BÖLDÜREBİLME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



BÖLDÜREBİLME harflerini içeren 5 harfli 37 kelime bulunuyor. 5 harfli BÖLDÜREBİLME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Böldürebilme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Böldürebilme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BÖBÜR17, BÖLÜM16, BÖLME14, MÖBLE14, ÖDEME14, DÜBEL11, DEBBE11, DÜRME10, MEBDE10, BİBER9, BELDE9, BEDİR9, BEDEL9, DEBİL9, DERBİ9, EBEDİ9, EDEBİ9, BİLME8, DEMLİ8, DEMİR8, DELME8, DİLME8, DERME8, ERDEM8, ÜREME8, ÜREMİ8, BELLİ7, BERİL7, DELİL7, EBELİ7, LİDER7, LİBRE7, ERİME6, MİLEL6, RİMEL6, REMİL6, REMEL6


ERİME


[isim]
  • Erimek işi

    Dışarıda karlar erimeye başlamış. - Ahmet Ümit

Birleşik Kelimeler: aşırı erime, kemik erimesi


MİLEL (Kelime Kökeni: Arapça milel)


[isim] [eskimiş]
  • Milletler, uluslar

Birleşik Kelimeler: beynelmilel


RİMEL (Kelime Kökeni: Fransızca rimmel)


[isim]
  • Kadınların kirpiklerini kıvırmak ve daha uzun göstermek için fırça ile sürdükleri yağlı sürme, maskara

    Nihayet kirpiklerine de birer fırça rimel dokundurdu, onları da dikleştirdi. - Peyami Safa


REMİL (Kelime Kökeni: Arapça reml)


[isim] [eskimiş]
  • Kumda birtakım çizgiler çizerek fala bakma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • remil atmak (veya dökmek)


REMEL (Kelime Kökeni: Arapça remel)


[isim] [edebiyat]
  • Aruz ölçülerinden biri
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir usul

BELLİ


[sıfat]
  • Beli olan

    Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin? - Nezihe Araz

Birleşik Kelimeler: karınca belli

[sıfat]
  • Bilinmedik bir yanı olmayan, malum

    Hâlimiz, vaktimiz sizce belli. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • belli etmek
  • belli olmak

Birleşik Kelimeler: belli başlı, belli belirsiz


BERİL (Kelime Kökeni: Fransızca béryl)


[isim] [mineraloji]
  • Doğada altıgen billurlar durumunda bulunan, saydam, çoğu yeşil renkli berilyum ve alüminyum silikat

DELİL (Kelime Kökeni: Arapça delīl)


[isim]
  • İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare

    Milletlerin hürriyet için yaptıkları fedakârlıklardan canlı deliller gösteriyordu. - Peyami Safa

[hukuk] [mantık]
  • Kanıt

    Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bırakıldı. - Sait Faik Abasıyanık

[eskimiş]
  • (deli:li) Kılavuz, rehber

EBELİ


[sıfat]
  • Ebesi olan

LİDER (Kelime Kökeni: Fransızca leader)


[isim]
  • Önder, şef

    İhtilal partisinin liderini yakından ilk defa tanıyacaktım. - Falih Rıfkı Atay

[spor]
  • Bir yarışmada başta bulunan takım veya yarışmacı

LİBRE (Kelime Kökeni: İtalyanca libbra)


[isim] [eskimiş]
  • Yarım kilogramlık bir ağırlık ölçü birimi

BİLME


[isim]
  • Bilmek işi

    Bir cemiyetin ilerlemesi, neyin ehemmiyetli olduğunu bilmeye bağlıdır. - Mehmet Kaplan

[felsefe]
  • Bir şeyin ne olduğunun bilincine varma
[felsefe]
  • Bilgi edinmenin gaye ve sonucu

DEMLİ


[sıfat]
  • Çok demlenmiş, koyu (çay)

DEMİR


[isim] [kimya]
  • Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C'de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe)
[sıfat]
  • Bu elementten yapılmış

    Hemşiresiyle rıhtımın kenarındaki demir kanepeye oturdular. - Peyami Safa

[sıfat] [mecaz]
  • Güçlü, kuvvetli, sert

    O kadar çabuk uyanmıştı ki kalbinin demir bir elle sıkıldığını duydu. - Sait Faik Abasıyanık

[denizcilik]
  • Çıpa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • demir almak
  • demir atmak
  • demire vurmak
  • demir gibi
  • demir ıslanmaz, deli uslanmaz
  • demir nemden, insan gamdan çürür
  • demir taramak
  • demir tavında dövülür
  • demir üzerinde

Birleşik Kelimeler: demir ağacı, demirbaş, demir bilek, demir boku, demir dikeni, demir hat, demirhindi, demirkapan, demir kapı, Demirkazık, demir kırı, demir leblebi, demir oksit, demir para, demir pası, Demirperde, demir perde, demir rengi, demir resmi, demir sülfat, demir yeri, demir yolcu, demir yolu, demir yumruk, ak demir, aydemir, çekme demir, çifte demir, çubuk demir, delikli demir, dişi demir, dökme demir, erkek demir, hasır demir, iğdemir, kütük demir, nervürlü demir, buz demiri, gözdemiri, ızgara demiri, kol demiri, köşe demiri, kulak demiri, L demiri, özek demiri, saban demiri, topuk demiri


DELME


[isim]
  • Delmek işi
[sıfat]
  • Delinerek yapılmış
[halk ağzında]
  • Yelek