BAĞBOĞAN ile Oluşan Kelimeler (BAĞBOĞAN Kelime Türetme)



BAĞBOĞAN harflerinden oluşan 19 kelime bulunuyor. BAĞBOĞAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Bağboğan kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

BAĞBOĞAN27

5 Harfli Kelimeler

BAĞAN14

4 Harfli Kelimeler

BOĞA14, BAĞA13, OĞAN12, BABA8, BANA6

3 Harfli Kelimeler

BAĞ12, AĞA10, BOA6, OBA6, ABA5, BAN5, ONA4, ANA3

2 Harfli Kelimeler

9, AB4, ON3, AN2


AN (Kelime Kökeni: Arapça ān)


[isim]
  • Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika

    Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir. - Cemil Meriç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anı anına uymamak
  • an meselesi

Birleşik Kelimeler: anbean, bir an, eş anlı

[isim] [halk ağzında]
  • İki tarla arasındaki sınır
[isim]
  • Zihin

    An bulanıklığı. An yorgunluğu.


ANA


[isim]
  • Anne

    Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor. - Yusuf Atılgan

[ünlem]
  • Yaşlı kadınlara saygılı bir seslenme sözü
[mecaz]
  • Velinimet

    Yoksullar anası.

[sıfat]
  • Temel, asıl, esas

    Ana bina aradan geçen elli beş yıla karşın değişmemiş. - Ayla Kutlu

[matematik]
  • Çizgilerden herhangi birini anlatan kelimeye sıfat olarak geldiğinde o çizginin, belirli bir kural altında hareket ederek bir yüzey oluşturmaya yaradığını anlatan bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ana avrat küfretmek (veya düz veya dümdüz gitmek)
  • ana bir, baba ayrı
  • anadan doğmuşa dönmek (veya anadan yeni doğmuş gibi olmak)
  • ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz
  • ana ile kız, helva ile koz
  • ana kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar (veya ana kızına taht kurmuş, baht kuramamış)
  • anam!
  • anam avradım olsun
  • anam babam
  • anamın (veya anasının) ak sütü gibi (helal olsun)
  • anamın öleceğini bilseydim kulağı dolu darıya satardım
  • anan güzel idi hani yeri, baban zengin idi hani evi?
  • ananın bahtı kızına
  • ananın bastığı yavru incinmez
  • anan yahşi, baban yahşi
  • anası ağlamak
  • anasına avradına sövmek
  • anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al
  • anasından doğduğuna bin pişman
  • anasından doğduğuna pişman etmek
  • anasından doğduğuna pişman olmak
  • anasından emdiği süt burnundan (fitil fitil) gelmek
  • anasından emdiği sütü burnundan getirmek
  • anasını ağlatmak
  • anasını bellemek
  • anasını eşek kovalasın!
  • anasının gözü
  • anasının ipini satmış (veya pazara çıkarmış)
  • anasının kızı
  • anasının körpe kuzusu
  • anasının nikâhını istemek
  • anasının oğlu
  • anasını sat! (veya satayım!)
  • anası turp (veya sarımsak), babası şalgam (veya soğan)
  • anası yerinde

Birleşik Kelimeler: ana arı, ana atardamar, ana baba, ana besleme hattı, ana bilim dalı, ana cadde, ana çizgi, ana dal, ana defter, ana deniz, ana dil, ana dili, ana direk, ana doğrusu, ana duvar, ana düşünce, anaerki, ana fikir, ana haber sunucusu, ana hat, ana kadın, ana kapı, ana kara, ana kent, ana kitap, ana kolon hattı, ana konu, ana kök, ana kraliçe, ana kubbe, ana kucağı, ana kuyu, ana kuzusu, anamal, ana mektebi, ana menü, ana motif, ana muhalefet, anaokulu, ana ortaklık, anapara, ana rahmi, ana saat, ana sanlı, ana sav, ana sayaç, ana sınıfı, ana sözleşme, ana şehir, ana toplardamar, ana vatan, ana yapı, ana yarısı, anayasa, ana yemek, ana yol, ana yön, ana yurt, ana yüreği, anadan doğma, anadan görme, anadan üryan, anası danası, anası kılıklı, büyükana, Havva Ana, havvaanaeli, kadınana, kaynana, meryemana asması, meryemana dikeni, meryemanaeldiveni, meryemanakandili, meryemanakuşağı, sperma ana hücresi, sütana, üvey ana, dağ anası, dağlar anası, denizanası, dev anası, hamam anası, kuyu anası, öksüz anası


