DAĞLANIVERMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



DAĞLANIVERMEK harflerini içeren 6 harfli 75 kelime bulunuyor. 6 harfli DAĞLANIVERMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AĞDALI16, DEĞMEK16, DAĞLIK16, AĞINMA15, AĞRIMA15, DEĞNEK15, DAVALI15, AĞARIK14, AĞALIK14, DEVREN14, DEVREK14, DEVRAN14, ELVEDA14, KARAĞI14, MIRNAV14, RAĞMEN14, VANDAL14, KIRNAV13, KAVRAM13, LAVMAN13, MAVERA13, VARMAK13, VARLIK13, VERMEK13, KERVAN12, KAVELA12, LEVREK12, NEVALE12, NARVAL12, REVNAK12, DAMALI10, ADAKLI9, AKDARI9, DELMEK9, DALMAK9, DARLIK9, DENMEK9, DERLEM9, DERMEK9, DERMAN9, KADEME9, KILADE9, MANDAR9, MANDAL9, NAMDAR9, ARINMA8, ARMALI8, ANIRMA8, ANILMA8, ALINMA8, AMALIK8, DERKEN8, DERNEK8, IKLAMA8, IRAMAK8, KARIMA8, KADRAN8, KAMALI8, KINAMA8, MANALI8, ARKALI7, ARALIK7, ARAKLI7, ANALIK7, ELAMAN7, ELEMAN7, KARALI7, KAMERA7, KERMEN7, KEMANE7, MALKAR7, MAKALE7, MEALEN7, REKLAM7, ARKEEN6


ARKEEN (Kelime Kökeni: Fransızca archéen)


[isim] [jeoloji]
  • Kambriyumlardan önce oluşan en eski yer katı

ARKALI


[sıfat]
  • Arkası olan
[mecaz]
  • Koruyanı, dayanağı olan, pistonlu, iltimaslı

    Kadronun dört yüzden yukarısı masabaşında bile oturmayan arkalıların. - Rıfat Ilgaz


ARALIK


[isim]
  • Ara

    İki masa arasında bir metre aralık var.

[sıfat]
  • Yarı açık, tam kapanmamış

    İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu. - Çetin Altan

[ekonomi]
  • Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre
[fizik]
  • Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık
[müzik]
  • İki nota arasındaki perde uzaklığı
[müzik]
  • Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk

    Portenin beş çizgisi arasında dört aralık vardır.

[spor]
  • Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aralık vermek

Birleşik Kelimeler: aralık korozyonu, aralık oyunu, bir aralık, dar aralık, o aralık, hava aralığı, tavan aralığı

[isim]
  • Iğdır iline bağlı ilçelerden biri

ARAKLI


[isim]
  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

ANALIK


[isim]
  • Anne olma durumu

    Yazarların analığa ve analarına yaklaşımları da çeşitlidir doğallıkla. - Adalet Ağaoğlu

[halk ağzında]
  • Üvey ana

    Benim analığımın yetiştiği konak da çok çok büyükmüş. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • analık etmek
  • analık fenalık

Birleşik Kelimeler: sütanalık


ELAMAN (Kelime Kökeni: Arapça elamān)


[ünlem]
  • Bezginlik ve sızlanma anlatan bir söz

    Dostlardan, yemişlerden, Hıristaki Pasajının güllerinden, zambaklarından elaman! - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elaman çekmek
  • elaman demek


ELEMAN (Kelime Kökeni: Fransızca élément)


[isim]
  • Öge

    Eskilerin şiirde pek bol kullanmaktan hoşlandıkları elemanlardan birisi de teşbihti. - Asaf Halet Çelebi

[matematik]
  • Kümeye ait varlıklardan her biri

Birleşik Kelimeler: eleman sayısı, ara eleman, öğretim elemanı, yapı elemanı


KARALI


[sıfat]
  • Karası (II) olan

Birleşik Kelimeler: aklı karalı


KAMERA (Kelime Kökeni: Fransızca caméra)


[isim] [sinema] [televizyon]
  • Görüntülerin filme alınmasını sağlayan alet, alıcı
[ünlem]
  • Bir çekime başlanırken, yönetmenin alıcıyı çalıştırmaları için verdiği buyruk

Birleşik Kelimeler: kamera şakası, termal kamera


KERMEN


[isim] [tarih]
  • Kale

KEMANE (Kelime Kökeni: Farsça kemāne)


[isim] [müzik]
  • Keman ve kemençe yayı
[müzik]
  • Bir tür halk çalgısı
[denizcilik]
  • Ağaç gemilerde talimarın üst ucundaki kıvrım

Birleşik Kelimeler: kemane balığı, kemane çekme, kabak kemane


MALKAR


[isim]
  • Kuzey Kafkasya'da Kabardey-Balkar Cumhuriyeti'nde yaşayan, Türk soyundan bir halk ve bu halktan olan kimse, Balkar

MAKALE (Kelime Kökeni: Arapça maḳāle)


[isim]
  • Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete veya dergi yazısı

Birleşik Kelimeler: başmakale


MEALEN (Kelime Kökeni: Arapça meʾālen)


[zarf] [eskimiş]
  • Anlamca

    Yalvarsam, mealen iyilik de kötülük de dönücüdür diyen Yaradan'ın bu kanunu üzerinde düşünür müsün? - Emine Işınsu


REKLAM (Kelime Kökeni: Fransızca réclame)


[isim]
  • Bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol

    Şehirde canlı reklam dolaştırmak hiçbirimizin aklına gelmemişti. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • reklam etmek
  • reklam yapmak

Birleşik Kelimeler: reklam ajansı, reklam filmi, reklam kuşağı, reklam levhası, bilinçaltı reklam, gizli reklam, sanal reklam, tanıtıcı reklam