BOZDURABİLMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



BOZDURABİLMEK harflerini içeren 6 harfli 81 kelime bulunuyor. 6 harfli BOZDURABİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BUDİZM15, BODRUM13, BOZMAK13, DİLBAZ13, MAKBUZ13, MEBZUL13, BOZRAK12, BOZLAK12, BUMBAR12, BULDOK12, BAMBUL12, DİZMEK12, İZOBAR12, MİBZER12, MUKOZA12, MABUDE12, ZEMBİL12, BREZİL11, BARUDİ11, BARKOD11, DOKUMA11, İZOMER11, MEZURA11, MEZKUR11, MOZAİK11, MUKRİZ11, RAZMOL11, ZORLUK11, ARMUDİ10, AMBOLİ10, BURKMA10, BURMAK10, BULMAK10, BADİRE10, BADELİ10, DOLMAK10, DURMAK10, DİLBER10, EBABİL10, KOMEDİ10, KUDEMA10, KREZOL10, KAMBUR10, LOMBAR10, MİKADO10, MUADİL10, MARKİZ10, MAKBUL10, MELODİ10, REBABİ10, URODEL10, ZORAKİ10, BİLMEK9, DİLMEK9, DEMLİK9, EBRULİ9, KORİDA9, KORUMA9, KROMLU9, KALBUR9, KAMBER9, LİBERO9, LAMBRİ9, MORULA9, MORLUK9, MAKBER9, ORKİDE9, BAKİRE8, EKABİR8, KUMRAL8, KABİLE8, KADRİL8, LAEDRİ8, MAKULE8, RAKİBE8, KOLERA7, KORELİ7, KAMERİ7, KALORİ7, REKLAM7, KARELİ6


KARELİ


[sıfat]
  • Karelere bölünmüş, üstünde kareleri olan, damalı, satrançlı

    Dokuz kat elbiseniz arasında, iri siyah kareli elbisenizi bulamamışlar. - Necip Fazıl Kısakürek


KOLERA (Kelime Kökeni: Fransızca choléra)


[isim] [tıp]
  • Şiddetli ishal ve kusmalarla kendini gösteren, çok bulaşıcı, salgın ve öldürücü bir hastalık

    O sene Hicaz'da şiddetli bir kolera vardı. - Ömer Seyfettin


KORELİ


[isim]
  • Kore halkından veya bu halkın soyundan olan kimse

KAMERÎ (Kelime Kökeni: Arapça ḳamerī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Ayla ilgili

Birleşik Kelimeler: kamerî ay, kamerî takvim, kamerî yıl


KALORİ (Kelime Kökeni: Fransızca calorie)


[isim] [fizik]
  • Normal atmosfer basıncında, ısınma ısısı 15 °C'lik suyunkine eşit olan bir cismin, bir gramının sıcaklığını 10 °C yükseltmek için gerekli ısı miktarına eşit olan ısı birimi, ısın

Birleşik Kelimeler: büyük kalori, kilokalori


REKLAM (Kelime Kökeni: Fransızca réclame)


[isim]
  • Bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol

    Şehirde canlı reklam dolaştırmak hiçbirimizin aklına gelmemişti. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • reklam etmek
  • reklam yapmak

Birleşik Kelimeler: reklam ajansı, reklam filmi, reklam kuşağı, reklam levhası, bilinçaltı reklam, gizli reklam, sanal reklam, tanıtıcı reklam


BAKİRE (Kelime Kökeni: Arapça bākire)


[sıfat]
  • Cinsel ilişkide bulunmamış (dişi), kızoğlan, kızoğlankız, erden

    Bu mahallede bakire kızları bakkal dükkânına bile yollamıyorlar. - Peyami Safa


EKÂBİR (Kelime Kökeni: Arapça ekābir)


[isim] [eskimiş]
  • Büyükler, devlet büyükleri, ileri gelenler

    Kaymakam beyin hemen arkasında kalan ekâbiri umursamadan sıtma doktoru da kalkmıştı. - Tarık Buğra

[alay yollu]
  • Kendini beğenmiş kimse

    Senin gibi ekâbir bir adam bu tür haberlerin peşinde koşturmaz. - Ahmet Ümit


KUMRAL


[isim]
  • Koyu sarı veya açık kestane rengi
[sıfat]
  • Teni ve saçları sarıya çalan açık buğday rengi olan(kimse)

    Ekrandaki Loretta, ince yapılı, uzun bacaklı, kumral, yeşil gözlüydü. - Elif Şafak


KABİLE (Kelime Kökeni: Arapça ḳabīle)


[isim] [toplum bilimi]
  • Boy (II)

    Avla geçinen bir kabile, bu gıdaları tesadüfe borçlu olduğuna inanabilir. - Cemil Meriç


KADRİL (Kelime Kökeni: Fransızca quadrille)


[isim] [eskimiş]
  • Salon danslarından biri

    Kadril için her kadına bir erkek lazımdı. - Aka Gündüz


LAEDRİ (Kelime Kökeni: Arapça lāedrī)


[sıfat] [eskimiş] [edebiyat]
  • Anonim
[felsefe]
  • Bilinemezci

MAKULE (Kelime Kökeni: Arapça maḳūle)


[isim] [eskimiş]
  • Çeşit
[felsefe] [mantık]
  • Ulam

RAKİBE (Kelime Kökeni: Arapça raḳībe)


[isim] [eskimiş]
  • Kadın rakip

    Kocalarının aşkına sahip ve hâkim olmak hususundaki mübarezede kadınlar rakibelerine nispetle pek müsait olmayan bir mevkide bulunurlar. - Hüseyin Cahit Yalçın


BİLMEK


[nesnesiz]
  • Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak

    Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu. - Adalet Ağaoğlu

[-i]
  • Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak

    Yani kısacası bu mükemmel dilimizi kimse bilmez, okumaz. - Burhan Felek

[-i]
  • Sorumlu tutmak

    Ben arkadaşını bilmem, seni bilirim.

[-i]
  • İşine gelmek, uygun bulmak

    Mal almasını bildi de parasını vermeyi mi bilmiyor?

[-i]
  • Saymak

    Teşekkürü borç bilirim.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bildiğinden şaşmamak (veya kalmamak)
  • bildiğini okumak
  • bildiğini yapmak
  • bildiğini yedi mahalle bilmez
  • bildim bileli
  • bilemedin (veya bilemediniz)
  • bilir bilmez
  • bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp
  • bilmem hangi (veya kaç veya kim veya nasıl veya ne)

Birleşik Kelimeler: yolbil, değerbilmez, iyilikbilmez, kadirbilmez