BÖLGECİLİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



BÖLGECİLİK harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli BÖLGECİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BÖLGE17, GÖBEK17, GÖBEL17, BÖCEK16, GÖLEK15, BİLGİ11, BİLGE11, BELGİ11, BİCİK10, EKİCİ8, ELCİK8, CELİL8, BİLEK7, BELLİ7, BELKİ7, BELİK7, EKİLİ5, ELLİK5, İLKEL5, KİLLİ5, KELLİ5


EKİLİ


[sıfat]
  • Ekilmiş olan, mezru

    Ekili tarla.


ELLİK


[isim] [halk ağzında]
  • Eldiven
[denizcilik]
  • Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven

İLKEL


[sıfat]
  • İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif

    Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And

[isim]
  • Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad
[mecaz]
  • Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz
[felsefe]
  • Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilkel kalmak

Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum


KİLLİ


[sıfat]
  • İçinde kil bulunan

    Killi kütle. Killi şist.


KELLİ


[edat] [halk ağzında]
  • `Sonra` edatı gibi, çıkma durumundaki sözlerin ardı sıra geldiğinde birbirine bağladığı iki yargıdan birincisini zorlayıcı bir sebep olarak gösteren bir söz

    Sen meram ettikten kelli, tekeden süt çıkarırım, ağam! diyordu. - Halikarnas Balıkçısı


BİLEK


[isim]
  • Elle kolun, ayakla bacağın birleştiği bölüm

    Kadın, ağır takılarla yüklü sol bileğini yeşil abajurun altına doğru uzatmış. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]
  • Güç, kuvvet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bileğinde altın bileziği olmak
  • bileğine güvenmek
  • bileğinin hakkıyla (veya gücüyle veya kuvvetiyle veya zoruyla)
  • bilek gibi

Birleşik Kelimeler: bilek damarı, bilek güreşi, bilek saati, demir bilek, tek bilek, ayak bileği, tunç bilekli


BELLİ


[sıfat]
  • Beli olan

    Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin? - Nezihe Araz

Birleşik Kelimeler: karınca belli

[sıfat]
  • Bilinmedik bir yanı olmayan, malum

    Hâlimiz, vaktimiz sizce belli. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • belli etmek
  • belli olmak

Birleşik Kelimeler: belli başlı, belli belirsiz


BELKİ (Kelime Kökeni: Arapça bel + Farsça ki)


[zarf]
  • Olabilir ki, muhtemel olarak

    İşte en basit bir sebep. Belki sadeliğinden tuhaf geliyor insana. - Necip Fazıl Kısakürek

[bağlaç]
  • Olsa olsa, ya ... ya ..., ihtimal

    Belki bir sabah vakti, belki bir gece yarısı / Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz - Ziya Osman Saba

Ata Sözleri ve Deyimler

  • belki de


BELİK


[isim] [halk ağzında]
  • Saç örgüsü

EKİCİ


[isim]
  • Herhangi bir tarım ürününü üreten, tarımla uğraşan çiftçi

    Ekicinin ürünü değer fiyatına satın alınacaktır. - Necati Cumalı

[mecaz]
  • Birini uydurma bir sebeple bırakıp giden, atlatan kimse

ELCİK


[isim]
  • Bisiklet ve motosiklette dümenin elle tutulan kısımlarına geçirilen ve yumuşak, sentetik maddeden yapılan kaplama

BİCİK


[isim] [halk ağzında]
  • Meme

BİLGİ


[isim]
  • İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat
[felsefe]
  • Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler
[bilişim]
  • Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bilgi edinmek
  • bilgi tazelemek

Birleşik Kelimeler: bilgi çarpıtma, bilgi işlem, bilgi kuramı, bilgisayar, bilgi şöleni, bilgi teknolojileri, bilgi toplumu, bilgiyazar, ansiklopedik bilgi, kesin bilgi, ön bilgi, yaklaşık bilgi, sosyal bilgiler, betimlemeli dil bilgisi, betimsel dil bilgisi, cümle bilgisi, davranış bilgisi, dil bilgisi, doğa bilgisi, halk bilgisi, hava bilgisi, karşılaştırmalı dil bilgisi, kök bilgisi, köken bilgisi, öğretim bilgisi, sağlık bilgisi, ses bilgisi, sözlük bilgisi, su bilgisi, şekil bilgisi, tabiat bilgisi, tasvirî dil bilgisi, tümce bilgisi, Türklük bilgisi, yapı bilgisi, yazı bilgisi, yöntem bilgisi, yurt bilgisi, yurttaşlık bilgisi


BİLGE


[sıfat]
  • Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek (kimse), hakim

    Sokrates yalnız öğrettikleriyle değil öğretme yoluyla da örnek bir bilgedir. - Nermi Uygur


BELGİ


[isim]
  • Bir şeyi benzerlerinden ayıran özellik, alamet, nişan