BİLGİSİZLEŞME Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler



BİLGİSİZLEŞME harflerini içeren 3 harfli 26 kelime bulunuyor. 3 harfli BİLGİSİZLEŞME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Bilgisizleşme ile başlayan 3 harfli kelimeler. İçinde Bilgisizleşme olan 3 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

GEZ10, GİZ10, BİZ8, BEZ8, BEŞ8, GEM8, ŞEB8, EGE7, LİG7, SİZ7, ŞEM7, ZEM7, BİS6, LEŞ6, Şİİ6, ZİL6, BEL5, EBE5, LEB5, MİS5, SİM5, SEM5, LİM4, MİL4, SEL4, İLE3


İLE


[bağlaç]
  • Kelimenin sonuna geldiğinde birliktelik, beraberlik, araç, neden veya durum anlatan cümleler yapmaya yarayan bir söz

    Çabuk bir süvari ile bana haber gönderiniz. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... ile beraber


LİM (Kelime Kökeni: Fransızca lime)


[isim]
  • Küçük limon

MİL (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Selin sürükleyip getirdiği çok küçük taneli çamurlaşmış kum ve toprak karışımı
[isim]
  • Türlü işlerde kullanılmak için yapılan ince ve uzun metal çubuk

Birleşik Kelimeler: eksantrik mili, kenet mili, krank mili

[isim] [matematik]
  • Karada 1609, denizde 1852 metre olarak kabul edilen bir uzaklık ölçü birimi

    Köprü ile Kadıköy arasındaki mesafenin kaç mil olduğunu bilmiyordum. - Ahmet Rasim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mil yapmak

Birleşik Kelimeler: deniz mili, hava mili, kara mili


SEL (Kelime Kökeni: Arapça seyl)


[isim]
  • Sürekli yağan yağmurdan veya eriyen kardan oluşan, geçtiği yerlere zarar veren taşkın su, su taşkını
[mecaz]
  • Hareket hâlindeki büyük kalabalık, yığın

    Ellerinde çantalı, küçük yiyecek paketleri, kadınlı erkekli bir memur seli, Ulus Meydanı'na doğru akıyor. - Necati Cumalı

[mecaz]
  • Etki ve iz bırakan güçlü durum veya davranış
[mecaz]
  • Yoğunluk

    Yüzüne baktığım zaman bir ışık selinin ondan bana doğru aktığını hissettim. - Emine Işınsu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sele gitmek
  • sele kapılmak
  • sel gibi akmak
  • sel gider, kum kalır
  • sel götürmek
  • sel olup akmak
  • sel seli götürmek

Birleşik Kelimeler: buzul seli, sevgi seli


BEL


[isim] [halk ağzında]
  • İşaret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bel etmek

[isim] [anatomi]
  • İnsan bedeninde göğüsle karın, sırtla kalçalar arasında daralmış bölüm

    Kolum, boynundan beline doğru kayıyor. - Yusuf Ziya Ortaç

[anatomi]
  • Bu bölümün, sırtın altına rastlayan bölgesi

    Bel ağrısı.

[anatomi]
  • Hayvanlarda omuz başı ile sağrı arası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bel bağlamak
  • belden aşağı vurmak
  • beli açılmak
  • beli bükülmek
  • beli çökmek
  • belini bükmek
  • belini doğrultmak
  • belini kırmak
  • belini vermek
  • bel kırmak
  • bel vermek

Birleşik Kelimeler: bel ağrısı, bel bağı, bel evladı, bel fıtığı, belgevşekliği, bel kemeri, belkemiği, bel kemiği, bel kündesi, belsoğukluğu, beli bükük, yarı bel, yol bel, etek belde, elibelinde, eteği belinde, kantarı belinde

[isim] [fizyoloji]
  • Meni

Ata Sözleri ve Deyimler

  • beli gelmek
  • belinden gelmek

[isim]
  • Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek veya çatal biçiminde bir tarım aracı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bel bellemek

Birleşik Kelimeler: çatal bel

[isim] [fizik]
  • Ses şiddetiyle ilgili birim

EBE


[isim]
  • Doğum işini yaptıran kadın

    Babam ebe bulmaya koştu. - Ayla Kutlu

[halk ağzında]
  • Büyükanne, nine

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ebe olmak

Birleşik Kelimeler: ebebulguru, ebegümeci, ebekuşağı, ebemkuşağı, körebe, dil ebesi, kumar ebesi, laf ebesi, lakırtı ebesi, oyun ebesi, söz ebesi


LEB


[isim]
  • `Daha söze başlanırken ne denmek istenildiğini çabucak anlamak` anlamındaki leb demeden leblebiyi anlamak deyiminde geçen bir söz

    Doğrusu leb demeden leblebiyi anlarmışsınız, demek ister. - Orhan Kemal


MİS (Kelime Kökeni: Arapça misk)


[isim]
  • Güzel

    Lokantaların vitrinlerinde, mis kokularla dönerler pişiyordu. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mis gibi

Birleşik Kelimeler: mis sabunu, mis üzümü

[isim]
  • Evlenmemiş kadın

SİM (Kelime Kökeni: Farsça sīm)


[isim] [eskimiş]
  • Gümüş
[sıfat]
  • Gümüş gibi parlayan
[isim] [halk ağzında]
  • İşaret

SEM (Kelime Kökeni: Arapça semm)


[isim] [eskimiş]
  • Zehir
[isim] [eskimiş]
  • İşitme

BİS (Kelime Kökeni: Fransızca bis)


[zarf]
  • İkinci kez

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bis yapmak


LEŞ (Kelime Kökeni: Farsça lāşe)


[isim]
  • Kokmuş hayvan ölüsü
[sıfat]
  • Çok kötü kokan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • leş gibi
  • leş gibi sarhoş
  • leş gibi serilmek
  • leşini çıkarmak
  • leşini sermek

Birleşik Kelimeler: leş kargası, gemi leşi


Şİİ (Kelime Kökeni: Arapça şīʿī)


[isim]
  • Şiilik mezhebinden olan kimse

ZİL (Kelime Kökeni: Farsça zil)


[isim]
  • İşaret vermek, uyarmak, çağırmak için kullanılan ve bir çan ile bu çana vuran bir tokmaktan oluşan, elle veya başka düzenlerle işletilebilen araç
[müzik]
  • Birbirine çarparak ses çıkartmak için parmaklara veya tefin kasnağındaki deliklere takılan yuvarlak, metal nesne

    Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle / Her kalbi dolduran zile, her sineden ole! - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zil takıp oynamak

Birleşik Kelimeler: zilzurna, elektrikli zil, elektrik zili, teneffüs zili

[sıfat] [argo]
  • Parasız

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zil kalmak


EGE


[isim]
  • Veli