Cak ile Biten Kelimeler



CAK ile biten 43 kelime bulunuyor. Sonu CAK olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Cak ile başlayan kelimeler. İçinde cak olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

BASTIBACAK19

9 Harfli Kelimeler

DEREBUCAK17, KARABACAK14, KARAKUCAK13

8 Harfli Kelimeler

YAVRUCAK20, SIPSICAK19, YAPINCAK18, SIMSICAK16, TAPINCAK16, YUMURCAK16, BULANCAK14, BAKINCAK14, YALINCAK14, ALABACAK13, KULUNCAK13, KORUNCAK13, OTURACAK13, SALINCAK13

7 Harfli Kelimeler

DOĞACAK20, ÇABUCAK16, ÇIKACAK14, KUYUCAK14, OYUNCAK14, ÇALACAK13, KOYACAK13, SIKACAK12, YAKACAK12, KIRACAK11, SALACAK11, TUTACAK11

6 Harfli Kelimeler

AÇACAK12, ILICAK11, ARICAK10, OLACAK10, SANCAK10, ALACAK9

5 Harfli Kelimeler

BUCAK11, BACAK10, SICAK10, KUCAK9, ANCAK8, NACAK8

4 Harfli Kelimeler

OCAK8


ANCAK


[zarf]
  • `Yalnızca` anlamında, sınırlama bildiren bir söz, bir

    Hasan, bu sefer kendisine ancak seyyar tuluatçıların arasında bir yer bulabildi. - Osman Cemal Kaygılı

[bağlaç]
  • `Lakin, ama, fakat, yalnız` sözleri gibi bir düşünceye karşıt ikinci bir düşünceyi anlatan bir söz

    Bu büyüklük değil ancak mertçe bir davranıştır. - Nezihe Araz


NACAK


[isim]
  • Sapı kısa, küçük odun baltası

    Silahsız kaldık, köylüler bize dipçik, üvendire, nacak yetiştirdi. - Aka Gündüz


OCAK


[isim]
  • Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma vb. amaçlarla kullanılan yer

    Üç balıkçı güneş batarken kumların üzerine iki taştan bir ocak yaptılar ve ateş yaktılar. - Halikarnas Balıkçısı

[tarih]
  • Yeniçeri teşkilatını oluşturan odalardan her biri
[mecaz]
  • Ev, aile, soy

    Henüz temelleri atılmayan kendi ocağım kurulmadan yıkılmıştı. - Aka Gündüz

[halk ağzında]
  • Halk hekimliğinde bir önceki kuşaktan el verme suretiyle aktarılan bilgileri kullanarak belirli bir şikâyeti veya hastalığı iyileştirdiğine inanılan aile

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ocağı batmak
  • ocağı kör kalmak
  • ocağına düşmek
  • ocağına incir (veya darı) dikmek (veya ekmek)
  • ocağını yeşertmek
  • ocağı sönmek
  • ocağı tütmek

Birleşik Kelimeler: ocakbaşı, ocakeşeği, ocak kaşı, ocak katı, ocak taşı, kör ocak, od ocak, acemi ocağı, aile ocağı, asker ocağı, aş ocağı, baba ocağı, bostancı ocağı, çay ocağı, deprem ocağı, elektrik ocağı, gaz ocağı, humbara ocağı, ispirto ocağı, kahve ocağı, kireç ocağı, kum ocağı, maden ocağı, parti ocağı, sağlık ocağı, taş ocağı


ALACAK


[isim]
  • Bir hesap gereğince daha alınmamış olan para, mal vb. şey, matlup, verecek karşıtı

    Bütün alacaklarımı topladım.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alacağım olsun da alakargada olsun
  • alacağına saymak (veya tutmak)
  • alacağına şahin, vereceğine karga (veya kuzgun)
  • alacağı olmak
  • alacağı olsun!
  • alacak verecekle ödenmez

Birleşik Kelimeler: alacak verecek


KUCAK


[isim]
  • Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm, aguş

    Kucağımdaki yavrumla yapayalnız kalmıştık. - Sermet Muhtar Alus

[sıfat]
  • Açık kollarla göğüs arasına sığabilen miktarda olan
[mecaz]
  • Herhangi bir durumun veya şeyin sınırlarının arası, iç

