CUMBALATMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



CUMBALATMAK harflerini içeren 6 harfli 24 kelime bulunuyor. 6 harfli CUMBALATMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KABACA11, ATMACA10, BULMAK10, BULAMA10, MAKBUL10, MATBUA10, ABLUKA9, ALACAK9, BULTAK9, BALAMA9, BATMAK9, MABLAK9, MATBAA9, BALATA8, KALABA8, KABALA8, MUTLAK8, MALAMA8, MAKTUL8, TABAKA8, ULAMAK8, ATLAMA7, ATAMAK7, AKLAMA7


ATLAMA


[isim]
  • Atlamak işi

    Acemiliğimi görünce beni atlamaya, oynatmaya kalktılar. - Reşat Nuri Güntekin

[spor]
  • Bu biçimde en uzağa atlamak veya en yükseği aşmak amacıyla yarışılan atletizm dalı

Birleşik Kelimeler: atlama beygiri, atlama çizgisi, atlama tahtası, atlama taşı, sırıkla atlama, uzun atlama, üç adım atlama, yüksek atlama, kaplan atlaması


ATAMAK


[-e] [-i]
  • Birini bir göreve getirmek, tayin etmek

Birleşik Kelimeler: açıktan atamak, asaleten atamak, vekâleten atamak


AKLAMA


[isim]
  • Aklamak işi, ibra

Birleşik Kelimeler: aklama belgesi


BALATA (Kelime Kökeni: Almanca Balata)


[isim]
  • Soğuk ve sıcakta büyük bir sürtünme katsayısına sahip olan, suya ve yağa dayanıklı, yavaş aşınan madde

KALABA (Kelime Kökeni: Arapça ġalebe)


[isim] [halk ağzında]
  • Kalabalık

KABALA (Kelime Kökeni: İngilizce cabala)


[isim]
  • Doğaüstü varlıklarla ilişki kurma sanatı
[din bilgisi]
  • Yahudilerde, yazılı olarak konulmuş olan Tanrı kanunlarının yanında, ağızdan ağıza geçen din buyruklarının, İbrani felsefesinin ve efsane yazılarının tamamı
[din bilgisi]
  • Bu öğretinin yandaşlarının tamamı
[zarf] [ticaret]
  • Götürü, toptan

MUTLAK (Kelime Kökeni: Arapça muṭlaḳ)


[sıfat]
  • Salt

    Eskilerden üstün olmasa da onlar kadar mutlak bir roman yazmak istiyorum. - Halide Edip Adıvar

[felsefe]
  • Kendi başına var olan, hiçbir şeye bağlı olmayan, bağımsız, saltık
[zarf]
  • Kesinlikle

    Hele hükümdar liyakatsizse böyle bir murakabeye mutlak ihtiyaç vardır. - Cemil Meriç

Birleşik Kelimeler: mutlak değer, mutlak mera, mutlak nem, mutlak sıcaklık, mutlak sıfır


MALAMA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [halk ağzında]
  • Samanla karışık tahıl

MAKTUL (Kelime Kökeni: Arapça maḳtūl)


[sıfat]
  • Öldürülmüş, öldürülen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • maktul düşmek (veya olmak)


TABAKA (Kelime Kökeni: Arapça ṭabaḳa)


[isim] [jeoloji]
  • Katman

    Madenin üzerindeki kalın toprak tabakası kaldırılıyor.

[toplum bilimi]
  • Katman

    Bu insan nehrinin en aşağı tabakası, ipsiz takımıdır. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: ağ tabaka, alt tabaka, damar tabaka, saydam tabaka, sert tabaka, sosyal tabaka, üst tabaka, yüksek tabaka, boya tabakası, kaymak tabakası, mantar tabakası, su tabakası

[isim]
  • Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu

    Ceviz ağaçlarının altına çökebilir, tabakalarınızdan birer sigara yakabilirsiniz. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: sigara tabakası


ULAMAK


[-e] [-i]
  • Eklemek, katmak, ilave etmek

ABLUKA (Kelime Kökeni: İtalyanca abloco)


[isim] [askerlik]
  • Kuşatma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • abluka altında tutmak
  • abluka etmek (veya ablukaya almak)
  • ablukayı kaldırmak
  • ablukayı yarmak


ALACAK


[isim]
  • Bir hesap gereğince daha alınmamış olan para, mal vb. şey, matlup, verecek karşıtı

    Bütün alacaklarımı topladım.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alacağım olsun da alakargada olsun
  • alacağına saymak (veya tutmak)
  • alacağına şahin, vereceğine karga (veya kuzgun)
  • alacağı olmak
  • alacağı olsun!
  • alacak verecekle ödenmez

Birleşik Kelimeler: alacak verecek


BULTAK


[isim]
  • Bir ile üç yaş grubu için oluşturulmuş, üzerinde çeşitli biçimlerin ve uygun parçalarının bulunduğu zekâ oyunu

BALAMA


[isim] [tiyatro]
  • Orta oyununda Rum tipi