

    Bu sanatçıların çoğunun başarısında dış ülkelerde edindikleri sahne görgü ve kültürü etken olmuştur. - Metin And

[kimya]
  • Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan şey, müessir
[dil bilgisi]
  • Doğrudan doğruya öznenin yaptığı işi anlatan, öznesi belli olan fiil, etken fiil, aktif, aktif fiil, malum, edilgen karşıtı

    Kırmak, bilmek etken fiillerdir.

Birleşik Kelimeler: etken fiil, etken madde


ETKİN


[sıfat]
  • Hareketli, işleyen, çalışan, faal, aktif, dinamik
[felsefe]
  • Fiilde bulunan, etkinlik gösteren, edilgin karşıtı
[kimya]
  • Kimyasal tepkimelere katılma yatkınlığı gösteren (molekül, atom)

Birleşik Kelimeler: etkin okul, etkin öğretim, aşırı etkin, ışın etkin


ETLİK


[isim] [halk ağzında]
  • Kış için etinden kıyma, kavurma, pastırma ve sucuk yapılan semiz hayvan

ETNİK (Kelime Kökeni: Fransızca ethnique)


[sıfat] [toplum bilimi]
  • Kavimle ilgili, budunsal, kavmî

EKLER (Kelime Kökeni: Fransızca éclair)


[isim]
  • İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü

ENTEL (Kelime Kökeni: Fransızca intellectuelle'den)


[sıfat]
  • Entelektüel olmaya özenen ancak bunun için gerekli olan niteliği kazanmamış (kimse)
[isim] [mecaz]
  • Sahte aydın

    Gençlerin bazıları entellerle birlikte olmaktan gurur duyduklarını söylüyorlar. - Tomris Uyar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • entel takılmak


ELLİK


[isim] [halk ağzında]
  • Eldiven
[denizcilik]
  • Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven

İLKEL


[sıfat]
  • İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif

    Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And

[isim]
  • Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad
[mecaz]
  • Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz
[felsefe]
  • Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilkel kalmak

Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum


İLLET (Kelime Kökeni: Arapça ʿillet)


[isim]
  • Hastalık

    Ben şarlatan değilim, oğlum. Bu illetin devası bendedir. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Hastalık derecesine varan alışkanlık

    Ya sayfa sayfa mektup yazmak illetine tutulmuş olanlara ne diyeyim? - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]
  • Bozukluk

    Bu radyonun bir illeti var.

[sıfat] [teklifsiz konuşmada]
  • Kızdıran, sinirlendiren (şey veya kimse)
[eskimiş] [felsefe]
  • Sebep

Ata Sözleri ve Deyimler

  • illet etmek
  • illet olmak

Birleşik Kelimeler: köstebek illeti


KİLER (Kelime Kökeni: Farsça kilār)


[isim]
  • Evlerde yiyecek, içecek ve erzakın saklandığı oda, ambar veya dolap

    Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu. - Ömer Seyfettin