BUTAFOR Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



BUTAFOR harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli BUTAFOR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Butafor ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Butafor olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

TOFU12, FORA11, FUTA11, FUAR11, FOTA11, BORU8, OBUA8, OBUR8, BORA7, BURA7, BUAT7, BARO7, ROBA7, RUBA7, TUBA7, TABU7, URBA7, AORT5, ORTA5, ROTA5, TURA5


AORT (Kelime Kökeni: Fransızca aorte)


[isim] [anatomi]
  • Ana atardamar

ORTA


[isim]
  • Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer

    Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[sıfat]
  • Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen
[sıfat]
  • Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan

    Hademe orta bölmeyi açmak üzere koştu. - Refik Halit Karay

[sıfat]
  • İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat
[fizik]
  • Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer
[matematik]
  • Orantı
[spor]
  • Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş

    Aut çizgisinden nefis bir orta... - Haldun Taner

[tarih]
  • Yeniçeri Ocağında tabur

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortadan kaldırmak
  • ortadan kalkmak
  • ortadan kaybolmak
  • ortadan sır olmak
  • ortadan söylemek
  • ortasını bulmak
  • ortaya almak
  • ortaya atılmak
  • ortaya atmak
  • ortaya balgam atmak
  • ortaya çıkarmak
  • ortaya çıkmak
  • ortaya dökmek
  • ortaya düşmek
  • ortaya konuşmak
  • ortaya koymak
  • ortaya sürülmek
  • ortaya yayılmak

Birleşik Kelimeler: orta ağırlık, orta boy, Orta Çağ, orta dalga, orta damar, orta deri, orta dikme, orta direk, Orta Doğu, orta elçi, orta hakem, orta hâlli, orta hece düşmesi, orta hizmeti, orta işi, orta kaldırım, orta karar, orta karın, orta kat, orta kulak, orta kuşak, orta malı, orta masası, orta mektep, orta nokta, ortaokul, orta oyunu, ortaöğrenim, ortaöğretim, orta parmak, orta saha, orta sıklet, Orta Şark, orta şekerli, orta tedrisat, orta terim, orta uç, orta yaşlı, orta yaylak, orta yol, orta yuvar, orta yuvarlak, ortanın sağı, ortanın solu, aritmetik orta, büyük orta, küçük orta, ulu orta, yarı orta sıklet, deprem ortası, gün ortası, meyve ortası

[isim]
  • Çankırı iline bağlı ilçelerden biri

ROTA (Kelime Kökeni: İtalyanca rotta)


[isim]
  • Bir gemi veya uçağın gidiş yönü, izleyeceği yol
[mecaz]
  • Görüş veya tutuma göre gidilen, izlenen yol

    Sarhoş serseri, bir eliyle boyuna rotayı ayarlamaya çalışıyordu. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rota değiştirmek
  • rota kırmak


TURA


[isim]
  • Tuğra
[halk ağzında]
  • Bazı oyunlarda, vurmak için kullanılan düğümlenmiş mendil
[halk ağzında]
  • Ucu düğümlenmiş bir mendil aracılığıyla yanan veya yanılanların ebe tarafından cezalandırıldığı bir tür çocuk oyunu

Birleşik Kelimeler: yazı tura


BORA (Kelime Kökeni: İtalyanca borea)


[isim]
  • Genellikle arkasından yağmur getiren sert rüzgâr

    Boraların savurduğu karla siyah sakalı savrulup beyazlanırken bile şemsiye ve palto gibi şeyler kullanmazdı. - İbrahim Alâeddin Gövsa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bora gibi


BURA


[isim]
  • Bu yer

    En solda yarım ay biçiminde soyunma odaları ve duşlar bulunurdu ve burayı erkek çocuklar kullanırdı. - Ayla Kutlu


BUAT (Kelime Kökeni: Fransızca boite)


[isim] [fizik]
  • Elektrik akımı devrelerinde birleştirme yapmak veya akımı bir veya daha fazla kola ayırmak için kullanılan kutu

BARO (Kelime Kökeni: Fransızca barreau)


[isim]
  • Bir şehir veya bir bölge avukatlarının bağlı oldukları meslek kuruluşu

Birleşik Kelimeler: baro başkanı


ROBA (Kelime Kökeni: İtalyanca roba)


[isim]
  • Bir giyeceğin göğüsle omuz arasında kalan bölümüne eklenen parça

RUBA (Kelime Kökeni: İtalyanca roba)


[isim] [eskimiş]
  • Giysi, giyecek, urba

TUBA (Kelime Kökeni: Fransızca tuba)


[isim]
  • Üzerinde pistonlar bulunan, bakırdan nefesli çalgı
[isim]
  • Cennette bulunduğuna inanılan, kökü yukarıda, dalları aşağıda büyük bir ağaç

TABU (Kelime Kökeni: Fransızca tabou)


[isim] [din bilgisi]
  • Kutsal sayılan bazı insanlara, hayvanlara, nesnelere dokunulmasını, kullanılmasını yasaklayan, aksi yapıldığında zararı dokunacağı düşünülen dinî inanç

    Bunlar tabuları, dinsel yasakları ve buyrukları içeren gizemsel inanç kurumlarıdır. - Melih Cevdet Anday

[toplum bilimi]
  • Tekinsiz
[sıfat]
  • Yasaklanarak korunan (nesne, kelime, davranış)

URBA (Kelime Kökeni: İtalyanca roba)


[isim] [halk ağzında]
  • Giysi

    Hemen belli olsun diye beyaz urbalar giyindi. - Nezihe Araz


BORU


[isim]
  • Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir

    Soba borusu kazanın içinden geçerdi. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • boru çalmak
  • boru değil
  • boru mu bu?
  • borusunu çalmak
  • borusu ötmek

Birleşik Kelimeler: boru ağı, boru akımı, boru askısı, boru bileziği, boru çiçeği, boru hattı, boru kabağı, boru kelepçesi, boru mengenesi, boru paça, boru yolu, kılcal boru, pik boru, plastik boru, profil boru, acemborusu, bağlantı borusu, emzik borusu, fallop borusu, güvenlik borusu, kalk borusu, kalorifer borusu, karavana borusu, nefes borusu, östaki borusu, paydos borusu, pis su borusu, sidik borusu, soluk borusu, su borusu, taharet borusu, ti borusu, u borusu, yağmur borusu, yat borusu, yem borusu, yemek borusu, yuf borusu


OBUA (Kelime Kökeni: Fransızca hautbois)


[isim] [müzik]
  • Orkestrada yer alan çift kamışlı, tahtadan yapılmış üflemeli çalgı