CEYLANPINAR Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



CEYLANPINAR harflerini içeren 4 harfli 43 kelime bulunuyor. 4 harfli CEYLANPINAR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AYIP11, ACEP11, YAPI11, CELP11, PAYE10, ARPA8, APEL8, APRE8, ARAP8, LAPA8, LARP8, PLAN8, PALA8, PARA8, PARE8, PENA8, ANCA7, AYIN7, AYLI7, AYNI7, AYRI7, ACAR7, RACA7, YALI7, YARI7, CANA7, ARYA6, AYLA6, AYNA6, AYAR6, AYAN6, AYAL6, ALAY6, YARA6, ARLI5, ALIN5, ANAL4, ANNE4, ALAN4, ELAN4, NALE4, NANE4, NARA4


ANAL (Kelime Kökeni: Fransızca anal)


[sıfat] [tıp]
  • Anüsle ilgili
[zarf]
  • Anüs yoluyla

ANNE


[isim]
  • Çocuğu olan kadın, ana, valide, kocakarı, mader, nene, aba

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anne olmak

Birleşik Kelimeler: anneanne, babaanne, büyükanne, cicianne, hanımanne, sütanne, üvey anne


ALAN


[isim]
  • Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
[mecaz]
  • Bir çalışma çevresi

    Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için, bütün toplum için yaratılır. - Nurullah Ataç

[fizik]
  • İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası

    Yer çekimi alanı. Mıknatıs alanı. Elektrik alanı.

[sinema] [televizyon]
  • Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü
[spor]
  • Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha

Birleşik Kelimeler: alan araştırması, alan denetimi, alan hızı, alan korkusu, alan koruması, alan savunması, alan talan, alan topu, açık alan, art alan, gideren alan, kamusal alan, kırsal alan, kör alan, manyetik alan, mücavir alan, sulak alan, üretici alan, üretici olmayan alan, yarı alan, yeşil alan, ceza alanı, eğitim alanı, havaalanı, ilgi alanı, iş alanı, kapsama alanı, oyun alanı, penaltı alanı, piknik alanı, rekreasyon alanı, savaş alanı, sit alanı, yargı alanı, yayın alanı, yerleşim alanı


ELAN (Kelime Kökeni: Arapça elān)


[zarf] [eskimiş]
  • Şimdi, şu anda, hâlâ, henüz, daha

    Zaten evlerinde elan sinide, yer sofrasında yemek yiyorlar. - Refik Halit Karay


NALE (Kelime Kökeni: Farsça nāle)


[isim] [eskimiş]
  • İnleme, inilti

NANE (Kelime Kökeni: Arapça naʿnaʿ)


[isim] [bitki bilimi]
  • Ballıbabagillerden, yaprakları sapsız, çiçekleri beyaz veya menekşe renginde, güzel kokulu, yaprakları baharat olarak kullanılan, çok yıllık ve otsu bir kültür bitkisi (Mentha piperita)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nane yemek

Birleşik Kelimeler: nanemolla, nane ruhu, nane suyu, nane şekeri, bahçe nanesi, dağ nanesi, kedi nanesi, su nanesi, taş nanesi, yaban nanesi


NARA (Kelime Kökeni: Arapça naʿre)


[isim]
  • Haykırma, bağırma

    Akıncıların naralarıyla savaş alanı çınladı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nara atmak (veya basmak)


ARLI


[sıfat]
  • Namuslu, utangaç, sıkılgan

    Ağaların yiğittir, arlıdır, oğul! - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arlı arından, huylu huyundan vazgeçmez


ALIN


[isim]
  • Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü
[madencilik]
  • Bir ocakta her türlü ayak, galeri, baca, kuyu ve yolun ilerletilmekte olan yüzeyi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alın damarı çatlamış
  • alna yazılan başa gelir
  • alnı açık yüzü ak
  • alnına kara sürmek
  • alnından öpmek
  • alnında yazılmış olmak
  • alnını karışlamak
  • alnının akıyla
  • alnının kara yazısı

Birleşik Kelimeler: alın çatı, alın teri, alın yazısı, alnı açık


ARYA (Kelime Kökeni: İtalyanca aria)


[isim] [müzik]
  • Operalarda solistlerden birinin orkestra eşliğinde söylediği, genellikle kendi içinde bütünlüğü olan parça

AYLA


[isim]
  • Hale

Birleşik Kelimeler: ışık aylası


AYNA (Kelime Kökeni: Farsça āyīne)


[isim]
  • Işığı yansıtan, varlıkların görüntüsünü veren, cilalı ve sırlı cam, gözgü, mirat

    Bir elinde cımbız, bir elinde ayna / Umurunda mı dünya? - Orhan Veli Kanık

[sıfat] [argo]
  • İyi bir durumda, yolunda

    İşimiz ayna.

[mecaz]
  • Bir olayı, bir durumu yansıtan, göz önünde canlandıran olay, durum, şey

    Bir ülkenin sanat ve kültür hayatı bir bakıma o ülkenin uygarlık aynasıdır. - Haldun Taner

[denizcilik]
  • Küreğin yassı uç bölümü
[denizcilik]
  • Gemilerde işaretçi erlerin kullandığı dürbün
[denizcilik]
  • Akıntı ve anaforun birleştiği yerde oluşan su burgacı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayna gibi

Birleşik Kelimeler: aynagöz, ayna taşı, ayna tırnağı, döner ayna, boy aynası, cüce aynası, deniz aynası, dev aynası, dikiz aynası, endam aynası, ışık aynası


AYAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿiyār)


[isim]
  • Bir aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu

    Saatin ayarı bozuk. Televizyonun ses ayarı iyi.

[mecaz]
  • Değer, derece

    Biz, telif eser ayarında bir sanat kıymeti taşıyan tercümelere teşekkür edelim. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayar almak
  • ayar etmek
  • ayar vermek

Birleşik Kelimeler: ayarı bozuk, aklı tam ayar, balans ayarı, saat ayarı


ÂYAN (Kelime Kökeni: Arapça aʿyān)


[isim] [eskimiş]
  • İleri gelenler
[sıfat] [eskimiş]
  • Belli, açık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayan olmak

Birleşik Kelimeler: ayan beyan


AYAL (Kelime Kökeni: Arapça ʿiyāl)


[isim] [eskimiş]
  • Karı, eş

    Çocuklar uyumuştur / Efendi gazete okur / Ayali dikiş dikmektedir - Orhan Veli Kanık