CUMBALATMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



CUMBALATMA harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli CUMBALATMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Cumbalatma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Cumbalatma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

CUMBA12, ACABA10, BULMA9, MALCA9, MABUT9, MATBU9, TUMBA9, ALACA8, BATMA8, LAMBA8, MAMUT8, MAMUL8, MALUM8, MABAT8, BALTA7, BALAT7, TAMAM7, TABLA7, ULAMA7, ATAMA6, MATLA6


ATAMA


[isim]
  • Atamak işi, tayin, nasıp

    Personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir. - Anayasa

Birleşik Kelimeler: açıktan atama, asaleten atama, vekâleten atama


MATLA (Kelime Kökeni: Arapça maṭlaʿ)


[isim] [eskimiş]
  • Gök cisimlerinin doğması
[edebiyat]
  • Divan edebiyatında kaside veya gazelin ilk beyti

BALTA


[isim]
  • Ağacı kesme, yarma, yontma vb. işlerde kullanılan ağaç saplı, demir araç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • baltadan kurtulmak
  • balta değmedik ağaç olmaz
  • balta değmemiş (veya girmemiş veya görmemiş)
  • balta olmak
  • baltası kütükten çıkmak
  • balta vurmak
  • baltayı taşa vurmak

Birleşik Kelimeler: baltabaş, ay balta, deli balta, sapsız balta, aşçı baltası, hacamat baltası


BALAT (Kelime Kökeni: Fransızca ballade)


[isim] [edebiyat]
  • Orta Çağ'da, üç bentten oluşan bir Batı şiiri türü
[müzik]
  • Batı'da, belirli danslara eşlik eden bir şarkı türü
[müzik]
  • Serbest biçimli, romantik, müzik araçlarıyla çalınan veya şarkı olarak okunan eser

    Schubert'in balatları.


TAMAM (Kelime Kökeni: Arapça tamām)


[sıfat]
  • Bütün, tüm

    Paranın tamamını verdim.

[edat] [teklifsiz konuşmada]
  • Evet
[ünlem]
  • Beğenilmeyen bir iş veya öneri karşısında söylenen bir söz

    Tamam, başka işimiz kalmadı da şimdi onunla mı uğraşacağız!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tamam bulmak
  • tamam gelmek
  • tamam mı?
  • tamam olmak

Birleşik Kelimeler: tamamı tamamına


TABLA (Kelime Kökeni: Arapça ṭabla)


[isim]
  • Satıcı vb.nin kullandığı tahtadan tepsi

    Bir hurmacının tablasında üstlerine vuran güneş ışığıyla parıldayan hurmalara imrenmiş. - Abdülhak Şinasi Hisar

[denizcilik]
  • Makaraların yüzlerini oluşturan dış bölümleri

Birleşik Kelimeler: kül tablası, sigara tablası, yemek tablası


ULAMA


[isim]
  • Ulamak işi
[dil bilgisi]
  • Konuşmada art arda gelen kelimelerden birincisinin sonundaki ünsüzün, ikincisinin başındaki ünlüye ses bakımından bir hece oluşturacak biçimde bağlanarak söylenmesi, bağlama: Ayırt etmek, tertip etmek, art arda gibi
[sıfat]
  • Ulanmış

ALACA


[isim]
  • Çorum iline bağlı ilçelerden biri
[isim]
  • Birkaç rengin karışımından oluşan renk, ala
[sıfat]
  • İki veya daha çok renkli
[bitki bilimi]
  • Ağaçta ilk olgunlaşan meyve

    Bu incirin alacasını ben yedim.

[bitki bilimi]
  • Meyvelere, genellikle üzüme düşen ben

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alaca düşmek

Birleşik Kelimeler: alaca aş, alacabalıkçıl, alaca bulaca, alaca karanlık, alacakarga, alacamenekşe, alacasansar, deli alacası


BATMA


[isim]
  • Batmak işi
[gök bilimi]
  • Bir gök cisminin (ay, güneş, yıldız vb.) ufkun altına inmesi

Birleşik Kelimeler: geğrek batması


LAMBA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Petrol gibi yanıcı bir madde yakarak veya elektrik akımıyla içindeki teller akkor durumuna geçerek ışık veren alet

    Saat kaçtı bilmiyorum, lambalar söndü / Anladım ki davetliler evlere döndü - Enis Behiç Koryürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lamba açmak
  • lambayı açmak

Birleşik Kelimeler: lamba karpuzu, floresan lamba, alev lambası, elektron lambası, gaz lambası, ışıntı lambası, idare lambası, ikaz lambası, karpit lambası, lüks lambası, neon lambası, petrol lambası, pürmüz lambası, sinyal lambası, sis lambası, spot lambası, stop lambası, tepe lambası, trafik lambası, yağ lambası


MAMUT (Kelime Kökeni: Fransızca mammouth)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Filgillerden, dördüncü zamanda Avrupa ve Asya'da yaşamış olan, şimdi ancak fosili bulunan iri, kıllı bir hayvan (Elephas primigenius)

MAMUL (Kelime Kökeni: Arapça maʿmūl)


[sıfat]
  • Yapılmış, işlenmiş, imal edilmiş (eşya, yiyecek)

Birleşik Kelimeler: yarı mamul


MALUM (Kelime Kökeni: Arapça maʿlūm)


[sıfat]
  • Bilinen, belli(II)

    Balkan Harbi'nin fecaatlerinden sonraki hadiseler de malumunuzdur. - Etem İzzet Benice

[mecaz]
  • Herkesçe bilinen ancak dile getirilemeyen

    Malum kişi. Malum çevre.

[zarf]
  • Bilindiği üzere, bilindiği gibi, kuşkusuz
[isim] [dil bilgisi]
  • Etken, meçhul karşıtı
[eskimiş] [matematik]
  • Bilinen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • malum değil
  • malum olmak
  • malumu ilam etmek
  • malum ya!


MABAT (Kelime Kökeni: Arapça mābaʿd)


[isim] [eskimiş]
  • Bitmemiş yazı, roman vb.nde arka, devam
[mecaz]
  • Kıç

BULMA


[isim]
  • Bulmak işi

    Bu genç kadında kendisini büyüleyen şeyin ne olduğunu bulmaya uğraşıyor. - Attila İlhan