CESARETLENME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



CESARETLENME harflerini içeren 5 harfli 70 kelime bulunuyor. 5 harfli CESARETLENME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Cesaretlenme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Cesaretlenme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ENCAM9, MELCE9, MECRA9, MECAL9, SENCE9, CESET9, CEMRE9, CEMAN9, CEMAL9, CELSE9, ACELE8, NECAT8, CEREN8, ESMER7, ESEME7, ESAME7, ELMAS7, EMSAL7, MESEN7, MESEL7, MELES7, MELAS7, MERES7, NEMSE7, SANEM7, SEMER7, SEMEN7, SEMAN7, SERME7, SELAM7, TEMAS7, ASLEN6, ALTES6, AMELE6, ESTER6, ETMEN6, ETSEL6, ELEME6, ENLEM6, ENSAR6, ENSER6, ENEME6, EMARE6, LANSE6, METAN6, METAL6, METRE6, MALEN6, MERET6, RESEN6, REMEL6, SATEN6, SEREN6, SENET6, SELEN6, SETRE6, SETER6, TRANS6, TEMEL6, TELES6, TELEM6, TERME6, TERES6, TERAS6, ANELE5, ANTRE5, ETENE5, ENTEL5, LANET5, NELER5


ANELE (Kelime Kökeni: İtalyanca anello)


[isim] [denizcilik]
  • Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka

ANTRE (Kelime Kökeni: Fransızca entrée)


[isim]
  • Giriş

    Bir müddet sonra her ikisi de büyük antreden çıkıp kaybolurlar. - Ahmet Muhip Dranas


ETENE


[isim] [anatomi]
  • Döl eşi
[bitki bilimi]
  • Meyve yaprağında yumurtacıkların bağlı olduğu bölüm

ENTEL (Kelime Kökeni: Fransızca intellectuelle'den)


[sıfat]
  • Entelektüel olmaya özenen ancak bunun için gerekli olan niteliği kazanmamış (kimse)
[isim] [mecaz]
  • Sahte aydın

    Gençlerin bazıları entellerle birlikte olmaktan gurur duyduklarını söylüyorlar. - Tomris Uyar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • entel takılmak


LANET (Kelime Kökeni: Arapça laʿnet)


[isim]
  • Tanrı'nın merhametinden yoksun olma

    Başıma yağan bu ana laneti beni ürpertiyor. - Yusuf Ziya Ortaç

[sıfat]
  • Kötü, berbat, çok kötü

    Lanet bir adam.

[ünlem]
  • Bir ilenme sözü

    Lanet, filozofum diyerek ortaya çıkıp Allah'a ve kullara karşı hezeyan eden tımarhanelik herifler! - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lanet etmek
  • lanet okumak
  • lanet olsun!


NELER


Ata Sözleri ve Deyimler

  • ne âlem
  • ne âlemde?
  • ne alıp veremiyor?
  • ne arar (veya onda ... ne gezer)
  • ne arıyor
  • ne biçim?
  • ne buyrulur?
  • ne çare
  • ne çıkar
  • ne çiçektir, biliriz
  • ne dedim de
  • ne demek?
  • ne demek olsun
  • ne demeye
  • ne denir (veya dersin)
  • ne denli
  • ne de olsa
  • ne dese beğenirsin?
  • nedir ki
  • ne diye?
  • ne ekersen onu biçersin
  • ne fayda
  • ne gam
  • ne gezer
  • ne gibi?
  • ne gözle bakmak
  • ne güne duruyor?
  • ne günlere kaldık!
  • ne haber?
  • ne hacet
  • ne haddine!
  • ne hâlde?
  • ne hâli varsa görsün
  • ne hikmetse (veya hikmettir)
  • ne idiği belirsiz
  • ne imiş?
  • ne ise
  • ne istediğini bilmek
  • ne iyi!
  • ne kadar
  • ne kadar olsa
  • ne kadar varsa
  • ne lazım
  • neler de neler, maydanozlu köfteler
  • neler neler
  • ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
  • ne mene
  • ne menem
  • ne mümkün
  • ne münasebet!
  • ne o?
  • ne olacak!
  • ne olduğunu bilememek
  • ne oldum delisi olmak
  • ne olur (veya olursun veya olursunuz)
  • ne olursa olsun
  • ne oluyor?
  • ne pahasına olursa olsun
  • ne söylüyorsun?
  • ne var ki
  • ne yaparsın (veya yapmalı) ki
  • ne yapıp yapıp
  • ne yaptığını bilmemek
  • ne yazar
  • ne yazık ki
  • neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
  • neyin nesi (kimin fesi)
  • neyleyim
  • neymiş
  • ne yüzle


ASLEN (Kelime Kökeni: Arapça aṣlen)


[zarf]
  • Kök veya soy bakımından

ALTES (Kelime Kökeni: Fransızca altesse)


[isim]
  • Prens ve prenseslere verilen şeref unvanı

AMELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿamele)


[isim]
  • Gündelikle çalışan işçi

    Tuğla harmanındaki ameleler etrafı aradılar. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: amele pazarı, amele taburu, amele yanığı, tanzifat amelesi


ESTER (Kelime Kökeni: Almanca Ester)


[isim] [kimya]
  • Organik asitlerle alkollerin aralarından bir su molekülü ayrılması sonucunda verdikleri madde

ETMEN


[isim]
  • Birlikte veya ayrı ayrı etkisini gösteren ve belli bir sonuca götüren güçlerden, şartlardan, ögelerden her biri, amil, faktör

ETSEL


[sıfat]
  • Ete ait

ELEME


[isim]
  • Elemek işi, eliminasyon
[spor]
  • Çeyrek sona katılacak sporcu ve takımları ayırmak için düzenlenen seçme yarışı

Birleşik Kelimeler: eleme sınavı, ön eleme


ENLEM


[isim] [coğrafya]
  • Yer yuvarlağı üzerinde herhangi bir noktadan geçen paralel ile Ekvator arasındaki yay parçasının açısal değeri, arz derecesi

Birleşik Kelimeler: enlem dairesi


ENSAR (Kelime Kökeni: Arapça enṣār)


[isim] [din bilgisi]
  • Hz. Muhammed'e hicret zamanında yardım eden Medineliler