BAĞIMSIZLIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



BAĞIMSIZLIK harflerini içeren 6 harfli 22 kelime bulunuyor. 6 harfli BAĞIMSIZLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BAĞSIZ20, AĞIZLI18, AĞIMLI16, BAĞLIK16, SIĞMAK16, SIĞLIK16, KILAĞI15, SAĞLIK15, BAZISI14, SIZILI13, KILSIZ12, KILBAZ12, MIZIKA12, SIZMAK12, AZIKLI11, BASILI11, SAZLIK11, ZAMKLI11, ASKILI9, ILIMAK9, MISKAL9, SALKIM9


ASKILI


[sıfat]
  • Askısı olan

    Askılı, uzun, tiril tiril bir elbise giymişti. - Elif Şafak


ILIMAK


[nesnesiz]
  • Ilınmak

MISKAL (Kelime Kökeni: Farsça mūsīḳār'dan)


[isim] [eskimiş] [müzik]
  • Her biri başka perdede bir sıra kamış boğumundan yapılmış düdük, musikar

SALKIM


[isim]
  • Üzüm gibi, birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan meyve

    Bunu görünce Behzat da iki salkım muzu oradakilere dağıtmış. - Memduh Şevket Esendal

[bitki bilimi]
  • Ana saptan çıkan yan çiçekleri, sapları hep aynı uzunlukta olan çiçek durumu
[bitki bilimi]
  • Baklagillerden, salkım durumunda mor çiçekler açan ve çoğu asma gibi çardağa sarılan bir tür ağaç ve çiçeği (Wistaria sinensis)
[eskimiş] [askerlik]
  • Topla atılan demir parçaları

Birleşik Kelimeler: salkım ağacı, salkım başak, salkım küpe, salkım saçak, salkım salkım, salkım söğüt, salkım topu, morsalkım, sarısalkım, üzüm salkımı


AZIKLI


[sıfat]
  • Azığı olan
[mecaz]
  • Yoksulları doyuran

BASILI


[sıfat]
  • Basılarak yerleştirilmiş

    Peynir basılı küp.


SAZLIK


[isim]
  • Sazları (I) çok olan yer

    Bu sık sazlığın gölgesinden kurtulan yerlerde, derenin sakin suları, buğulanmış bir gümüş rengiyle görünüyordu. - Memduh Şevket Esendal


ZAMKLI


[sıfat]
  • Üstüne zamk sürülmüş

Birleşik Kelimeler: zamklı kâğıt


KILSIZ


[sıfat]
  • Kılı olmayan

KILBAZ (Kelime Kökeni: Türkçe kıl + Farsça -bāz)


[isim] [argo]
  • Dalkavuk

MIZIKA (Kelime Kökeni: İtalyanca musica)


[isim] [müzik]
  • Bando

    Bir yandan mızıka istiklal havasını çalıyordu. - Ruşen Eşref Ünaydın


SIZMAK


[-den]
  • İnce aralıklardan veya gözeneklerden az miktarda ve belli olmadan yavaş yavaş akmak, çıkmak

    Cam kenarlarından sızacak esintiyle hasta olacağından korkar. - Salâh Birsel

[nesnesiz]
  • Gizli tutulan haber, sır vb. şeyler duyulmak, yayılmak
[-e]
  • Herhangi bir topluluğu, bir örgütü yolundan saptırmak için gizlice arasına girmek
[-e]
  • Gizlice, haber vermeden gitmek, sıvışmak

    Bekir kaşla göz arasında dışarıya sızdı. - Attila İlhan

[askerlik]
  • Düşman mevzileri arasına gizlice girmek ve ilerlemek

    Dağlık bir hudut bölgesinde çıkan ve karşı topraktan sızan yabancı çetelerin yardımıyla günden güne ciddi bir hâl alan alçak bir isyanın bastırılmasıydı. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sızıp kalmak


SIZILI


[sıfat]
  • Sızısı olan

    Yazıya geçirmiş olduğu dinmez sızılı aşkı okudukça kendi hayatlarımızın belki başka bir rüyada solumaya koyulduklarını hissediyoruz. - Selim İleri


BAZISI


[zamir]
  • Birtakımı, kimi, kimisi

KILAĞI


[isim]
  • Taş üzerinde bilenen bir kesici aracın keskin yüzüne yapışan ve aracın iyi kesebilmesi için, yağlanmış yumuşak taşla kaldırılması gereken çok ince çelik parçaları, zağ

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kılağısını almak