BOTANİKÇİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



BOTANİKÇİ harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli BOTANİKÇİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Botanikçi ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Botanikçi olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÇOBAN11, BİÇKİ10, ÇİNKO9, KOÇAN9, TOKAÇ9, BANKO8, İNTAÇ8, İÇKİN8, BİTKİ7, BİTİK7, BİNİT7, BATİK7, KABİN7, TABİİ7, AKONT6, KOTAN6, KANTO6, NOKTA6, OKTAN6, TONİK6, ANTİK5, İNTAK5, İTİNA5, KİTİN5, NAKİT5


ANTİK (Kelime Kökeni: Fransızca antique)


[sıfat] [tarih]
  • İlk Çağdaki uygarlıklarla, özellikle eski Yunan ve Roma uygarlıkları ile ilgili olan, antika

Birleşik Kelimeler: Antik Çağ


İNTAK (Kelime Kökeni: Arapça inṭāḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Konuşturma söyletme
[edebiyat]
  • Kişileştirilen varlıklara, hayalî yaratıklara söz söyletme sanatı, dillendirme

Birleşik Kelimeler: teşhis ve intak


İTİNA (Kelime Kökeni: Arapça iʿtināʾ)


[isim]
  • Özen

    Büyük bir itina ile yalancı dolma doldurdu. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • itina etmek


KİTİN (Kelime Kökeni: Fransızca chitine)


[isim] [biyoloji]
  • Eklem bacaklıların ve kabukluların dış dokusunu oluşturan, bazı mantar ve likenlerde de rastlanan, dayanıklı ve esnek organik madde

NAKİT (Kelime Kökeni: Arapça naḳd)


[isim] [ekonomi]
  • Para, akçe

Birleşik Kelimeler: nakit kartı, nakit para


AKONT (Kelime Kökeni: Fransızca àcompte)


[isim] [ticaret]
  • Bir borca karşılık, hesabı daha sonra görülmek üzere yapılan kısmi ödeme

KOTAN


[isim] [halk ağzında]
  • Pulluk, büyük saban

KANTO (Kelime Kökeni: İtalyanca canto)


[isim] [tiyatro]
  • Tuluat tiyatrolarında oyundan önce genellikle kadın sanatçıların şarkı söyleyip dans ederek yaptığı gösteri

    Kantodan piyese kadar her gösteriye katılıyor; herkesi hüzne, sevgiye, coşkuya, isteğe boğuyordu. - Cahit Külebi


NOKTA (Kelime Kökeni: Arapça nuḳṭa)


[isim]
  • Çok küçük boyutlarda işaret, benek
[mecaz]
  • Sınır, derece, radde

    Savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada...

[dil bilgisi]
  • Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.)
[matematik]
  • Hiçbir boyutu olmayan işaret
[spor]
  • Orta nokta

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nokta koymak
  • noktasına virgülüne dokunmadan

Birleşik Kelimeler: nokta atışı, noktainazar, nokta memuru, nokta nokta, nokta turizmi, noktası noktasına, başnokta, iki nokta, kara nokta, karanlık nokta, kırmızı nokta, kilit nokta, kör nokta, maddesel nokta, orta nokta, ölü nokta, sarı nokta, siyah nokta, üç nokta, alevlenme noktası, başa baş noktası, başlangıç noktası, başucu noktası, besleme noktası, boğumlanma noktası, buharlaşma noktası, can noktası, çıkış noktası, dayanak noktası, denetim noktası, doğu noktası, donma noktası, doruk noktası, doyma noktası, doyum noktası, dönüm noktası, düğüm noktası, ergime noktası, güney noktası, güz noktası, hareket noktası, ilkbahar noktası, izabe noktası, kavrama noktası, kaynama noktası, kerteriz noktası, kırılma noktası, kuzey noktası, nirengi noktası, odak noktası, parlama noktası, penaltı noktası, polis noktası, püf noktası, santra noktası


OKTAN (Kelime Kökeni: Fransızca octane)


[isim] [kimya]
  • Formülü C8H18 olan doymuş hidrokarbonlara verilen ad

TONİK (Kelime Kökeni: Fransızca tonique)


[isim] [tıp]
  • Organları uyaran ve güçlendiren ilaç

BİTKİ


[isim] [bitki bilimi]
  • Bulunduğu yere kök vb. organlarıyla tutunan, çoğunlukla fotosentez sonucu yaşam için gerekli bileşenleri oluşturan, birçoğu spor veya tohum aracılığıyla döl vererek çoğalan bir veya çok yıllık, otsu, odunsu canlıların genel adı, nebat

    Geniş pencerelerin önünde bakımlı tropik bitkiler var. - İnci Aral

Birleşik Kelimeler: bitki bilimi, bitki bitleri, bitki coğrafyası, bitki nakli, bitki örtüsü, bitki patolojisi, bitki sütü, bitki topluluğu, etli bitki, tropikal bitki, yağlı bitki, anahtar bitkiler, aşağı bitkiler, çiçekli bitkiler, çiçeksiz bitkiler, tallı bitkiler, tohumlu bitkiler, kültür bitkileri, mera bitkileri, salon bitkileri, su bitkileri, süs bitkisi


BİTİK


[sıfat]
  • Yorgunluk veya hastalıktan gücü kalmamış

    Yaşlı ve yaslı kadını, bitik bir hâlde kulübenin köşesinde biraz kımıldanarak buyur etti. - Halikarnas Balıkçısı

[halk ağzında]
  • Yapışık, dolaşık, ekli

BİNİT


[isim] [eskimiş]
  • Binilecek taşıt veya hayvan

    Tavla tavla şahbaz atlarım sana binit olsun. - Dede Korkut

[isim] [halk ağzında]
  • Hamur durumundaki ekmeklerin, fırına atılmadan önce içine konulduğu oyuk gözlü tahta

BATİK (Kelime Kökeni: Fransızca batik)


[isim]
  • Kumaş, deri veya kâğıt süslemede kullanılan bir yöntem
[sıfat]
  • Bu kumaştan yapılan (giysi)