DANDİKLEŞME Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



DANDİKLEŞME harflerini içeren 6 harfli 51 kelime bulunuyor. 6 harfli DANDİKLEŞME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Dandikleşme ile başlayan 6 harfli kelimeler. İçinde Dandikleşme olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

DİNDAŞ13, DİLDAŞ13, DİŞEME12, DEMKEŞ12, DEŞMEK12, DİŞLEK11, ENDİŞE11, KEŞİDE11, NEŞİDE11, ŞANDEL11, DANDİK10, EŞİLME10, EŞİNME10, EKŞİME10, İŞEMEK10, İŞLEME10, MEŞALE10, NADİDE10, ŞEMAİL10, DİNMEK9, DİLMEK9, DELMEK9, DEMLİK9, DİLEME9, DİKMEN9, DENMEK9, EDİLME9, EDİNME9, KADEME9, KAŞELİ9, MADENİ9, MENDİL9, MEDENİ9, NEŞELİ9, NEDİME9, ŞENLİK9, ŞEKLEN9, KİLDAN8, KANDİL8, ANEMİK7, EKİLME7, EMEKLİ7, ELEMAN7, İNLEME7, İLENME7, KELİME7, KEMANE7, KEMANİ7, MAKİNE7, MELİKE7, MEALEN7


ANEMİK (Kelime Kökeni: Fransızca anémique)


[sıfat] [tıp]
  • Kansız

    Kafa işlerimizin anemik bir soluklukta oluşunda yemeğe düşkünlüğümüzün rolü sanıldığından daha fazladır. - Haldun Taner


EKİLME


[isim]
  • Ekilmek işi

EMEKLİ


[sıfat]
  • Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli
[isim]
  • Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt

    Buraya gelenler hep asker emeklileridir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emekli olmak
  • emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak)
  • emekliye ayrılmak (veya çıkmak)
  • emekliye sevk etmek

Birleşik Kelimeler: emekli aylığı, emekli ikramiyesi, emekli maaşı, malulen emekli


ELEMAN (Kelime Kökeni: Fransızca élément)


[isim]
  • Öge

    Eskilerin şiirde pek bol kullanmaktan hoşlandıkları elemanlardan birisi de teşbihti. - Asaf Halet Çelebi

[matematik]
  • Kümeye ait varlıklardan her biri

Birleşik Kelimeler: eleman sayısı, ara eleman, öğretim elemanı, yapı elemanı


İNLEME


[isim]
  • İnlemek işi

    Pansiyonun kağşamış tahta merdiveni ağır bir vücudun adımları altında inlemeye başladı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


İLENME


[isim]
  • İlenmek işi

KELİME (Kelime Kökeni: Arapça kelime)


[isim]
  • Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük, lügat

    Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır. - Orhan Veli Kanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelimeleri tartarak konuşmak
  • kelimenin tam anlamıyla

Birleşik Kelimeler: kelime cambazı, kelime hazinesi, kelimeişehadet, kelime kadrosu, kelime karışıklığı, kelime oyunu, kelime sıklığı, kelime türü, kelime vurgusu, kelimesi kelimesine, anahtar kelime, basit kelime, birleşik kelime, bitişik kelime, kesik kelime, kısaltmalı kelime, taklidî kelime, türemiş kelime, yalın kelime, olumsuzluk kelimesi


KEMANE (Kelime Kökeni: Farsça kemāne)


[isim] [müzik]
  • Keman ve kemençe yayı
[müzik]
  • Bir tür halk çalgısı
[denizcilik]
  • Ağaç gemilerde talimarın üst ucundaki kıvrım

Birleşik Kelimeler: kemane balığı, kemane çekme, kabak kemane


KEMANİ (Kelime Kökeni: Farsça kemān + Arapça -ī)


[isim] [eskimiş]
  • Alaturka müzikte keman çalan kimse

MAKİNE (Kelime Kökeni: İtalyanca macchina)


[isim] [teknik]
  • Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü

    Tıraş makineleri ile usturalar çekmecelerde dururdu. - Necati Cumalı

[halk ağzında]
  • Araba, otomobil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makine çekmek
  • makine gibi
  • makine gibi adam
  • makineyi bozmak

Birleşik Kelimeler: makine dolabı, makine gücü, makine odası, makine parkı, makine yağı, buharlı makine, adres makinesi, alev makinesi, balya makinesi, buhar makinesi, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, çay makinesi, çekiç makinesi, çıpır makinesi, çoğaltma makinesi, daktilo makinesi, dikiş makinesi, diyaliz makinesi, fotoğraf makinesi, hava boşaltma makinesi, hesap makinesi, indükleme makinesi, kahve makinesi, kalandır makinesi, kambura makinesi, kaynak makinesi, kuluçka makinesi, kurutma makinesi, külhan makinesi, nakış makinesi, pastav makinesi, püskürtme makinesi, reşme makinesi, sağım makinesi, sıra makinesi, silme makinesi, silindir makinesi, sürfile makinesi, teksir makinesi, tınaz makinesi, tıraş makinesi, tost makinesi, ücretlendirme makinesi, ütü makinesi, yalan makinesi, yaprak makinesi, yayık makinesi, yazı makinesi, zikzak makinesi


MELİKE (Kelime Kökeni: Arapça melike)


[isim] [eskimiş]
  • Kadın hükümdar

    Saba melikesi Belkıs da kendisine Yemen iklimlerinin en güzel atlarından hediyeler göndermişti. - Necip Fazıl Kısakürek

Birleşik Kelimeler: çayırmelikesi


MEALEN (Kelime Kökeni: Arapça meʾālen)


[zarf] [eskimiş]
  • Anlamca

    Yalvarsam, mealen iyilik de kötülük de dönücüdür diyen Yaradan'ın bu kanunu üzerinde düşünür müsün? - Emine Işınsu


KİLDAN (Kelime Kökeni: Farsça gildān)


[isim] [eskimiş]
  • İçine sabun, lif, kese, kına, kil konan bakırdan yapılmış kap

KANDİL (Kelime Kökeni: Arapça ḳindīl)


[isim]
  • İçinde sıvı bir yağ ve fitil bulunan kaptan oluşmuş aydınlatma aracı

    Gece kandili birdenbire sönmüş, oda zifirî karanlık kesilmişti. - Ömer Seyfettin

[argo]
  • Çok sarhoş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kandilin yağı tükenmek

Birleşik Kelimeler: kandil çiçeği, kandil çöreği, kandil gecesi, kandil günü, kandil simidi, kandil yağı, gök kandil, kör kandil, top kandil, Berat Kandili, idare kandili, meryemanakandili, Mevlit Kandili, Miraç Kandili, Regaip Kandili


DİNMEK


[nesnesiz]
  • Sona ermek, bitmek, durmak

    Gözyaşlarım dindi, ferahladım, eski hayatıma kavuştum. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]
  • İyileşmek

    Biraz sevinmek için bekledim dinsin yaram / Anladım, bana gülmek değil yaşamak haram - Faruk Nafiz Çamlıbel