CAZİPLEŞEBİLME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



CAZİPLEŞEBİLME harflerini içeren 5 harfli 76 kelime bulunuyor. 5 harfli CAZİPLEŞEBİLME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Cazipleşebilme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Cazipleşebilme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

CAZİP15, BİZCE13, BEZİŞ13, BEZCİ13, BEŞİZ13, PİŞME13, PİŞİM13, CEZBE13, MECAZ12, PEŞLİ12, PEMBE12, ŞİLEP12, ŞAPEL12, CALİP12, CELEP12, ACEZE11, BEZME11, BEŞME11, EZİCİ11, MEBİZ11, CAİZE11, CEZAİ11, ABECE10, ACİBE10, BİLİŞ10, BELEŞ10, BELCE10, BEŞLİ10, İZABE10, İBZAL10, ŞAİBE10, CEBEL10, CELBE10, ACEMİ9, EŞLEM9, ELZEM9, EMİCİ9, İZLEM9, İŞEME9, İŞLEM9, İCMAL9, İLZAM9, İMECE9, MELCE9, MELEŞ9, MELEZ9, MECAL9, PİLLİ9, ŞİMAL9, ŞİLEM9, ŞAMİL9, ZALİM9, CEMİL9, CEMAL9, ACELE8, ALİZE8, BİLME8, BİLİM8, EZELİ8, İZALE8, ZİLLİ8, ZELİL8, CELİL8, CELAL8, BELLİ7, EBELİ7, ALLEM6, AMELİ6, AMELE6, ELEME6, İMALE6, LAMEL6, MİLLİ6, MİLEL6, MAİLE6, MELAL6


ALLEM


[isim]
  • `Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurmak` anlamıyla allem etmek, kallem etmek sözünde geçer

    Nitekim allem ettiler, kallem ettiler, beni buradan mahrum etmek için her şeyi yaptılar. - Necip Fazıl Kısakürek


AMELÎ (Kelime Kökeni: Arapça ʿamelī)


[sıfat]
  • Uygulamalı

    Kitaplardan gelen fikirler nazari, yaşanan fikirler ise amelîdir. - Mehmet Kaplan


AMELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿamele)


[isim]
  • Gündelikle çalışan işçi

    Tuğla harmanındaki ameleler etrafı aradılar. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: amele pazarı, amele taburu, amele yanığı, tanzifat amelesi


ELEME


[isim]
  • Elemek işi, eliminasyon
[spor]
  • Çeyrek sona katılacak sporcu ve takımları ayırmak için düzenlenen seçme yarışı

Birleşik Kelimeler: eleme sınavı, ön eleme


İMALE (Kelime Kökeni: Arapça imāle)


[isim] [eskimiş]
  • Bir tarafa yatırma, eğme
[edebiyat]
  • Aruz vezninde kısa okunması gereken heceyi ölçüye uydurmak için uzun okuma, zihaf karşıtı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • imale etmek
  • imale yapmak


LAMEL (Kelime Kökeni: Fransızca lamelle)


[isim]
  • Mikroskopla yapılan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası
[biyoloji]
  • Çok ince tabaka

MİLLİ


[sıfat]
  • Mil içeren
[sıfat]
  • Milletle ilgili, millete özgü, ulusal

    İstiklal Harbi'nde millî duyguları aksettiren ümit ile dolu yazılarını hâlâ unutmadık. - Orhan Seyfi Orhon

Birleşik Kelimeler: millî değer, millî dil, millî eğitim, millî ekonomi, millî gelir, millî güvenlik, millî hüviyet, millî iktisat, millî irade, millî kimlik, millî marş, Millî Misak, millî mücadele, Millî Mücadele, millî müdafaa, millî park, millî savunma, millî takım, millî varlık, Misakımillî


MİLEL (Kelime Kökeni: Arapça milel)


[isim] [eskimiş]
  • Milletler, uluslar

Birleşik Kelimeler: beynelmilel


MAİLE (Kelime Kökeni: Arapça māʾile)


[isim] [eskimiş] [coğrafya]
  • Aklan

MELAL (Kelime Kökeni: Arapça melāl)


[isim] [eskimiş]
  • Can sıkıntısı, usanç

    Melalimizi avutmak için bin türlü eğlence, bin türlü zevk icat ettik. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • melal duymak


BELLİ


[sıfat]
  • Beli olan

    Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin? - Nezihe Araz

Birleşik Kelimeler: karınca belli

[sıfat]
  • Bilinmedik bir yanı olmayan, malum

    Hâlimiz, vaktimiz sizce belli. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • belli etmek
  • belli olmak

Birleşik Kelimeler: belli başlı, belli belirsiz


EBELİ


[sıfat]
  • Ebesi olan

ACELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿacele)


[sıfat]
  • Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi

    Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor. - Esat Mahmut Karakurt

[zarf]
  • Vakit geçirmeden, tez olarak

    Acele, bir karar vermek ihtiyacındayım. - Peyami Safa

[isim]
  • Tez davranma gerekliliği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • acele etmek
  • acele ile menzil alınmaz
  • acele işe şeytan karışır
  • acelesi olmak
  • aceleye gelmek
  • aceleye getirmek
  • acele yürüyen yolda kalır

Birleşik Kelimeler: acele posta


ALİZE (Kelime Kökeni: Fransızca alizé)


[isim] [coğrafya]
  • Tropikal bölgelerdeki denizlerde bütün yıl süresince düzenli esen rüzgâr

    Alizeler, Ekvator'un kuzeyinde kuzeydoğudan, Ekvator'un güneyinde ise güneydoğudan eserler.

Birleşik Kelimeler: üst alize


BİLME


[isim]
  • Bilmek işi

    Bir cemiyetin ilerlemesi, neyin ehemmiyetli olduğunu bilmeye bağlıdır. - Mehmet Kaplan

[felsefe]
  • Bir şeyin ne olduğunun bilincine varma
[felsefe]
  • Bilgi edinmenin gaye ve sonucu