BOYNUZLATMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler



BOYNUZLATMAK harflerini içeren 8 harfli 31 kelime bulunuyor. 8 harfli BOYNUZLATMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BOZULMAK16, BOZUNMAK16, BUZLANMA15, BOZLAMAK15, BOYANMAK14, BOYATMAK14, BOYLAMAK14, BOYLANMA14, BOYLATMA14, KAYBOLMA14, KOYULTMA13, TUZLAMAK13, TUZLANMA13, TOZLANMA13, YONULMAK13, YONTULMA13, YOLUNMAK13, ZONKLAMA13, BOKLANMA12, BUNALMAK12, BUNALTMA12, BULATMAK12, BULANMAK12, OYNATMAK12, OYLANMAK12, TOMBALAK12, YOKLATMA12, YOKLANMA12, MANTOLUK11, KUTLANMA10, OTLANMAK10


KUTLANMA


[isim]
  • Kutlanmak işi

OTLANMAK


[nesnesiz]
  • Hayvan otlamak

    Geniş yaylalarında otlanırken sürüler / Çobanı kaval çalar, taşı toprağı güler - Faruk Nafiz Çamlıbel

[argo]
  • Para ve emek harcamadan başkalarının sırtından geçinmek

MANTOLUK


[sıfat]
  • Manto yapmaya elverişli (kumaş)

    Mantoluk kumaş almaya Sacit'le ikisi gitmişlerdi. - Nezihe Meriç


BOKLANMA


[isim]
  • Boklanmak durumu

BUNALMAK


[nesnesiz]
  • Soluk alması güçleşmek

    Hoca bu son sözleri söylerken havasızlıktan bunalıyor gibi başını tavana kaldırıyor. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]
  • Çok sıkılmak, çok tedirgin olmak

    Geçenlerde yeni çıkan uzunca bir şiirini okuyuncaya kadar bunaldım. - Necati Cumalı


BUNALTMA


[isim]
  • Bunaltmak işi

BULATMAK


[-e] [-i]
  • Bulaştırmak

BULANMAK


[-e]
  • Bulama işine konu olmak, her yanı bir şeyle kaplanmak

    Parfüme bulanmış bir ter, boyalı suratlarından buharlaşıyor. - Attila İlhan

[nesnesiz]
  • Duruluğunu yitirmek

    Havuz bulandı.

[nesnesiz]
  • Parlaklığını ve açıklığını yitirmek

    Hava bulandı.

[nesnesiz]
  • Mide bulantısı olmak
[nesnesiz] [mecaz]
  • Karışmak

OYNATMAK


[-i]
  • Oynamasını sağlamak

    Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı. - Peyami Safa

[nesnesiz]
  • Herhangi bir canlıya istenilen hareketleri yaptırmak

    Ayı oynatmak.

[nesnesiz]
  • Bir araç, gereç kullanmak

    Akıllı bir adam mermer üzerinde keser oynatır mı? - Ömer Seyfettin

[nesnesiz]
  • Aklını yitirmek

    Sizinle iki gün daha çalışsam aklımı oynatabilirim. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]
  • Korkutmak, heyecanlandırmak

    Yüreğimi oynattın.

[mecaz]
  • Herhangi bir ödevi yerine getirmeyerek karşı tarafı düzenle oyalamak

    Borçlu alacaklıyı iki aydır oynatıyor.

[nesnesiz] [tiyatro]
  • Sahneye koymak

    Bu ramazan geceleri Karagöz oynatacağız. - Halide Edip Adıvar


OYLANMAK


[nesnesiz]
  • Oylama işi yapılmak

    Bakanlar Kurulunun güven isteği, bir tam gün geçtikten sonra oylanır. - Anayasa


TOMBALAK


[sıfat]
  • Kısa boylu, şişman, tıknaz ve tombulca

    O, o zaman vara yoğa gülen tombalak bir çocuktu. - Reşat Nuri Güntekin


YOKLATMA


[isim]
  • Yoklatmak işi

YOKLANMA


[isim]
  • Yoklanmak işi

    Roman, bu sav sözleri doğrulayacak kara bir ortamın yoklanması sayılabilir. - Selim İleri


KOYULTMA


[isim]
  • Koyultmak işi

TUZLAMAK


[-i]
  • Tuza yatırmak veya üstüne tuz ekmek

    Şirketin biri fıçılar dolusu sardalya tuzluyordu. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tuzlayayım da kokmayasın (veya kokma)