BELGEGEÇERLEMEK harflerini içeren 5 harfli 36 kelime bulunuyor. 5 harfli BELGEGEÇERLEMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GEÇME13,
ÇERGE12,
GEÇEK12,
GEÇER12,
GEREÇ12,
BELGE11,
GEBRE11,
GELME10,
GEMRE10,
GERME10,
ÇELME9,
ÇEKEM9,
ÇEKME9,
GEREK9,
ÇEKEL8,
ÇEKER8,
ÇELEK8,
ERKEÇ8,
ELÇEK8,
LEÇEK8,
REÇEL8,
BELEK7,
ERMEK6,
EKLEM6,
ELEME6,
ELMEK6,
KEREM6,
KEMER6,
KEMRE6,
KELEM6,
MELEK6,
MEREK6,
REMEL6,
EKLER5,
KELLE5,
KELER5
EKLER
(Kelime Kökeni: Fransızca éclair)
[isim]
-
İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü
KELLE
(Kelime Kökeni: Farsça kelle)
[isim]
-
Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
[teklifsiz konuşmada]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kelle götürmek
- kelle koltukta gezmek
- kelle koparmak
- kelle koşturmak
- kelle kulak yerinde
- kelle sağ olsun da külah bulunur
- kellesinden olmak
- kellesini koltuğuna almak
- kellesini uçurmak
- kellesini vurdurmak
- kelleyi koltuğun altına almak
- kelleyi vermek
KELER
[isim] [hayvan bilimi]
-
Köpek balıkları takımının kelergiller familyasından, ılık ve tropik denizlerde yaşayan, uzunluğu 1,5 metre kadar olan, bir defada 20 yavru doğuran bir tür balık, keler balığı (Rhina squatina)
Birleşik Kelimeler: keler balığı, kaya keleri, su keleri
ERMEK
[-e]
[nesnesiz]
-
İnsan veya bitki büyüyüp gelişmek, yetişmek
[nesnesiz]
[nesnesiz] [din bilgisi]
-
Kendini Tanrı yoluna vermiş kimse insanüstü kutsal bir aşamaya erişmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- erdiğine erer, ermediğine taş atar
Birleşik Kelimeler: aşermek
EKLEM
[isim] [anatomi]
-
Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal
Birleşik Kelimeler: eklem bacaklılar, omuz eklemi
ELEME
[isim]
[spor]
-
Çeyrek sona katılacak sporcu ve takımları ayırmak için düzenlenen seçme yarışı
Birleşik Kelimeler: eleme sınavı, ön eleme
ELMEK
(Kelime Kökeni: (elektronik mektup'tan))
[isim] [bilişim]
KEREM
(Kelime Kökeni: Arapça kerem)
[isim] [eskimiş]
-
Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet
Ata Sözleri ve Deyimler
- kerem buyurun (veya eyleyin)
- kerem etmek
Birleşik Kelimeler: kerem sahibi
KEMER
(Kelime Kökeni: Farsça kemer)
[isim]
[sıfat]
[anatomi]
[jeoloji]
-
Katmanlı kayaçlarda bir kıvrımın kabarık tepe yeri, tekne karşıtı
[mimarlık]
[eskimiş]
-
Özellikle yolculukta kullanılan, üzerinde altın, para yerleştirmeye yarar gözleri olan meşin kuşak
Ata Sözleri ve Deyimler
- kemer (veya kemerini) sıkmak
- kemeri dolu olmak
Birleşik Kelimeler: kemer bağlama, kemer gözü, kemer patlıcanı, bel kemeri, emniyet kemeri, su kemeri
[isim]
-
Antalya iline bağlı ilçelerden biri
KEMRE
[isim] [halk ağzında]
Ata Sözleri ve Deyimler
KELEM
(Kelime Kökeni: Farsça kelem)
[isim] [halk ağzında]
Birleşik Kelimeler: etsiz kelem
MELEK
(Kelime Kökeni: Arapça melek)
[isim] [din bilgisi]
-
Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık, ferişte
[mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: melek otu
MEREK
[isim] [halk ağzında]
-
Samanlık, odunluk, hayvan yemi deposu veya ahır
REMEL
(Kelime Kökeni: Arapça remel)
[isim] [edebiyat]
[müzik]
-
Klasik Türk müziğinde bir usul
BELEK
[isim] [halk ağzında]