COŞTURUCU ile Oluşan Kelimeler (COŞTURUCU Kelime Türetme)



COŞTURUCU harflerinden oluşan 17 kelime bulunuyor. COŞTURUCU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Coşturucu kelimesinin anlamı nedir? Coşturucu ile başlayan kelimeler. İçinde coşturucu olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

9 Harfli Kelimeler

COŞTURUCU22

7 Harfli Kelimeler

TURŞUCU16

6 Harfli Kelimeler

OTURUŞ12

5 Harfli Kelimeler

TURŞU10

4 Harfli Kelimeler

ŞUUR9, ŞORT8

3 Harfli Kelimeler

ŞOR7, ŞUT7, TUŞ7, ROT4, TOR4, TUR4

2 Harfli Kelimeler

ŞU6, OT3, TU3, UR3, UT3


OT


[isim] [bitki bilimi]
  • Toprak üstündeki bölümleri odunlaşmayıp yumuşak kalan, ilkbaharda bitip bir iki mevsim sonra kuruyan küçük bitkiler

    Etrafımızda uzun otlar, yalçın kayalar vardı. - Aka Gündüz

[sıfat]
  • Bu bitkilerle yapılmış veya bu bitkilerle doldurulmuş

    Ranzalardan birinin üst yatağında bir ot şilte üzerinde, soyunmadan uzanan ve iki eli ensesinin altında düşünen ben. - Necip Fazıl Kısakürek

[eskimiş]
  • Zehir
[eskimiş]
  • İlaç
[argo]
  • Esrar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ot gibi
  • ot gibi yaşamak
  • ot tutunmak
  • otu çek köküne bak
  • ot yoldurmak

Birleşik Kelimeler: otobur, otyiyenler, acı ot, karacaot, sütlü ot, abdestbozan otu, adamotu, ağı otu, ağızotu, altın otu, andız otu, ardıç otu, avcı otu, ayrık otu, bağırsak otu, balık otu, bambul otu, ban otu, basur otu, beşparmak otu, bit otu, boğan otu, boy otu, burun otu, canavar otu, ciğer otu, çalgıcı otu, çayır otu, çiriş otu, çivit otu, çöreotu, çörek otu, dağ dalak otu, dalak otu, danakıran otu, deli otu, dereotu, dilotu, diş otu, dolama otu, dolma otu, domuz ayrık otu, domuz otu, dulaptal otu, dulavrat otu, eğir otu, eğrelti otu, engerek otu, esrar otu, eşek otu, evliya otu, fare otu, fıtık otu, gebre otu, gelin otu, geyik otu, göbek otu, güzelavrat otu, hamam otu, hasır otu, horozcuk otu, İdris otu, imparator otu, kabakulak otu, kanarya otu, kandıra otu, kan otu, kartallı eğrelti otu, kasık otu, kaşık otu, kedi otu, kelebek otu, kene otu, kıl otu, kırlangıç otu, kokulu çayır otu, kovan otu, koyun otu, kuduz otu, kum otu, kurbağa otu, kurşun otu, kuş otu, küstüm otu, limon otu, lohusa otu, marsıvan otu, mayasıl otu, melek otu, mercan otu, meyhaneci otu, misk otu, mübarek otu, nevruz otu, nezle otu, oğul otu, Oltu otu, ökse otu, öksürük otu, ölmez otu, pamuk otu, panzehir otu, pelin otu, pire otu, pisik otu, pisipisi otu, sabun otu, sakar otu, sancı otu, sarımsak otu, sedef otu, selam otu, semizotu, sıçanotu, sıraca otu, siğil otu, sinir otu, solucan otu, sökü otu, süpürge otu, süt otu, şerbetçi otu, şeytan otu, şifa otu, tarak otu, taşkıran otu, tavşancıl otu, turp otu, tükürük otu, türüz otu, tüylü dalak otu, uyuz otu, yakı otu, yapışkan otu, yara otu, yavşan otu, yoğurt otu, yüksük otu, zemberek otu, zembil otu, ciğer otları, sinir otları


TU


[ünlem]
  • Tuh

    Tu, böyle mi olacaktı!

