BULANIVERMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



BULANIVERMEK harflerini içeren 6 harfli 44 kelime bulunuyor. 6 harfli BULANIVERMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BULVAR15, VEBALI15, MIRNAV14, VURMAK14, KIRNAV13, KULVAR13, VARLIK13, VERMEK13, KERVAN12, LEVREK12, NEVALE12, REVNAK12, BURKMA10, BURALI10, BURMAK10, BUNMAK10, BULMAK10, KAMBUR10, MAKBUL10, URBALI10, BUNLAR9, BUKRAN9, BARMEN9, BALKIR9, KURBAN9, KUMALI9, KALBUR9, KAMBER9, MAKBER9, NALBUR9, BANKER8, KURALI8, KUMRAL8, KALBEN8, MAKULE8, MANUEL8, MENKUL8, RULMAN8, ELEMAN7, KERMEN7, KEMANE7, MEALEN7, REKLAM7, ARKEEN6


ARKEEN (Kelime Kökeni: Fransızca archéen)


[isim] [jeoloji]
  • Kambriyumlardan önce oluşan en eski yer katı

ELEMAN (Kelime Kökeni: Fransızca élément)


[isim]
  • Öge

    Eskilerin şiirde pek bol kullanmaktan hoşlandıkları elemanlardan birisi de teşbihti. - Asaf Halet Çelebi

[matematik]
  • Kümeye ait varlıklardan her biri

Birleşik Kelimeler: eleman sayısı, ara eleman, öğretim elemanı, yapı elemanı


KERMEN


[isim] [tarih]
  • Kale

KEMANE (Kelime Kökeni: Farsça kemāne)


[isim] [müzik]
  • Keman ve kemençe yayı
[müzik]
  • Bir tür halk çalgısı
[denizcilik]
  • Ağaç gemilerde talimarın üst ucundaki kıvrım

Birleşik Kelimeler: kemane balığı, kemane çekme, kabak kemane


MEALEN (Kelime Kökeni: Arapça meʾālen)


[zarf] [eskimiş]
  • Anlamca

    Yalvarsam, mealen iyilik de kötülük de dönücüdür diyen Yaradan'ın bu kanunu üzerinde düşünür müsün? - Emine Işınsu


REKLAM (Kelime Kökeni: Fransızca réclame)


[isim]
  • Bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol

    Şehirde canlı reklam dolaştırmak hiçbirimizin aklına gelmemişti. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • reklam etmek
  • reklam yapmak

Birleşik Kelimeler: reklam ajansı, reklam filmi, reklam kuşağı, reklam levhası, bilinçaltı reklam, gizli reklam, sanal reklam, tanıtıcı reklam


BANKER (Kelime Kökeni: Fransızca banquier)


[isim]
  • Banka sahibi
[mecaz]
  • Çok zengin kimse

KURALI


[sıfat] [askerlik]
  • Kurasını çekmiş, askere gitmeyi bekleyen (asker)

    Seferberlik başladığı zaman dertli analar nafakasını yok pahasına tefecilere satıyor, kuralı çocuklarına yol parası yetiştiriyorlardı. - Ruşen Eşref Ünaydın


KUMRAL


[isim]
  • Koyu sarı veya açık kestane rengi
[sıfat]
  • Teni ve saçları sarıya çalan açık buğday rengi olan(kimse)

    Ekrandaki Loretta, ince yapılı, uzun bacaklı, kumral, yeşil gözlüydü. - Elif Şafak


KALBEN (Kelime Kökeni: Arapça ḳalben)


[zarf] [eskimiş]
  • İçten, gönülden gelerek, yürekten

    Kalben bana nasıl ahmak dediğine dikkat etmemek mümkün değildi. - Halit Ziya Uşaklıgil


MAKULE (Kelime Kökeni: Arapça maḳūle)


[isim] [eskimiş]
  • Çeşit
[felsefe] [mantık]
  • Ulam

MANUEL (Kelime Kökeni: Fransızca manuel)


[sıfat]
  • Elle işletilen
[isim]
  • El kitabı

MENKUL (Kelime Kökeni: Arapça menḳūl)


[sıfat] [eskimiş]
  • Bir yerden bir yere taşınabilen (mal)
[isim] [hukuk]
  • Taşınır

Birleşik Kelimeler: menkul kıymetler


RULMAN (Kelime Kökeni: Fransızca roulement)


[isim]
  • Mekanik ve elektrikli sistemlerde kayma sürtünmesi yerine bir yuvarlanma sürtünmesi sağlayarak enerji kayıplarını azaltmak için yataklar ile muylular arasına yerleştirilen parça

BUNLAR


[zamir]
  • Bu zamirinin çokluk biçimi

    Bunlar, matbaada basılan ve dağıtımı yapılan dergilerdi artık. - Ayla Kutlu