BAĞDAŞTIRICI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



BAĞDAŞTIRICI harflerini içeren 5 harfli 35 kelime bulunuyor. 5 harfli BAĞDAŞTIRICI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Bağdaştırıcı ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Bağdaştırıcı olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BAĞCI18, BAĞIŞ18, DAĞCI18, AŞAĞI16, BAĞDA16, IĞDIR16, BAĞIR15, BAĞIT15, DAĞAR14, AŞICI13, ABACI11, BARCI11, BARIŞ11, BATIŞ11, ARICI10, AŞIRI10, ATICI10, ABRAŞ10, BAŞTA10, BAŞAT10, DARCA10, DARAŞ10, IŞTIR10, ARTIŞ9, ARACI9, BARDA9, BADAT9, ŞATIR9, TIRAŞ9, RABIT8, TARAŞ8, TAŞRA8, CARTA8, BATAR7, RABAT7


BATAR


[isim] [halk ağzında]
  • Zatürre

RABIT (Kelime Kökeni: Arapça rabṭ)


[isim] [eskimiş]
  • Bağ, bağlama
[dil bilgisi]
  • Bağlaç

Birleşik Kelimeler: rabıt edatı, raptetmek, zapturapt


TARAŞ


[isim] [halk ağzında]
  • Tarla, bağ, bahçe vb. yerlerden toplanan üründen artakalanlar

TAŞRA


[isim]
  • Bir ülkenin başkenti veya en önemli şehirleri dışındaki yerlerin hepsi, dışarlık

    Taşrada öğretmenlik ede ede saçı başı ağarmış, tatlı sözlü bir adamdı. - Halikarnas Balıkçısı

Birleşik Kelimeler: taşra ağzı


CARTA


[isim] [argo]
  • Yellenme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • cartayı çekmek


ARTIŞ


[isim]
  • Artma işi, artım

    Bu artış nicelik bakımından olduğu kadar nitelikte de görüldü. - Metin And


ARACI


[isim]
  • Ara bulucu
[ticaret]
  • Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador
[ekonomi]
  • İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aracı koymak

Birleşik Kelimeler: aracı banka, borsa aracısı


BARDA


[isim]
  • Dam ustalarının kullandığı, başının bir ucu çember parçası biçiminde eğri, öbür ucu keskin çekiç

BADAT


[isim] [bitki bilimi]
  • Birleşikgillerden, şekeri çok, bir tür yer elması

ŞATIR (Kelime Kökeni: Arapça şāṭir)


[sıfat] [eskimiş]
  • Neşeli, keyifli, şen
[isim] [tarih]
  • Tören ve alaylarda padişahın, vezirin yanında yürüyen görevliler

Birleşik Kelimeler: şen şatır


TIRAŞ (Kelime Kökeni: Farsça terāş)


[isim]
  • Saç veya sakalı kesme işi, yülüme

    Tıraştan sonra da bıyık, sakal yerleri belli olurdu. - Memduh Şevket Esendal

[argo]
  • Yalan, asılsız, bıktırıcı, gereksiz söz

    Bırak tıraşı, doğru konuş!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tıraşa tutmak
  • tıraş etmek
  • tıraşı gelmek (veya uzamak)
  • tıraş olmak

Birleşik Kelimeler: tıraş bıçağı, tıraş fırçası, tıraş köpüğü, tıraş kremi, tıraş losyonu, tıraş makinesi, tıraş sabunu, tıraş tası, dikine tıraş, elmastıraş, heykeltıraş, kalemtıraş


ARICI


[isim]
  • Bal almak için arı yetiştiren kimse

AŞIRI


[sıfat]
  • Alışılan veya dayanılabilen dereceden çok daha fazla, taşkın

    Ticaret az gelişmiş toplumlarda aşırı bir gelişme gösterir. - Oktay Rifat

[zarf]
  • Ötede, ötesinde

    İki ev aşırı.

[zarf]
  • Gereğinden fazla olarak, çokça

    Kadın aşırı boyanmıştı, adamın yüzü solgundu. - Yusuf Atılgan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşırı gitmek

Birleşik Kelimeler: aşırı akım, aşırı bellem, aşırı besi, aşırı doyma, aşırı duyarlık, aşırı duyu, aşırı erime, aşırı etkin, aşırı gerilim, aşırı şiddetli fırtına, aşırı taşırı, aşırı uç, aşırı yük, denizaşırı, günaşırı, yılaşırı


ATICI


[sıfat]
  • İyi nişan alan, attığını vuran (kimse)
[mecaz]
  • Yalancı, asılsız şeyler uydurup söyleyen (kimse)

Birleşik Kelimeler: kurusıkı atıcı


ABRAŞ (Kelime Kökeni: Arapça abrāş)


[sıfat]
  • Alaca benekli

    Abraş at.

[halk ağzında]
  • Çilli, çopur yüzlü, gözleri açık renk olan (kimse)
[isim] [halk ağzında]
  • Atın tüysüz yerlerinde görülen uyuza benzer bir hastalık
[isim]
  • Cildin rengini bozup beyaz benekler ve lekeler yapan hastalık
[isim]
  • Deseni ve atkısı bozuk halı