BEĞENİ harflerinden oluşan 14 kelime bulunuyor. BEĞENİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Beğeni kelimesinin anlamı nedir? Beğeni ile başlayan kelimeler. Beğeni ile biten kelimeler. İçinde beğeni olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
BEĞENİ15
4 Harfli Kelimeler
EĞİN11, İĞNE11, İBNE6, NEBİ6
3 Harfli Kelimeler
EĞE10, BİN5, BEN5, EBE5
2 Harfli Kelimeler
İĞ9, BE4, EN2, İN2, NE2
EN
[isim]
[isim] [halk ağzında]
-
Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret
[zarf]
Ata Sözleri ve Deyimler
- en kötü günümüz böyle olsun
Birleşik Kelimeler: en aşağı, en azından, enberi, enöte
İN
[isim]
-
Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk
Ata Sözleri ve Deyimler
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- in cin
- in cin top oynamak
- in cin yok
- in misin, cin misin
NE
[kimya]
[zamir]
[sıfat]
[sıfat]
[zarf]
[zarf]
[ünlem]
-
Soru biçiminde şaşma bildiren ünlem
Ne, yıkıldı ha!
Ata Sözleri ve Deyimler
- ne âlem
- ne âlemde?
- ne alıp veremiyor?
- ne arar (veya onda ... ne gezer)
- ne arıyor
- ne biçim?
- ne buyrulur?
- ne çare
- ne çıkar
- ne çiçektir, biliriz
- ne dedim de
- ne demek?
- ne demek olsun
- ne demeye
- ne denir (veya dersin)
- ne denli
- ne de olsa
- ne dese beğenirsin?
- nedir ki
- ne diye?
- ne ekersen onu biçersin
- ne fayda
- ne gam
- ne gezer
- ne gibi?
- ne gözle bakmak
- ne güne duruyor?
- ne günlere kaldık!
- ne haber?
- ne hacet
- ne haddine!
- ne hâlde?
- ne hâli varsa görsün
- ne hikmetse (veya hikmettir)
- ne idiği belirsiz
- ne imiş?
- ne ise
- ne istediğini bilmek
- ne iyi!
- ne kadar
- ne kadar olsa
- ne kadar varsa
- ne lazım
- neler
- neler de neler, maydanozlu köfteler
- neler neler
- ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
- ne mene
- ne menem
- ne mümkün
- ne münasebet!
- ne o?
- ne olacak!
- ne olduğunu bilememek
- ne oldum delisi olmak
- ne olur (veya olursun veya olursunuz)
- ne olursa olsun
- ne oluyor?
- ne pahasına olursa olsun
- ne söylüyorsun?
- ne var ki
- ne yaparsın (veya yapmalı) ki
- ne yapıp yapıp
- ne yaptığını bilmemek
- ne yazar
- ne yazık ki
- neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
- neyin nesi (kimin fesi)
- neyleyim
- neymiş
- ne yüzle
Birleşik Kelimeler: ne âlâ, neme gerek, neme lazım
BE
[ünlem]
[kimya]
-
Berilyum elementinin simgesi
BİN
[isim]
-
Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı
[sıfat]
-
On kere yüz, dokuz yüz doksan dokuzdan bir artık
[sıfat] [mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
- bin bilsen de bir bilene danış
- bin can ile
- bin derde deva
- bin dereden su getirmek
- bin dost az, bir düşman çok
- bini aşmak
- bini bir paraya
- binin yarısı beş yüz (o da bizde yok)
- bin işçi, bir başçı
- bin kalıba girmek
- bin nasihatten bir musibet yeğdir
- bin ölçüp bir biçmeli
- bin pişman olmak
- bin tarakta bezi olmak
- bin tasa (veya merak) bir borç ödemez
- bin yaşa!
