DARBECİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



DARBECİK harflerini içeren 5 harfli 36 kelime bulunuyor. 5 harfli DARBECİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ACİBE10, İCBAR10, CİDAR10, CİBRE10, CEBRİ10, CEBİR10, ABİDE9, BİDAR9, BADİK9, BEDİR9, BEDİK9, DARBE9, DERBİ9, DİBEK9, ERCİK8, AKİDE7, BAKİR7, BEKRİ7, BEKAR7, DEKAR7, DAİRE7, DİREK7, DERİK7, İBARE7, İRADE7, İDRAK7, İDARE7, KİBAR7, KİRDE7, KREDİ7, KADER7, KADİR7, KABİR7, KAİDE7, KEBİR7, ERİKA5


ERİKA


[isim] [bitki bilimi]
  • Süpürge otu

AKİDE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳīde)


[isim] [din bilgisi]
  • İnanç

    Ahmet Bey, dedi, kim olduğunuzu, akidenizi, kasabada, köylerde ne gibi faaliyet gösterdiğinizi biliyorum. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akideyi bozmak (veya akidesi bozulmak)

Birleşik Kelimeler: akidesi bozuk

[isim]
  • Şekerin kaynatılarak katılaşması yolu ile yapılan, renkli ve kokulu, ağızda güç eriyen şeker, akide şekeri

    Ağızları ve elleri yaladıkları akideden kıpkırmızı bir hâlde geçiyorlardı. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: akide şekeri


BAKİR (Kelime Kökeni: Arapça bākir)


[sıfat]
  • Cinsel ilişkide bulunmamış (erkek)

BEKRİ (Kelime Kökeni: Arapça bekrī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Ayyaş

BEKAR (Kelime Kökeni: Fransızca bécarre)


[isim] [müzik]
  • Diyezli veya bemollü bir sesin eski durumuna getirilmesini gösteren nota işareti
[isim]
  • Evlenmemiş kimse

    Bekârdı, evlenmeye vakit bulamamıştı. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bekâra karı boşaması kolaydır
  • bekâr gözü, kör gözü
  • bekârın yakasını it yer, yakasını bit
  • bekâr kalmak (veya yaşamak)

Birleşik Kelimeler: bekârhane, bekâr odası, müzmin bekâr


DEKAR (Kelime Kökeni: Fransızca décare)


[isim] [matematik]
  • 1000 m² değerinde yüzey ölçü birimi

    Dekar, hektarın onda biri değerindedir.


DAİRE (Kelime Kökeni: Arapça dāʾire)


[isim]
  • Konut olarak kullanılan bir yapının bölümlerinden her biri, kat

    Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş. - Halit Fahri Ozansoy

[mecaz]
  • Soyut kavramlarda belli sınır, ölçü

    Serkeşliklerden vazgeçerek edep ve itaat dairesine dönünüz! - Necip Fazıl Kısakürek

[matematik]
  • Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası
[müzik]
  • Saz takımında usul vurmaya yarayan tef

Birleşik Kelimeler: daire kesmesi, daire parçası, dubleks daire, fasit daire, uçan daire, yarım daire, arz dairesi, askerlik dairesi, enlem dairesi, hareket dairesi, harp dairesi, istihbarat dairesi, kalorifer dairesi, kaza dairesi, kazan dairesi, lojistik dairesi, saat dairesi, vergi dairesi


DİREK


[isim]
  • Ağaçtan veya demirden yapılan uzun ve kalın destek

    Kayıkçı yelkeni açmak için ilkin direği yerine oturtmalıdır. - Salâh Birsel

[mecaz]
  • Değerli, saygın, önde gelen kimse

    Evin direği babamdır.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • direk gibi

Birleşik Kelimeler: ana direk, mum direk, orta direk, temel direk, bayrak direği, burun direği, can direği, çadır direği, elektrik direği, korner direği, telefon direği, telgraf direği, temel direği


DERİK


[isim]
  • Mardin iline bağlı ilçelerden biri

İBARE (Kelime Kökeni: Arapça ʿibāre)


[isim]
  • Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz

    Şu ibarelerin neresinde dilimizin şivesine uygunluk var? - Ahmet Rasim


İRADE (Kelime Kökeni: Arapça irāde)


[isim]
  • Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç

    Korkunç bir irade kuvveti sarfıyla baş ucundaki lambayı yaktı. - Sait Faik Abasıyanık

[ruh bilimi] [felsefe]
  • İstenç
[eskimiş]
  • Buyruk

    Görülünce vurulması için irade bile var. - Sermet Muhtar Alus

[eskimiş]
  • İstek, dilek

    Ölüme, yaşama irademizin bir çeşit tükenişi diye bakıyoruz. - Ahmet Muhip Dranas

Birleşik Kelimeler: irade beyanı, irade dışı, irade kaybı, irade yitimi, millî irade


İDRAK (Kelime Kökeni: Arapça idrāk)


[isim]
  • Anlama yeteneği, anlayış, akıl erdirme

    Kişilik idraklerle doğar, diyenler de var. - Çetin Altan

[ruh bilimi]
  • Algı
[ruh bilimi]
  • Algılama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • idrak etmek


İDARE (Kelime Kökeni: Arapça idāre)


[isim]
  • Yönetme, yönetim, çekip çevirme

    Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş. - Atatürk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • idare etmek
  • idaresini bilmek

Birleşik Kelimeler: idare amiri, idarehane, idare hukuku, idareimaslahat, idare kandili, idare lambası, idare mahkemesi, idare meclisi, mahallî idare, merkezî idare, mülki idare, örfi idare, sivil idare, amme idaresi, kamu idaresi


KİBAR (Kelime Kökeni: Arapça kibār)


[sıfat]
  • Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan (kimse)

    İşte senin bu kibar, bu efendi hâllerine bayılıyorum. - Yusuf Ziya Ortaç

[isim] [eskimiş]
  • Büyükler, ulular

Birleşik Kelimeler: kibar düşkünü, kibar lokması, kibarzade, kibarlar âlemi, kelamıkibar, orman kibarı


KİRDE (Kelime Kökeni: Farsça girde)


[isim] [halk ağzında]
  • Genellikle mısır unuyla yapılan bir pide türü