BAŞOYUNCULUK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



BAŞOYUNCULUK harflerini içeren 5 harfli 46 kelime bulunuyor. 5 harfli BAŞOYUNCULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BOYCA13, COŞKU13, BOCUK12, BUŞON12, BULUŞ12, ŞUNCA12, YOKUŞ12, YOLCU12, BOLCA11, BUNCA11, BOYUN11, BOYLU11, BUCAK11, OYNAŞ11, YONCA11, BOYNA10, BANYO10, KOLCU10, KOŞUL10, KOŞUN10, KONUŞ10, KOBAY10, UŞKUN10, BOKLU9, BUNLU9, KOYUN9, LONCA9, ŞAKUL9, UYLUK9, YOLUK9, ALYON8, BUNAK8, BULAK8, BANKO8, BALON8, KOLAY8, KONYA8, KABLO8, KABUL8, OYNAK8, YUNAK8, YOLAK8, KULUN7, ONLUK7, UNLUK7, KOLAN6


KOLAN


[isim]
  • At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer

    Adam döndü, beygirinin semerini almak için kolanını çözmeye başladı. - Necati Cumalı

[halk ağzında]
  • Yünden veya iplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kolan çekmek
  • kolan vurmak

Birleşik Kelimeler: kolan balığı


KULUN


[isim] [hayvan bilimi]
  • Altı aylığa kadar olan at veya eşek yavrusu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kulun atmak


ONLUK


[sıfat]
  • On birimden, on parçadan oluşan
[mecaz]
  • On üzerinden tam not alan

    Onluk bir öğrenci.

[isim] [eskimiş]
  • On para, on kuruş, on lira veya on bin lira değerinde olan para

    Bir iki mecidiyenin arasına sıkışmış bir onluğu ararken arkadan bir araba geliyordu. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: onluk bozma


UNLUK


[isim]
  • Değirmende unun biriktiği yer
[sıfat]
  • Un yapılmaya elverişli, temizlenmiş (buğday)

ALYON (Kelime Kökeni: Fransızca Antoine Alleon'un adından)


[sıfat] [argo]
  • Çok zengin (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alyon kesilmek


BUNAK


[sıfat]
  • Bunamış olan, matuh

    İhtiyar bunak, hâline bakmıyor da neler söylüyor. - Memduh Şevket Esendal


BULAK


[isim] [halk ağzında]
  • Kaynak, pınar

BANKO (Kelime Kökeni: İtalyanca banco)


[isim]
  • İş yerlerinde üzerine eşya koymaya elverişli, iş takibi için gelen kişiyle görevli arasına konulmuş tezgâh

    Kelepçi kızlar da bankodakiler gibi, fazla iplik kopmasından şikâyetçiydiler. - Orhan Kemal

[zarf]
  • Kesinlikle

    Bu dönem muhtar banko Ali Bey olacak.

[ünlem]
  • Talih oyunlarında ortada toplanan paranın hepsine oynandığını anlatan bir söz
[denizcilik]
  • Su altı tepeliği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • banko geçmek

Birleşik Kelimeler: banko at, banko sayı


BALON (Kelime Kökeni: Fransızca ballon)


[isim]
  • Isıtılmış hava veya havadan daha hafif bir gazla doldurulan, atmosferde uçabilen, küre biçiminde araç
[denizcilik]
  • Geriden gelen rüzgârdan yararlanmak amacıyla yatın ana direği üzerine çekilen üç köşeli, hafif yelken

Ata Sözleri ve Deyimler

  • balon uçurmak
  • balon yapmak

Birleşik Kelimeler: balon balığı, balon lastik


KOLAY


[sıfat]
  • Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç(II) ve zor karşıtı

    Cebimde mevcut paradan bu kadar bir şey buna tahsis etmek pek kolaydı. - Halit Ziya Uşaklıgil

[isim]
  • Kolaylık

    İşin kolayını buldum.

[zarf]
  • Kolayca, sıkıntısız bir biçimde, basitçe

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kolay gele! (veya gelsin!)
  • kolayına bakmak (veya kaçmak)
  • kolayına gelmek
  • kolayını bulmak
  • kolayı var

Birleşik Kelimeler: kolay kolay, dile kolay


KONYA


[isim]
  • Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

KABLO (Kelime Kökeni: Fransızca câbleau)


[isim]
  • Elektrik akımı iletiminde kullanılan ve yalıtkan bir madde ile sarılı bulunan metal tel

    Konduları elektrik kablolarıyla sarıp sarmalayacağına söz verdi. - Lâtife Tekin

Birleşik Kelimeler: kablo gemisi, anot kablosu


KABUL (Kelime Kökeni: Arapça ḳabūl)


[isim]
  • Bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olma

    Her mihnet kabulüm yeter ki / Gün eksilmesin penceremden - Cahit Sıtkı Tarancı

[ticaret]
  • Akseptans

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kabul etmek (veya eylemek)
  • kabul görmek

Birleşik Kelimeler: kabul günü, kabul kredisi, kabul odası, kabul resmi, kabul salonu, kabul töreni, kabul yeri, hüsnükabul, kayıt kabul, ön kabul, resmikabul


OYNAK


[sıfat]
  • Kımıldayan, yerinde sağlam durmayan, hareketli

    Boğaz'ın oynak ve çırpıntılı sularına açıldı mı korkuya benzer bir ürperti geçirilir. - Samiha Ayverdi

[anatomi]
  • Bükülüp doğrulmaya elverişli olan (eklem)

    Bütün vücudunda, damarlarında, kemiklerinin oynak yerlerinde, etlerinde bir sızı, bir gevşeklik... - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: oynak kemiği


YUNAK


[isim] [halk ağzında]
  • Hamam
[isim]
  • Konya iline bağlı ilçelerden biri