BUNAYIVERME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



BUNAYIVERME harflerini içeren 5 harfli 33 kelime bulunuyor. 5 harfli BUNAYIVERME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Bunayıverme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Bunayıverme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

MEYVE14, YUVAR14, YAVRU14, EYVAN13, VURMA13, YAVER13, VERME12, VEREM12, BUYMA11, EVREN11, REVAN11, BAYRI10, BAYIR10, AYRIM9, BURMA9, BUNMA9, BEYAN9, MAYIN9, RUMBA9, UYARI9, YUNMA9, YARIM9, AMBER8, BAREM8, EMAYE8, MEYAN8, URBAN8, YENME8, YERME8, YARIN8, MUARE7, YAREN7, EMARE6


EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)


[isim] [eskimiş]
  • Belirti, iz, ipucu

    Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu


MUARE (Kelime Kökeni: Fransızca moiré)


[isim]
  • Dalgalı parıltılar verilmiş olan bir kumaş türü, kareli kumaş
[sıfat]
  • Bu kumaştan yapılan

YÂREN (Kelime Kökeni: Farsça yārān)


[isim]
  • Arkadaş, yakın dost

    Görmeye gelenleri, hâl hatır soranları / Sevgili yârenleri görmez olasın bir gün - Yunus Emre

Birleşik Kelimeler: yârenbaşı


AMBER (Kelime Kökeni: Arapça ʿanber)


[isim]
  • Amber balığından çıkarılan güzel kokulu, kül renginde bir madde

    Dağıtır gülleri boşlukta hava / Ve buhurdanda tüter amberler - Arif Nihat Asya

Birleşik Kelimeler: amber ağacı, amber balığı, amberbaris, amberbu, amber çiçeği, akamber, akar amber, esmer amber


BAREM (Kelime Kökeni: Fransızca barème)


[isim]
  • Devlet memurlarının maaşlarının derece ve tutarlarını düzenleyen sistem ve çizelge

    Bunların tek derdi barem basamaklarını aşarak bu mertebeye fırlayıvermekten ibarettir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu


EMAYE (Kelime Kökeni: Fransızca émaillé)


[sıfat]
  • Üzeri emayla kaplanmış olan

    Emaye tencere.

[isim]
  • Fotoğrafçılıkta ışığa karşı hassas malzeme

MEYAN


[isim] [bitki bilimi]
  • Meyan kökü

Birleşik Kelimeler: meyan balı, meyan kökü, acı meyan, dikenli meyan

[isim] [eskimiş]
  • Ara, orta

    Meclis azaları meyanından aykırı birtakım prensiplere temayül gösterenler zuhura başlamıştı. - Atatürk

Birleşik Kelimeler: bu meyanda

[isim] [müzik]
  • Şarkıların makam geçişlerinin yapıldığı ve melodik hareketin nakarata bağlandığı bölüm

URBAN (Kelime Kökeni: Arapça ʿurbān)


[isim] [eskimiş]
  • Çöl Arapları

    Büyük harpte Osmanlı hazinesinin büyük bir kısmını çöl ve Urban yemiştir. - Falih Rıfkı Atay


YENME


[isim]
  • Yenmek işi

    Yemeğin gerek pişirilmesinde gerek yenmesinde ayrı ve hususi ananeler cereyan ederdi. - Asaf Halet Çelebi

Birleşik Kelimeler: tartarak yenme


YERME


[isim]
  • Yermek işi, zem

    Bir hikâyeciyi övebilmek için ötekilerini ulu orta yermeye başladılar. - Sait Faik Abasıyanık


YARIN


[isim]
  • Bugünden sonra gelecek ilk gün
[zarf]
  • (ya'rın) Bugünden sonra gelecek ilk gün içinde

    Bin beş yüzü toka edip yarın halıyı çekeceksin. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yarından tezi yok

Birleşik Kelimeler: yarın öbür gün, bugün yarın, arkası yarın, bugünden yarına


AYRIM


[isim]
  • Ayırma işi, tefrik

    Kuvvetler ayrımı.

[mantık]
  • Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran ana karakter, fark
[sinema] [televizyon]
  • Bir veya daha çok sahne içinde geliştirilip olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayrımında olmak
  • ayrım yapmak

Birleşik Kelimeler: ince ayrım, ırk ayrımı, sönüm ayrımı, yol ayrımı


BURMA


[isim]
  • Burmak işi

    Ani bir diş ağrısı gibi, manevi bir sancı ruhumu burmaya başladı. - Hüseyin Cahit Yalçın

[sıfat]
  • Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış

    Yoksa ben hiç de aptal, tutsak ruhlu, herhangi maskara herifin burma bıyıklarına hayran olan dişilerden değilim. - Halide Edip Adıvar

[halk ağzında]
  • Musluk
[halk ağzında]
  • Eğrilmek için bükülmüş yün
[halk ağzında]
  • Yaşken burularak kurutulan ot

    Arabacılık, sararsın burmayı, çalarsın kamçıyı, haylarsın hayvanı geçer gidersin. - Ahmet Rasim

[halk ağzında]
  • Kuru incir

Birleşik Kelimeler: sarığıburma


BUNMA


[isim]
  • Bunmak durumu

BEYAN (Kelime Kökeni: Arapça beyān)


[isim]
  • Bildirme
[edebiyat]
  • Bir eserde, düşüncelerin, duyguların, hayallerin doğuş ve değerlerini, bunların anlatımında tutulacak yolları konu edinen bir edebiyat bilgisi dalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • beyan etmek

Birleşik Kelimeler: beyan değeri, beyanname, ayan beyan, irade beyanı, mal beyanı