    Oralar her saldırganlıktan korunmuş Türk kucağı idi. - Ruşen Eşref Ünaydın

[mecaz]
  • Ortam, ocak

    On yıl var ayrıyım Kına Dağı'ndan / Baba ocağından, yâr kucağından - Faruk Nafiz Çamlıbel

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kucağına düşmek
  • kucağına kurulmak
  • kucağına oturmak
  • kucağında bulmak
  • kucak (veya kucağını) açmak

Birleşik Kelimeler: kucak çocuğu, kucak dolusu, kucak kucağa, kucak kucak, kucaktan kucağa, karakucak, ana kucağı


ARICAK


[isim]
  • Elâzığ iline bağlı ilçelerden biri

OLACAK


[sıfat]
  • Olması, yapılması uygun olan

    Bu olacak iş mi?

[isim]
  • Olma, gerçekleşme olasılığı bulunan şey

    Olmuşa değil, olacağa bak!

[isim]
  • Olmasının önüne geçilemeyen durum

    İş olacağına varır.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • olacak gibi değil
  • olacakla öleceğe çare bulunmaz
  • olacak o kadar


SANCAK


[isim]
  • Bayrak, liva
[askerlik]
  • Çoğunlukla askerî birliklere verilen yazı işlemeli, kenarları saçaklı ve gönderli bayrak
[denizcilik]
  • Gemilerin sağ yanı
[tarih]
  • Osmanlı yönetim teşkilatında illerle ilçeler arasında yer alan yönetim bölümü, mutasarrıflık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sancak göstermek

Birleşik Kelimeler: sancak alabanda, sancak bağı, sancak beyi, sancak gemisi, sancak sahibi, al sancak


BACAK


[isim] [anatomi]
  • Vücudun kasıktan tabana kadar olan bölümü

    Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu. - Peyami Safa

[anatomi]
  • Hayvanlarda yürümeye veya atlamaya yarayan organ

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bacağına geçirmek
  • bacak bacak üstüne atmak
  • bacak kadar
  • bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var
  • bacakları kopmak
  • bacaklarını uzatmak
  • bacakları tutmaz olmak

Birleşik Kelimeler: bacakkalemi, bacakkıran, alabacak, baldır bacak, bastıbacak, karabacak, kılıç bacak, takma bacak, ayıbacağı


SICAK


[sıfat]
  • Yakmayacak derecede ısısı olan, yakmayacak kadar ısı veren, soğuk karşıtı

    Yorganın altında sıcak gözyaşları dökerek gecelerce beklemişti. - Orhan Kemal

[isim]
  • Havadaki yüksek ısı

    Bu sıcakta arada bir şeyler içip yemeden çalışılmıyor. - Necati Cumalı

[isim]
  • Sıcak yer

    Burası bir makine dairesi kadar sıcaktı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]
  • Hamam
[mecaz]
  • Dostça olan, sevgi dolu

    Sıcak bir karşılama. Sıcak bir yuva.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sıcak bakmak
  • sıcak basmak (veya bastırmak)
  • sıcak olmak
  • sıcak yüz göstermek

Birleşik Kelimeler: sıcak çekme, sıcak dalgası, sıcak harp, sıcakkanlı, sıcak kuşak, sıcak para, sıcak renkler, sıcak savaş, sıcak sıcak, sıcak yastık, sıcağı sıcağına, ara sıcak, eş sıcak, kanı sıcak, sarı sıcak, cehennem sıcağı


KIRACAK


[isim]
  • Nalbantların atın tırnağını kesmek için kullandıkları keskin demir alet

SALACAK


[isim]
  • Üstünde ölü yıkanılan kerevet, teneşir

TUTACAK


[isim]
  • Sıcak mutfak araçlarını tutmakta kullanılan, birbirine şeritle bağlı bez çifti, tutaç, tutak

ILICAK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Ilıkça

BUCAK


[isim]
  • Kenar, köşe, yer

    Bunlardan sonra köşede, bucakta, kendi âleminde yaşayan Türkler vardı. - Yahya Kemal Beyatlı

[eskimiş]
  • İlçelerin, bir müdürle yönetilen bölümlerinden her biri, nahiye

Birleşik Kelimeler: bucak bucak, dip bucak, dört bucak, kıyı bucak, köşe bucak, kıyıda bucakta, baba bucağı

[isim]
  • Burdur iline bağlı ilçelerden biri