ON


[isim]
  • Dokuzdan sonra gelen sayının adı
[sıfat]
  • Dokuzdan bir artık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • on defa (veya kere)
  • on parmağı boğazında olmak
  • on parmağında on hüner (veya marifet) olmak
  • on parmağında on kara

Birleşik Kelimeler: onaltılık, on ayaklılar, onbaşı, onbeşli, on binlerce, on binlik, onbiraylık, on birli, ondörtlük, onikiparmak bağırsağı, onikitelli, on milyonluk, on para, onsekiz, beşon, ayın on dördü


ONA


[zamir]
  • O zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi

    Yeğeninin ona çeken tek yanı yoktur. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ona göre hava hoş

Birleşik Kelimeler: ona buna, sözüm ona


AB (Kelime Kökeni: Farsça āb)


[isim] [eskimiş]
  • Su

Birleşik Kelimeler: abıhayat, abıkevser, abuhava


ABA


[isim] [halk ağzında]
  • Abla
[isim]
  • Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş
[sıfat]
  • Bu kumaştan yapılan
[eskimiş]
  • Bu kumaştan yapılan ve dervişlerce giyilen hırka

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aba altında er yatar
  • aba altından sopa (veya değnek) göstermek
  • aba gibi
  • abanın kadri yağmurda bilinir
  • aba vakti yaba, yaba vakti aba
  • abayı sermek
  • abayı yakmak

Birleşik Kelimeler: aba güreşi


BAN (Kelime Kökeni: Hırv. ban)


[isim] [tarih]
  • Osmanlı Devleti'nde Macaristan ve Hırvatistan'da sancak beylerine ve küçük prenslere verilen unvan

BANA


[zamir]
  • Ben zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bana bak!
  • bana da ... demesinler
  • bana dokunmayan yılan bin yaşasın
  • bana mısın dememek

Birleşik Kelimeler: dokunmabana


BOA (Kelime Kökeni: Fransızca boa)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Boa yılanı

Birleşik Kelimeler: boa yılanı


OBA


[isim]
  • Göçebelerin konak yeri

    Yarın daha gün ışımadan kovduracağım onları obadan. - Yaşar Kemal

Birleşik Kelimeler: obabaşı


BABA


[isim]
  • Çocuğu olan erkek, peder
[mecaz]
  • Anlayışlı, iyi huylu erkek
[mecaz]
  • Silah kaçakçılığı, kara para aklama ve uyuşturucu madde ticareti vb. kirli ve gizli işler yapan çetenin başı
[mecaz]
  • Koruyucu, babalık duyguları ile dolu kimse
[mecaz]
  • Ata

    Asya'daki babalarımızdan miras kalan millî şiirimizin manzum şekillerinde... - Yahya Kemal Beyatlı

[sıfat] [argo]
  • Çok kaliteli, üstün nitelikli
[eskimiş]
  • Tarikatların bazısında tekke büyüğü

    Bektaşi babası.

[eskimiş]
  • Bu gibi kimselere verilen unvan

    Gül Baba. Nur Baba. Baba İlyas.

[denizcilik]
  • Gemi veya iskelede halatın takıldığı yuvarlak başlı iri demir, ağaç veya beton dikme
[mimarlık]
  • Bir merdivende, tırabzanın sahanlıkla birleştiği yerde bulunan dikey öge

Ata Sözleri ve Deyimler

  • baba değil, tırabzan babası
  • baba koruk (veya erik) yer, oğlunun dişi kamaşır
  • babam!
  • baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana
  • babamın adı Hıdır, elimden gelen budur
  • babam sağ olsun
  • babana rahmet
  • babanın sanatı oğla mirastır
  • baba oğluna bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş
  • baba olmak
  • babasına rahmet okutmak
  • babasından mal kalan, merteği içinden bitmiş sanır
  • babasının (veya babalarının) çiftliği
  • babasının hayrına
  • babasının kızı
  • babasının oğlu
  • baba vergisi görümlük, koca vergisi doyumluk

