DAMPERSİZ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



DAMPERSİZ harflerini içeren 4 harfli 65 kelime bulunuyor. 4 harfli DAMPERSİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

PRİZ11, DARP10, EDİP10, PİDE10, APSE9, AMİP9, DİZE9, DERZ9, PRES9, PRİM9, PARS9, RAMP9, SARP9, SEPİ9, ZADE9, APRE8, AZİM8, İRAP8, İMZA8, İZAM8, MİZA8, MAZİ8, PİRE8, PARE8, PERİ8, SEZA8, SEZİ8, ADEM7, DRAM7, DAİM7, DERS7, EDİM7, İDAM7, MİDE7, RİZE7, SADE7, SEDA7, ZİRA7, DAİR6, DERİ6, ESMA6, ESİM6, İADE6, İDEA6, MARS6, SİMA6, SAMİ6, SEMA6, ASRİ5, AMİR5, ESİR5, ERİM5, EMİR5, İMAR5, MİRA5, MERİ5, MERA5, RAMİ5, REİS5, REMİ5, SARİ5, SAİR5, SERİ5, SERA5, İARE4


İARE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāre)


[isim] [eskimiş]
  • Eğreti, ödünç

    Bu iare tuvaletiyle kendi güzelliğinin gururunu da feda ederek bahçeye çıktı. - Peyami Safa


ASRİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣrī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Çağdaş

AMİR (Kelime Kökeni: Arapça āmir)


[isim]
  • Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse, mir

    Akıl öğrettiğim herif şimdi bana amir oldu. - Burhan Felek

[sıfat]
  • Buyuran, buyurucu
[ticaret]
  • Satıcı veya ihracatçının gönderdiği malların bedelini almak üzere gerekli belgeleri göstererek bankaya başvuran kimse

Birleşik Kelimeler: amir hüküm, amiriita, emniyet amiri, idare amiri, ita amiri, kabin amiri, mülki idare amiri, saha amiri


ESİR (Kelime Kökeni: Arapça esīr)


[isim]
  • Tutsak

    Meyhaneden çıktığında sarhoş kafayla bir esir gemisine binmiş, güvertede sızıp kalmıştı. - İhsan Oktay Anar

[mecaz]
  • Bir düşünceye veya bir kimseye körü körüne bağlı olan kimse

    Onun güzelliğinin esiri oldular.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esir almak
  • esir düşmek
  • esir etmek
  • esir olmak
  • esir yatmak

Birleşik Kelimeler: esir almaca, esir kampı, esir pazarı

[isim] [fizik]
  • Atomlar arasındaki boşluğu ve bütün evreni doldurduğu varsayılan, ağırlığı olmayan, ısı ve ışığı ileten töz

ERİM


[isim]
  • Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzil

    El erimi. Göz erimi.

Birleşik Kelimeler: el erimi, göz erimi, kulak erimi, kurşun erimi

[isim]
  • Muştu

EMİR (Kelime Kökeni: Arapça emr)


[isim]
  • Buyruk, komut, talimat, ferman
[bitki bilimi]
  • Orta Anadolu'da şarap yapımı için üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli, kısa ve karışık budanan bir tür üzüm

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emir almak
  • emir altına almak
  • emir vermek
  • emrine girmek
  • emrine vermek

Birleşik Kelimeler: emir cümlesi, emir eri, emir kipi, emir kulu, emir komuta zinciri, emirname, emir subayı, emretmek, emreylemek, emrihak, emrivaki, emre muharrer senet, yazılı emir, evvelemirde, arama emri, ita emri, ödeme emri, ölüm emri, tediye emri, verile emri

[isim]
  • Araplarda ve bazı Müslüman ülkelerde bir kavim, şehir veya ülkenin başı

İMAR (Kelime Kökeni: Arapça iʿmār)


[isim]
  • Bayındırlık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • imara açılmak
  • imar etmek


MİRA (Kelime Kökeni: İtalyanca mira)


[isim]
  • Arazi üzerinde seçilmiş bir işaret noktasının düşeyini gösteren, yön belirtmek için uzaktan gözlenen, geometrik biçimli tahta lata

MERİ (Kelime Kökeni: Arapça merʿī)


[sıfat] [hukuk]
  • Geçerli

    Fethi Bey hükûmeti, meri olan bu maddeyi tatbik ettiği için kürsüden izahat vermek ıztırarında kalıyor. - Yahya Kemal Beyatlı


MERA (Kelime Kökeni: Arapça merʿā)


[isim] [coğrafya]
  • Otlak

    Yağmurun altında çobanıyla beraber meraya çıktı, birdenbire şaşırdı. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: mera bitkileri, mutlak mera, besi merası, dağ merası


RAMİ (Kelime Kökeni: İngilizce ramee)


[isim] [bitki bilimi]
  • Isırgangillerden, Çin, Vietnam ve Malezya'da yetişen değerli bir bitki (Boehmeria nivea)

REİS (Kelime Kökeni: Arapça reʾīs)


[isim]
  • Başkan
[denizcilik]
  • Küçük tekne kaptanı

    Üzgün gözlerle düşman reisine baktı. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: reis bey, reis efendi, reisülküttap, semtürreis, aile reisi, belediye reisi, ceza reisi, cumhur reisi, eyyam reisi, liman reisi


REMİ (Kelime Kökeni: Fransızca rami)


[isim]
  • Genellikle dört kişi arasında elli kâğıtlık bir deste ve iki jokerle oynanan bir iskambil oyunu

SARİ (Kelime Kökeni: Hintçe)


[isim]
  • Hint kadınlarına özgü giysi
[sıfat] [eskimiş]
  • Başkasına geçen, geçici

SAİR (Kelime Kökeni: Arapça sāʾir)


[sıfat]
  • Başka, öteki, diğer

    Onun sair işlerini bir dereceye kadar engelledi ise de ne zararı var! - Memduh Şevket Esendal