Birleşik Kelimeler: binbaşı, binbir, bindallı, binkat, bin kere, bin kez, bin türlü, binyıl, binde bir
BEN
[isim]
[halk ağzında]
-
Saçta, sakalda beliren beyazlık
Birleşik Kelimeler: örümceksi ben, et beni
[isim] [halk ağzında]
-
Olta veya tuzağa konulan yem
[zamir]
[isim] [ruh bilimi]
-
Kişiyi öbür varlıklardan ayıran bilinç
[isim] [felsefe]
-
Bir kimsenin kişiliğini oluşturan temel öge, ego
Ata Sözleri ve Deyimler
- benden
- benden günah gitti
- benden paso
- benden söylemesi
- ben hancı, sen yolcu oldukça
- benim diyen
- benim oğlum bina okur, döner döner yine okur
- beni sokmayan yılan bin (yıl) yaşasın
- ben şahımı (veya şeyhimi) bu kadar severim
- ben yokum (veya ben bu işte yokum)
Birleşik Kelimeler: benbenci, beniçinci, benmerkezci, albeni, incitmebeni, unutmabeni
EBE
[isim]
[halk ağzında]
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: ebebulguru, ebegümeci, ebekuşağı, ebemkuşağı, körebe, dil ebesi, kumar ebesi, laf ebesi, lakırtı ebesi, oyun ebesi, söz ebesi
İBNE
(Kelime Kökeni: Arapça ubne)
[isim] [kaba konuşmada]
-
Edilgin eş cinsel erkek, homoseksüel
[ünlem] [hakaret yollu]
-
Kızgınlıkla söylenen bir söz
NEBİ
(Kelime Kökeni: Arapça nebī)
[isim] [din bilgisi]
-
Kendisine kitap indirilmemiş peygamber
İĞ
[isim]
-
Pamuk, yün vb.nden iplik eğirmekte kullanılan, ortası şişkin, iki ucu sivri ve çengelli olan, ağaçtan yapılmış araç, eğirmen, kirmen
[biyoloji]
[halk ağzında]
[halk ağzında]
-
Değirmen taşının ortasında bulunan ve yukarıdaki üst taşa geçen demir eksen
Birleşik Kelimeler: iğ ağacı, iğ iplik, iğ yağı
EĞE
[isim] [anatomi]
-
Göğüs kafesini oluşturan, arkadan omurgaya, önden de göğüs kemiğine eklenen uzun, yassı ve eğri kemiklerden her biri, kaburga
[isim]
Birleşik Kelimeler: piyata eğe
EĞİN
[isim] [halk ağzında]
İĞNE
[isim]
-
Dikiş dikmeye yarayan, ince, ucu sivri, bir ucunda iplik geçecek deliği bulunan çelik araç
[mecaz]
[bitki bilimi]
-
Bitkilerde yumurtacıkla tepecik arasındaki sapçık
[tıp]
-
Kas veya damar yoluyla vücuda sıvı bir ilacı basınçla vermek amacıyla enjektör ucuna takılan, boru biçiminde, ucu keskin metal araç
Ata Sözleri ve Deyimler
- iğne atsan yere düşmez
- iğne ile kuyu kazmak
- iğne ipliğe dönmek
- iğne olmak
- iğne üstünde oturmak
- iğne yapmak (veya vurmak)
- iğne yemek
- iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır
- iğne yutmuş ite (veya maymuna) dönmek
Birleşik Kelimeler: iğne ardı, iğne deliği, iğne oyası, iğne yaprak, iğne yastığı, iğneden ipliğe, çatal iğne, çatallı iğne, çengelli iğne, kancalı iğne, karaiğne, mıknatıslı iğne, toplu iğne, ağ iğnesi, çengel iğnesi, çobaniğnesi, deniziğnesi, dikiş iğnesi, hanım iğnesi, insülin iğnesi, kravat iğnesi, olta iğnesi, şeytaniğnesi, yelken iğnesi, yılaniğnesi, yorgan iğnesi
BEĞENİ
[isim]
Birleşik Kelimeler: sağbeğeni