BURGULU ile Oluşan Kelimeler (BURGULU Kelime Türetme)



BURGULU harflerinden oluşan 10 kelime bulunuyor. BURGULU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Burgulu kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

BURGULU16

6 Harfli Kelimeler

BULGUR14

5 Harfli Kelimeler

BURGU13, BULGU13

4 Harfli Kelimeler

GURU10, BURU8

3 Harfli Kelimeler

BUL6, ULU5

2 Harfli Kelimeler

BU5, UR3


UR


[isim] [tıp]
  • Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, bağa, tümör, neoplazma, Çingene ahtapotu, vejetasyon

    Yalnız yağ birikintisinden ibaret bir bez, bir nevi ur, hayatı tehdit edecek bir şey değil! - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: ur kaplama, yağ uru


ULU


[sıfat]
  • Erdemleri bakımından çok büyük, yüce

    Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. - Reşat Nuri Güntekin


BU


[sıfat]
  • Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz

    Hiçbiri bu çocukların eline su dökemez. - Ahmet Ümit

[zamir]
  • En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz

    Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. - Reha Mağden

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bu abdestle daha çok namaz kılınır
  • bu denli
  • bu kadar
  • bu kadar kusur kadı kızında da bulunur
  • bu minval üzere
  • buna değdi (idi) buna değmedi (idi) demek
  • bunda bir iş var
  • bundan
  • bundan iyisi can sağlığı
  • bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
  • bu sıcağa kar mı dayanır?
  • bu yana

Birleşik Kelimeler: bu açıdan, bu arada, bu bakımdan, bu cümleden, bu gidişle, bu gözle, bu haysiyetle, bu kabîl, bu meyanda, bu sefer, bu takdirde, bu takım, bu türlü, bu yönden, bu yüzden, bununla beraber, bununla birlikte, işbu, o bu, şu bu


BUL


[isim]
  • Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta

BURU


[isim] [halk ağzında]
  • Sancı, buruntu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • burusu tutmak (veya tutulmak)


GURU (Kelime Kökeni: Sanskrit)


[isim]
  • Brahmacı eğitimde, yüksek kasttan gençleri ve öğrencileri yetiştiren, manevi gücünün en yüksek noktada olduğuna inanılan kimse

BURGU


[isim]
  • Delik açmaya yarayan delgiye takılı sarma, yivli, keskin, çelik alet

    Yeşil gözlerini iki burgu gibi gözlerime batırdı. - Halide Edip Adıvar

[müzik]
  • Telli sazlarda, telleri germeye yarayan mandal

Birleşik Kelimeler: burgu makarna, fenerli burgu


BULGU


[isim]
  • Var olduğu hâlde bilinmeyeni bulup ortaya çıkarma işi ve bu işin sonunda elde edilen şey
[tıp]
  • Vücuttaki işlevsel bir bozukluğun veya hastalığın belirlenmesine yarayan, hekimin saptadığı işaret

BULGUR


[isim]
  • Kaynatılıp kurutulduktan ve kabuğu çıkarıldıktan sonra kırılan buğday

Birleşik Kelimeler: bulgur çorbası, bulgur pilavı, ebebulguru


BURGULU


[sıfat]
  • Burgusu olan