COŞTURABİLMEK ile Oluşan Kelimeler (COŞTURABİLMEK Kelime Türetme)



COŞTURABİLMEK harflerinden oluşan 943 kelime bulunuyor. COŞTURABİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Coşturabilmek kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

COŞTURABİLMEK24

12 Harfli Kelimeler

COŞTURABİLME23

10 Harfli Kelimeler

COŞABİLMEK20

9 Harfli Kelimeler

COŞABİLME19, COŞTURMAK18

8 Harfli Kelimeler

COŞTURMA17, TOMBULCA16, MEŞRUBAT15, KOŞTURMA14, KALEMŞOR13, AŞURELİK12, KİREBOLU12, KATMERCİ12, TİREBOLU12, KATMERLİ9

7 Harfli Kelimeler

KABLOCU14, MECBURİ14, BAŞKURT13, KOŞULMA13, OLUŞMAK13, ŞAMBREL13, TOKUŞMA13, BEKTAŞİ12, MOTELCİ12, MEŞRUTİ12, MEŞRUTA12, CEBRAİL12, KOCAELİ11, KUŞETLİ11, MUKABİL11, MOBİLET11, ŞEMATİK11, TAMBURİ11, ATEŞLİK10, AEROBİK10
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

COŞMAK14, BOŞLUK13, MECBUR13, OBURCA13, CEMŞAT13, ATOMCU12, BAŞROL12, OCUMAK12, OLUŞMA12, BEŞLİK11, İCABET11, KUŞMAR11, MEŞRUT11, MEŞKUR11, MATRUŞ11, TOMBUL11, TEBCİL11, TEBŞİR11, AMİRCE10, AMBOLİ10
Tümünü Gör

5 Harfli Kelimeler

COŞMA13, COŞKU13, BOCUK12, MEŞBU12, ŞORCA12, CUMBA12, ACUBE11, BOLCA11, BUCAK11, ERCİŞ11, KOMŞU11, KOŞUM11, LİBOŞ11, MAOCU11, OCUMA11, OLMUŞ11, ŞUBAT11, TEŞCİ11, CORUM11, ACİBE10
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

BORŞ10, BOCİ10, BOCA10, BUCA10, BROŞ10, İŞBU10, ŞUBE10, ŞECİ10, BREŞ9, İŞBA9, KOŞU9, OLUŞ9, OMCA9, CUMA9, ACEM8, ACUL8, ACUR8, BORU8, BOLU8, BLUM8
Tümünü Gör

3 Harfli Kelimeler

BOŞ9, BAŞ8, BEŞ8, MUŞ8, ŞOM8, ŞEB8, BOM7, KUŞ7, LOŞ7, MAŞ7, ŞUA7, ŞOR7, ŞOK7, ŞUT7, ŞEM7, ŞAM7, TUŞ7, UCA7, CUK7, CİM7
Tümünü Gör

2 Harfli Kelimeler

ŞU6, AŞ5, BU5, EŞ5, İŞ5, ŞE5, CE5, AB4, BE4, OM4, AM3, EM3, İM3, ME3, Mİ3, MA3, OK3, OL3, OT3, TU3
Tümünü Gör


AM


[isim] [kaba konuşmada]
  • Dişilik organı
[kimya]
  • Amerikyum elementinin simgesi

EM


[isim] [halk ağzında]
  • İlaç, merhem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eme seme yaramamak
  • eme yaramak


İM


[isim]
  • İşaret

Birleşik Kelimeler: im bilimi, çizgi im, kesme imi


ME


[isim]
  • Koyun, kuzu vb. hayvanların çıkardığı ses

    Kara koyun kuzular kuzulamaz / Me deme - Fazıl Hüsnü Dağlarca


Mİ (Kelime Kökeni: İtalyanca mi)


[isim] [müzik]
  • Gam dizisinde re ile fa arasındaki ses ve bu sesi gösteren nota işareti

OK


[isim]
  • Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk
[matematik]
  • Bir dairede bir kirişin ortasında bu kirişi gören yayın ortasına indirilen doğru parçası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ok atmak
  • ok gibi (yerinden) fırlamak
  • ok yaydan (veya yayından) çıkmak

Birleşik Kelimeler: ok meydanı, ok yılanı, suoku


OL


[sıfat] [eskimiş]
  • O gösterme sıfatı

    Dedi gördüm ol habibin anasın - Süleyman Çelebi

[zamir]
  • O gösterme zamiri

OT


[isim] [bitki bilimi]
  • Toprak üstündeki bölümleri odunlaşmayıp yumuşak kalan, ilkbaharda bitip bir iki mevsim sonra kuruyan küçük bitkiler

    Etrafımızda uzun otlar, yalçın kayalar vardı. - Aka Gündüz

[sıfat]
  • Bu bitkilerle yapılmış veya bu bitkilerle doldurulmuş

    Ranzalardan birinin üst yatağında bir ot şilte üzerinde, soyunmadan uzanan ve iki eli ensesinin altında düşünen ben. - Necip Fazıl Kısakürek