Birleşik Kelimeler: tu kaka


UR


[isim] [tıp]
  • Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, bağa, tümör, neoplazma, Çingene ahtapotu, vejetasyon

    Yalnız yağ birikintisinden ibaret bir bez, bir nevi ur, hayatı tehdit edecek bir şey değil! - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: ur kaplama, yağ uru


UT


[isim]
  • Utanma duygusu

Birleşik Kelimeler: ut açıcı, ut yeri

[isim] [müzik]
  • Klasik Türk müziği araçlarından, iri karınlı, kirişli, mızrapla çalınan bir çalgı

    Ferhunde, burada sevdiği bir ut muallimiyle evlenip bahtiyar olmuştu. - Reşat Nuri Güntekin


ROT (Kelime Kökeni: İngilizce rod)


[isim]
  • Motorlu taşıtlarda direksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan demir çubuk

TOR


[isim] [halk ağzında]
  • Sık gözlü ağ
[sıfat] [halk ağzında]
  • İşe alışkın olmayan, yabani

    Bazı da oynarsın tor atlar gibi / Kış günü aç kalmış boz kurtlar gibi - Ali İzzet Özkan

[mecaz]
  • Çekingen, utangaç
[isim] [matematik]
  • Bir dairenin kendi düzleminde bulunan fakat merkezinden geçmeyen bir doğru çevresinde dönmesiyle oluşan cisim

TUR (Kelime Kökeni: Fransızca tour)


[isim]
  • Dolaşma

    Yemekten sonra araba ile tura çıktık. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tura çıkmak
  • tur atlamak
  • tur atmak
  • tur bindirmek
  • turu geçmek

Birleşik Kelimeler: tur operatörü, götürü tur, paket tur, şehir turu


ŞU


[sıfat]
  • Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı niteleyen söz

    Bu parayı da şu adrese gönderiver. - Ayla Kutlu

[zamir]
  • Biraz uzakta olan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan söz, şurası

    Bunu istemem, şunu isterim.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şu denli
  • şu günlerde (veya sırada)
  • şu kadar
  • şu kadar ki
  • şuna bak!
  • şundan
  • şunun şurası
  • şusu busu

Birleşik Kelimeler: şu açıdan, şu bakımdan, şu bu, şu hâlde, şu takdirde, şu yönden, şu yüzden


ŞOR


[isim]
  • Batı Sibirya'da yaşayan bir Türk topluluğunun adı

ŞUT (Kelime Kökeni: İngilizce shoot)


[isim] [spor]
  • Futbolda bir oyuncunun topu kaleye sokmak için ayağıyla yaptığı sert ve hızlı vuruş

    Sol ayağımla değil şutu atmak, topa dokunmak bile mümkün olmaz. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şut atmak (veya çekmek)


TUŞ (Kelime Kökeni: Fransızca touche)


[isim]
  • Piyano, org vb. müzik aletleriyle daktilo, hesap makinesi, bilgisayar ve telefon gibi makinelerde parmak vurulan yerlerin adı

    Piyanonun tuşlarından, kemanın tellerinden uçan sesler, insana, insan olmanın mutluluğunu tattırır. - Yusuf Ziya Ortaç

[spor]
  • Eskrimde kılıcın ucunun karşı oyuncunun göğüs ve karın bölgesini koruyan özel giysinin bir bölümüne değmesi
[isim] [spor]
  • Güreşte oyun sırasında iki omzun aynı anda yere değmesiyle oluşan yenilgi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tuşa getirmek
  • tuş olmak


ŞORT (Kelime Kökeni: İngilizce short)


[isim]
  • Paçaları dizlerin yukarısında olan kısa pantolon

    Kardeşimin sırtında kadife tulumu yerine askılı, eski, soluk, paçaları dizlerine kadar inen şortu var. - Adalet Ağaoğlu


ŞUUR (Kelime Kökeni: Arapça şuʿūr)


[isim] [ruh bilimi]
  • Bilinç

    İdeolojiler, bir tasavvurlar bütünüdür ama bu tasavvurların çok defa şuurla bir alakası yoktur. - Cemil Meriç

Birleşik Kelimeler: şuuraltı, tahteşşuur


TURŞU (Kelime Kökeni: Farsça turşī)


[isim]
  • Tuzlu suda, sirkede bırakılarak özel bir kıvama getirilmiş sebze veya meyve
[sıfat] [mecaz]
  • Bitkin, yorgun

Ata Sözleri ve Deyimler

  • turşu gibi olmak
  • turşu kurmak (veya yapmak)
  • turşu olmak
  • turşusu çıkmak
  • turşusunu kurmak
  • turşuya dönmek

Birleşik Kelimeler: turşu balığı, turşu suyu


OTURUŞ


[isim]
  • Oturma işi

    Başta delikanlılar, çoğunun oturuşunda bir büyüklenme var. - Tarık Buğra