DARALTIVERMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



DARALTIVERMEK harflerini içeren 5 harfli 179 kelime bulunuyor. 5 harfli DARALTIVERMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DEVAM14, AVDET13, DAVET13, DAVAR13, DEVRE13, EDVAR13, KIVAM13, VARDA13, AKVAM12, EMVAL12, MEVTA12, MEVLA12, MAVRA12, MAVAL12, TAVLI12, TAVIR12, VERME12, VEREM12, VAKIA12, VARMA12, AVRET11, AVRAT11, AVLAK11, AVARE11, EVRAT11, EVRAK11, EVLEK11, EVLAT11, KRAVL11, KAVAL11, KEVEL11, KAVAT11, LAVTA11, LARVA11, REVAK11, TEVEK11, TAKVA11, TELVE11, TAVLA11, VARAK11, VAKAR11, VELET11, VATKA11, VARTA11, ADAMI9, DAMLI9, KIDEM9, TADIM9, ARDIL8, ADALI8, AMADE8, DRAMA8, DEMET8, DEMEK8, DELME8, DAMLA8, DAMAT8, DAMAR8, DAMAL8, DAMAK8, DALMA8, DERME8, DILAK8, EDALI8, ERDEM8, KADEM8, MARDA8, MADER8, MEDET8, MEDAR8, ARDAK7, ARTIM7, ATMIK7, ADETA7, ADALE7, ALKIM7, DAKAR7, DELTA7, DEKAR7, DALAK7, ERDEK7, IRMAK7, IRAMA7, KATIM7, KADAR7, KADER7, KALIM7, KERDE7, KIRMA7, KILMA7, KEDER7, MIRRA7, MARTI7, RAKIM7, RADAR7, TIMAR7, TIKMA7, TARIM7, TAKIM7, ARKIT6, ARTMA6, ARTIK6, ATMAK6, ALMAK6, AMELE6, ALTIK6, ALARM6, ERMEK6, ETMEK6, EKLEM6, ELMEK6, EMARE6, EMLAK6, ITLAK6, ILTAR6, KITAL6, KREMA6, KAMET6, KAMER6, KARLI6, KATLI6, KATMA6, KATIR6, KARMA6, KALEM6, KALIT6, KALMA6, KEREM6, KIRAT6, KEMAL6, KEMER6, KEMRE6, KELAM6, KELEM6, METAL6, METRE6, MARKE6, MARKA6, MARAL6, MALAK6, MAKTA6, MAKET6, MAKAT6, MELEK6, MERET6, MEREK6, MERAK6, MATLA6, RAMAK6, RAKAM6, REMEL6, TIRAK6, TAKMA6, TEMEL6, TEMEK6, TELEM6, TERME6, TEKME6, ARTER5, AKTAR5, EKLER5, KARAT5, KARAR5, KATAR5, KATRE5, KERTE5, KETAL5, KELER5, RAKET5, REKAT5, TRAKE5, TARAK5, TARLA5, TALAK5, TAKLA5, TELEK5, TEREK5, TEKER5, TEKEL5


ARTER (Kelime Kökeni: Fransızca artère)


[isim] [anatomi]
  • Atardamar

AKTAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭṭār)


[isim]
  • Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân

EKLER (Kelime Kökeni: Fransızca éclair)


[isim]
  • İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü

KARAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳarār)


[isim]
  • Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı

    Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[hukuk]
  • Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm

    Yargıç kararı.

[müzik]
  • Türk müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karara bağlamak
  • karara kalmak
  • karar almak
  • karar altına almak
  • karara varmak
  • karar bulmak
  • kararında bırakmak
  • karar kılmak
  • karar vermek

Birleşik Kelimeler: kararname, bir karar, kavlükarar, nihai karar, orta karar, tashihikarar, ara kararı, arama kararı, gıyap kararı, görevsizlik kararı, göz kararı, hakem kararı, mahkeme kararı, takipsizlik kararı


KATAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṭār)


[isim]
  • Tren

    Kendisini getiren metro katarı yoluna devam edip karanlık tünelde kaybolmuştu. - Osman Aysu

Birleşik Kelimeler: sürat katarı, turna katarı, yük katarı


KATRE (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭre)


[isim] [eskimiş]
  • Damla

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katresi kalmadı (veya yok)


KERTE


[isim]
  • İşaret için yapılmış çentik veya iz, kerti
[mecaz]
  • Derece, radde

    Biz proje ve kontrol görevlileri hatta müteahhit, hepimiz birden tozutma kertesine vardık. - Aydın Boysan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kertesine gelmek
  • kertesine getirmek

Birleşik Kelimeler: son kerte


KETAL


[isim]
  • Çirişli bir tür parlak bez

KELER


[isim] [hayvan bilimi]
  • Köpek balıkları takımının kelergiller familyasından, ılık ve tropik denizlerde yaşayan, uzunluğu 1,5 metre kadar olan, bir defada 20 yavru doğuran bir tür balık, keler balığı (Rhina squatina)

Birleşik Kelimeler: keler balığı, kaya keleri, su keleri


RAKET (Kelime Kökeni: Fransızca raquette)


[isim] [spor]
  • Masa tenisi, tenis vb. oyunlarda topa vurmak için kullanılan, oval tahta bir kasnağa gerilmiş bir ağla veya lastikle kaplanmış saplı araç, vuraç

REKÂT (Kelime Kökeni: Arapça rekʿat)


[isim] [din bilgisi]
  • Namazda bir kıyam, bir rükû ve iki secdeden oluşan bölüm

    Öğle namazının kaç rekât olduğunu unutmuş, aklında hiç namaz suresi kalmamıştı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


TRAKE (Kelime Kökeni: Fransızca trachée)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Soluk borusu

TARAK


[isim]
  • Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç

    Bir ay boyunca, kırlaşan saçlarına tarak sürmedi. - Lâtife Tekin

[anatomi]
  • İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü
[hayvan bilimi]
  • Suda yaşayan hayvanlarda solungaç
[hayvan bilimi]
  • Yassı solungaçlılardan, kabukları yuvarlak, yelpaze biçiminde bir yumuşakça (Pecten)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarak vurmak

Birleşik Kelimeler: tarak dubası, tarak işi, tarak kemiği, tarak otu, tas tarak, ayak tarağı, çobantarağı, deniztarağı, taşçı tarağı


TARLA


[isim]
  • Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası

    Denizciler aralarında, karadaki tarla sahiplerinden çok daha fazla, hem çok daha candan yardımlaşırlar. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarla açmak
  • tarlada izi olmayanın harmanda sözü (veya yüzü) olmaz
  • tarlanın taşlısı, karının (veya kadının) saçlısı
  • tarlayı taşlı, kızı kardeşli yerden almalı

Birleşik Kelimeler: tarla faresi, tarla kuşu, tarla sıçanı, bamyatarlası, çeltik tarlası, dalyan tarlası, mayın tarlası


TALAK (Kelime Kökeni: Arapça ṭalāḳ)


[isim] [eskimiş] [hukuk]
  • Evliliğin sona ermesi, erkeğin karısını boşaması

Birleşik Kelimeler: talakıselase