Birleşik Kelimeler: baba adam, babaanne, baba boyunduruğu, baba bucağı, babacan, baba diyarı, baba dostu, babaevi, baba hindi, baba mirası, baba nasihati, baba ocağı, baba sanlı, baba soylu, baba tarafı, baba tatlısı, baba yadigârı, baba yarısı, baba yerli, babayiğit, baba yurdu, babadan kalma, âdembaba, Âdem Baba, ağababa, ana baba, ballıbaba, beybaba, büyükbaba, cicibaba, devlet baba, dönbaba, efendibaba, kayınbaba, Noel Baba, paşababa, sütbaba, şambaba, üvey baba, vaybabamcı, Bektaşi babası, dert babası, fikir babası, fukara babası, isim babası, iskele babası, öksüz babası, para babası, şambabası, tırabzan babası



[isim]
  • İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü

    Balık ağı. Tenis ağı.

[mecaz]
  • Tuzak

    Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü ne ondurdu. - Samiha Ayverdi

[spor]
  • Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file
[spor]
  • Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ağ atmak (veya bırakmak)
  • ağ çekmek
  • ağına düşürmek

Birleşik Kelimeler: ağbenek, ağbeneklilik, ağ iğnesi, ağ ipliği, ağ kayığı, ağ kepçe, ağ kurdu, ağ kurşunu, ağ mantarlar, ağ tabaka, ağ tonoz, ağ torba, ağ yatak, dış ağ, genel ağ, iç ağ, serpme ağ, yerel ağ, alamana ağı, bilgisayar ağı, bilişim ağı, borda ağı, boru ağı, çektirme ağı, çevirme ağı, dalyan ağı, dip ağı, ıstakoz ağı, iletişim ağı, karides ağı, marya ağı, sürtme ağı, voli ağı

[isim]
  • Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık

AĞA


[isim]
  • Geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse

    Sonra köy ağası hazretleri bizim de kıçımıza atacak tekmeyi. - Nazım Hikmet

[sıfat] [mecaz]
  • Cömert, eli açık
[halk ağzında]
  • Koca
[tarih]
  • Osmanlı Devleti'nde bazı kuruluşların başında bulunanlara verilen resmî san

    Yeniçeri ağası. Çarşı ağası.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ağa borç eder, uşak harç
  • ağanın alnı terlemezse ırgadın burnu kanamaz
  • ağanın eli tutulmaz
  • ağanın gözü ata tımardır
  • ağanın gözü öküzü semiz eder
  • ağanın gözü, yiğidin sözü
  • ağanın malı çıkar, uşağın canı

Birleşik Kelimeler: ağababa, ağabey, ağa kapısı, ağa yamağı, ak ağa, hacıağa, hıyarağa, iç ağa, silahtar ağa, acemi ağası, alkış ağası, çarşı ağası, eyyam ağası, hadım ağası, harem ağası, hıyarağası, kahve ağası, kantar ağası, kapı ağası, kızlar ağası, kolağası, köy ağası, tatar ağası, yalı ağası, yeniçeri ağası


OĞAN


[isim] [eskimiş] [din bilgisi]
  • Tanrı

BAĞ


[isim]
  • Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne

    Ayakkabının bağı çözüldü.

[mecaz]
  • İlgi, ilişki, rabıta

    Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. - Anayasa

[anatomi]
  • Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti

    Eklem bağı, asıcı bağ.

[denizcilik]
  • Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm
[müzik]
  • Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılan yay biçimindeki işaret

Birleşik Kelimeler: bağ doku, bağ-fiil, organik bağ, ağız bağı, ayak bağı, bel bağı, boyun bağı, diz bağı, domuzbağı, düzen bağı, etek bağı, göbek bağı, gönül bağı, göz bağı, kan bağı, kasık bağı, kol bağı, sancak bağı

[isim]
  • Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bağa bak, üzüm olsun, yemeye yüzün olsun
  • bağ babadan, zeytin dededen kalmalı
  • bağ bayırda, tarla çayırda
  • bağ bozmak
  • bağ budamak
  • bağı ağlayanın yüzü güler

Birleşik Kelimeler: bağ bahçe, bağ bıçağı, bağboğan, bağ bozumu, bağ çubuğu, bağkesen