[eskimiş]
  • Zehir
[eskimiş]
  • İlaç
[argo]
  • Esrar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ot gibi
  • ot gibi yaşamak
  • ot tutunmak
  • otu çek köküne bak
  • ot yoldurmak

Birleşik Kelimeler: otobur, otyiyenler, acı ot, karacaot, sütlü ot, abdestbozan otu, adamotu, ağı otu, ağızotu, altın otu, andız otu, ardıç otu, avcı otu, ayrık otu, bağırsak otu, balık otu, bambul otu, ban otu, basur otu, beşparmak otu, bit otu, boğan otu, boy otu, burun otu, canavar otu, ciğer otu, çalgıcı otu, çayır otu, çiriş otu, çivit otu, çöreotu, çörek otu, dağ dalak otu, dalak otu, danakıran otu, deli otu, dereotu, dilotu, diş otu, dolama otu, dolma otu, domuz ayrık otu, domuz otu, dulaptal otu, dulavrat otu, eğir otu, eğrelti otu, engerek otu, esrar otu, eşek otu, evliya otu, fare otu, fıtık otu, gebre otu, gelin otu, geyik otu, göbek otu, güzelavrat otu, hamam otu, hasır otu, horozcuk otu, İdris otu, imparator otu, kabakulak otu, kanarya otu, kandıra otu, kan otu, kartallı eğrelti otu, kasık otu, kaşık otu, kedi otu, kelebek otu, kene otu, kıl otu, kırlangıç otu, kokulu çayır otu, kovan otu, koyun otu, kuduz otu, kum otu, kurbağa otu, kurşun otu, kuş otu, küstüm otu, limon otu, lohusa otu, marsıvan otu, mayasıl otu, melek otu, mercan otu, meyhaneci otu, misk otu, mübarek otu, nevruz otu, nezle otu, oğul otu, Oltu otu, ökse otu, öksürük otu, ölmez otu, pamuk otu, panzehir otu, pelin otu, pire otu, pisik otu, pisipisi otu, sabun otu, sakar otu, sancı otu, sarımsak otu, sedef otu, selam otu, semizotu, sıçanotu, sıraca otu, siğil otu, sinir otu, solucan otu, sökü otu, süpürge otu, süt otu, şerbetçi otu, şeytan otu, şifa otu, tarak otu, taşkıran otu, tavşancıl otu, turp otu, tükürük otu, türüz otu, tüylü dalak otu, uyuz otu, yakı otu, yapışkan otu, yara otu, yavşan otu, yoğurt otu, yüksük otu, zemberek otu, zembil otu, ciğer otları, sinir otları


TU


[ünlem]
  • Tuh

    Tu, böyle mi olacaktı!

Birleşik Kelimeler: tu kaka


AB (Kelime Kökeni: Farsça āb)


[isim] [eskimiş]
  • Su

Birleşik Kelimeler: abıhayat, abıkevser, abuhava


BE


[ünlem]
  • `Ey, hey` anlamlarında bir seslenme sözü

    Namluna dayanır, yola dalarsın / Duruşun bakışın yaman, be Ali! - Faruk Nafiz Çamlıbel

[kimya]
  • Berilyum elementinin simgesi

OM


[isim]
  • Kemiklerin toparlak ucu
[isim] [fizik]
  • Elektrikte iletkenin direnç birimi


[isim]
  • Yemek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşını, eşini, işini bil
  • aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
  • aş taşınca kepçeye paha olmaz
  • aş tuz ile, tuz oran ile

Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı


BU


[sıfat]
  • Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz

    Hiçbiri bu çocukların eline su dökemez. - Ahmet Ümit

[zamir]
  • En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz

    Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. - Reha Mağden

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bu abdestle daha çok namaz kılınır
  • bu denli
  • bu kadar
  • bu kadar kusur kadı kızında da bulunur
  • bu minval üzere
  • buna değdi (idi) buna değmedi (idi) demek
  • bunda bir iş var
  • bundan
  • bundan iyisi can sağlığı
  • bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
  • bu sıcağa kar mı dayanır?
  • bu yana

Birleşik Kelimeler: bu açıdan, bu arada, bu bakımdan, bu cümleden, bu gidişle, bu gözle, bu haysiyetle, bu kabîl, bu meyanda, bu sefer, bu takdirde, bu takım, bu türlü, bu yönden, bu yüzden, bununla beraber, bununla birlikte, işbu, o bu, şu bu



[isim]
  • Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri

    Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun. - Ömer Seyfettin

[halk ağzında]
  • Kuma, ortak
[halk ağzında]
  • Arkadaş
[halk ağzında]
  • Döl eşi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eşi benzeri (veya manendi veya menendi) olmamak (veya bulunmamak veya yok)
  • eş tutmak

Birleşik Kelimeler: eş adlı, eş anlam, eş anlı, eş bacaklılar, eş basınç, eş başkan, eş biçim, eş cinsel, eş değer, eş deprem, eş dost, eş eksenli, eş güdüm, eş kanatlı, eşkenar, eş koşma, eş merkezli, eş ölçüm, eş sesli, eş sıcak, eş yapı, eş yapım, eş yükselti, eş zaman, döl eşi