BORÇLULUK Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



BORÇLULUK harflerini içeren 4 harfli 22 kelime bulunuyor. 4 harfli BORÇLULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BORÇ10, BURÇ10, KOÇU9, ORUÇ9, OKÇU9, UÇLU9, UÇUK9, BORU8, BOLU8, BURU8, OBUR8, BLOK7, KORU6, KURU6, KULU6, OKUL6, OKUR6, OLUK6, OLUR6, RULO6, URUK6, KLOR5


KLOR (Kelime Kökeni: Fransızca chlore)


[isim] [kimya]
  • Atom numarası 17, atom ağırlığı 35,5 olan, normal sıcaklıkta gaz durumunda bulunan, halojenlerden bir element (simgesi Cl)

Birleşik Kelimeler: klor hidrat, klor hidrik asit, klorölçer


KORU


[isim]
  • Bakımlı küçük orman

    Arkamda çam korularının parça parça neftîleştirdiği yeşil bir dağ. - Refik Halit Karay


KURU


[sıfat]
  • Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı

    Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Etkisi ve sonucu olmayan

    Şahsına topluluğun isteğini emanet edenler boş bir riya, kuru bir şeref olsun diye laf etmediler. - Ruşen Eşref Ünaydın

[mecaz]
  • Zayıf, çelimsiz, arık, sıska, kaknem
[mecaz]
  • Heyecanı, tadı olmayan, tekdüze

    Kuru, zevksiz bir hayat.

[mecaz]
  • Akıcı olmayan, duygudan yoksun

    Kuru bir anlatım.

[isim]
  • Kuru fasulye

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kuru başına kalmak
  • kuruda kalmak
  • kuru gayret çarık eskitir
  • kuru hasır (veya kilim) üstünde kalmak
  • kuru laf karın doyurmaz
  • kurunun yanında yaş da yanar
  • kuru tahtada kalmak

Birleşik Kelimeler: kuru boya, kuru çay, kuru çayır, kuru çeşme, kuru dere, kuru duvar, kuru ekmek, kuru erik, kuru fasulye, kuru filtre, kuru gürültü, kuru hava, kuru iftira, kuru incir, kurukafa, kuru kafa, kuru kahve, kuru kalabalık, kuru kayısı, kuru kemik, kuru köfte, kuru kuruya, kuru kuyu, kuru laf, kuru meyve, kuru öksürük, kuru pasta, kuru pil, kuru sebze, kurusıkı, kuru soğan, kuru soğuk, kuru söz, kuru tarım, kuru temizleme, kuru üzüm, kuru yemiş, kuru yemişçi, kuru yük, kuru ziraat, kara kuru, tuzu kuru, karaca kuruca, tahtakuruları, armut kurusu, Beypazarı kurusu, dut kurusu, gülkurusu, gül kurusu, insan kurusu, kayısı kurusu, kız kurusu, piç kurusu, tahtakurusu, üzüm kurusu, yaprakkurusu


KULU


[isim]
  • Konya iline bağlı ilçelerden biri

OKUL


[isim]
  • Her türlü eğitim ve öğretimin toplu olarak yapıldığı yer, mektep

    Ayça okulla ilgili bir şeyler anlatıyor, yarım yamalak duyuyorum. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okuldan ayrılmak
  • okulu asmak (veya kırmak)

Birleşik Kelimeler: okul çocuğu, okul kaçağı, okul kooperatifi, okul öncesi, okul sonrası, okullar arası, etkin okul, ilkokul, kardeş okul, karma okul, ortaokul, özel okul, teknik okul, yüksekokul, anaokulu, halk okulu, harp okulu, hayat okulu, sanat okulu, şoför okulu, yatılı bölge okulu, yaz okulu


OKUR


[isim]
  • Okuyan kimse, okuyucu, kari

    Bu iki yazar, çok okuru olmanın tadını çıkarmasını da bilmişlerdir. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: okuryazar


OLUK


[isim]
  • Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru

    Değirmen oluğu.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • oluk gibi akmak

Birleşik Kelimeler: oluk oluk


OLUR


[sıfat]
  • Olabilir

    Bu olur iş mi?

[isim]
  • Onay, tasdik, yapabilme izni
[edat]
  • “Evet” anlamında kullanılan bir kabul sözü

    Gazeteyi okur musun? -Olur.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • olur almak
  • olur ki
  • olur şey (veya iş) değil
  • oluruna bakmak
  • oluruna bırakmak
  • oluruyla yetinmek
  • olur vermek

Birleşik Kelimeler: olur olmaz

[isim]
  • Erzurum iline bağlı ilçelerden biri

RULO (Kelime Kökeni: Fransızca rouleau)


[isim]
  • Dürülerek boru biçimi verilmiş deri veya kâğıt tomar

    Duvarlardaki raflarda kurtların kemire kemire bitiremediği el yazmaları, parşömenler ve harita ruloları vardı. - İhsan Oktay Anar

[sıfat]
  • Silindir biçiminde, içine değişik malzeme konularak hazırlanmış (köfte, pasta, dondurma)

URUK


[isim] [eskimiş]
  • Soy, sülale

BLOK (Kelime Kökeni: Fransızca bloc)


[isim]
  • Kocaman ve ağır kitle
[sıfat]
  • Birden çok bölümü bir araya getirilmiş olan, bir bütün oluşturan

    Blok ders.

[mimarlık]
  • Yapı adası

    Yıkıntıların ortasında blok hâlinde yükselen yeni apartmanlara uzun uzun baktı. - Haldun Taner

[spor]
  • Voleybolda, file üstünde karşı oyuncunun topu sert vururken önünde iki veya üç kişinin elleri ile oluşturdukları perde

Ata Sözleri ve Deyimler

  • blok yapmak

Birleşik Kelimeler: blok flüt, blok inşaat, bloknot, Batı Bloku, Doğu Bloku


BORU


[isim]
  • Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir

    Soba borusu kazanın içinden geçerdi. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • boru çalmak
  • boru değil
  • boru mu bu?
  • borusunu çalmak
  • borusu ötmek

Birleşik Kelimeler: boru ağı, boru akımı, boru askısı, boru bileziği, boru çiçeği, boru hattı, boru kabağı, boru kelepçesi, boru mengenesi, boru paça, boru yolu, kılcal boru, pik boru, plastik boru, profil boru, acemborusu, bağlantı borusu, emzik borusu, fallop borusu, güvenlik borusu, kalk borusu, kalorifer borusu, karavana borusu, nefes borusu, östaki borusu, paydos borusu, pis su borusu, sidik borusu, soluk borusu, su borusu, taharet borusu, ti borusu, u borusu, yağmur borusu, yat borusu, yem borusu, yemek borusu, yuf borusu


BOLU


[isim]
  • Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

BURU


[isim] [halk ağzında]
  • Sancı, buruntu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • burusu tutmak (veya tutulmak)


OBUR


[sıfat]
  • Gereğinden çok yemek yiyen, doymak bilmeyen (kimse)

    Kendi derecesinde olmamakla beraber o da hatırı sayılan oburlardan. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: etobur, otobur