DEKARTÇILIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



DEKARTÇILIK harflerini içeren 5 harfli 72 kelime bulunuyor. 5 harfli DEKARTÇILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ARDIÇ11, ÇADIR11, ÇIKIK10, ÇIKIT10, ÇIKTI10, IRKÇI10, KILIÇ10, ARTÇI9, AÇLIK9, AKÇIL9, ÇIKAK9, ÇIKAR9, ÇIKRA9, ÇIRAK9, ÇITAK9, ÇARIK9, ÇATIK9, ÇATKI9, ÇALTI9, ÇAKIL9, ÇAKIR9, ÇALIK9, ÇALKI9, KAÇLI9, KAÇIK9, KALIÇ9, KAKIÇ9, KIRAÇ9, LAKÇI9, TIKAÇ9, TAÇLI9, ARDIL8, ÇAKER8, DILAK8, EDALI8, ATILI7, DELTA7, DEKAR7, KITIK7, KITIR7, KADER7, KIRIK7, KIRKI7, KILIK7, KILIR7, LIKIR7, TIRIL7, TIRIK7, TIKIR7, ARKIT6, ARTIK6, ALTIK6, AKLIK6, ITLAK6, ILTAR6, KITAL6, KARIK6, KARLI6, KATIK6, KATKI6, KATLI6, KATIR6, KALIT6, KALIK6, KIRAT6, TIRAK6, KATRE5, KETAL5, RAKET5, REKAT5, TRAKE5, TAKKE5


KATRE (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭre)


[isim] [eskimiş]
  • Damla

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katresi kalmadı (veya yok)


KETAL


[isim]
  • Çirişli bir tür parlak bez

RAKET (Kelime Kökeni: Fransızca raquette)


[isim] [spor]
  • Masa tenisi, tenis vb. oyunlarda topa vurmak için kullanılan, oval tahta bir kasnağa gerilmiş bir ağla veya lastikle kaplanmış saplı araç, vuraç

REKÂT (Kelime Kökeni: Arapça rekʿat)


[isim] [din bilgisi]
  • Namazda bir kıyam, bir rükû ve iki secdeden oluşan bölüm

    Öğle namazının kaç rekât olduğunu unutmuş, aklında hiç namaz suresi kalmamıştı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


TRAKE (Kelime Kökeni: Fransızca trachée)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Soluk borusu

TAKKE (Kelime Kökeni: Arapça ṭāḳiye)


[isim]
  • İnce kumaştan dikilmiş veya ipten örülmüş, çoğunlukla yarım küre biçiminde başlık

    Yatarken beyaz gecelik entarisini giyer ve başına da küçücük gecelik takkesini geçirirmiş. - Abdülhak Şinasi Hisar

[mimarlık]
  • Yarım küre biçimindeki kubbenin üst bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takke düştü, kel göründü


ARKIT


[isim] [halk ağzında]
  • Köy evlerinde kapıların arkasına konulan kalın kuşak

ARTIK


[sıfat]
  • İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan
[isim]
  • Bir şeyin harcandıktan veya kullanıldıktan sonra artan bölümü

    Kumaş artığı.

    Dibinde bir yudumluk kararmış çay artığı vardı. - Yusuf Atılgan

[zarf]
  • (a'rtık) Bundan böyle, bundan sonra

    Artık onlar en lüks gazino ve barlara gidiyorlar, gecelerini oralarda geçiriyorlardı. - Tarık Buğra

[isim] [müzik]
  • Büyük ve tam aralıkların yarım ses artmış hâli

Birleşik Kelimeler: artık değer, artık emek, artık göl, artık gün, artık yıl, eksik artık, üretim artığı


ALTIK


[isim] [mantık]
  • Konusu ile yüklemi aynı olan, biri tümel olumlu, biri tikel olumlu; biri tümel olumsuz, biri tikel olumsuz iki önerme arasındaki bağlantı durumu: `Kimi insanlar fânidir` önermesi `Bütün insanlar fânidir` önermesinin altığı olur

AKLIK


[isim]
  • Ak olma durumu

    Ocaktan aklığını yitirmiş bir bezle döndü, yeni gelenin masasını sildi. - Rıfat Ilgaz

Birleşik Kelimeler: yüz aklığı


ITLAK (Kelime Kökeni: Arapça iṭlāḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Salıverme, koyuverme

ILTAR


[isim] [halk ağzında]
  • Çoban köpeklerinin boğazına takılan çivili demir

KITAL (Kelime Kökeni: Arapça ḳitāl)


[isim] [eskimiş]
  • Vuruşma, birbirini öldürme

KARIK


[isim]
  • Kar yağmış bir alana bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması
[sıfat]
  • Karlı bir alana bakma sonucu kamaşmış (göz)
[isim] [halk ağzında]
  • Ark

KARLI


[sıfat]
  • Üstünde kar bulunan

    Baş pınarın karlı suyun içelim / Gurbet kalesini tezce geçelim - Halk türküsü

[sıfat]
  • Kârı olan, kazançlı

    Şimdi ayrıntılara girmeyelim. Kitapta yazılanlara inanmak, inanmamaktan çok daha kârlıdır. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: kârlı iş