BAYRAKÇILIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



BAYRAKÇILIK harflerini içeren 5 harfli 92 kelime bulunuyor. 5 harfli BAYRAKÇILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BIÇKI12, BIÇIK12, AYRIÇ11, BIYIK11, BIÇAK11, ÇAYIR11, ÇAYLI11, AYRAÇ10, BARÇA10, BAKAÇ10, BAYRI10, BAYIR10, ÇIKIK10, IRKÇI10, KILIÇ10, KAYAÇ10, AÇLIK9, AKÇIL9, ALBAY9, BALYA9, ÇIKAK9, ÇIKAR9, ÇIKRA9, ÇIRAK9, ÇARIK9, ÇAKIL9, ÇAKIR9, ÇALIK9, ÇALKI9, KIYIK9, KAÇLI9, KAÇIK9, KALIÇ9, KAKIÇ9, KIRAÇ9, LAKÇI9, YIKIK9, YILIK9, YILKI9, YIRIK9, ARKAÇ8, AYRIK8, AYLIK8, ABALI8, ALÇAK8, BALKI8, BALIK8, BAKIR8, ÇARKA8, ÇAKAL8, ÇAKAR8, ÇAKRA8, ÇALAK8, ÇALAR8, KIYAK8, KRAÇA8, KAÇAK8, KAÇAR8, KALÇA8, KAKAÇ8, KIRAY8, KIRBA8, KAYIR8, KAYIK8, LAÇKA8, LAYIK8, YARIK8, AYLAK7, ABLAK7, BARAK7, BARKA7, BALAR7, BAKLA7, KALYA7, KABAK7, KALAY7, KIRIK7, KIRKI7, KILIK7, KILIR7, KAYRA7, KAYAR7, KAYAK7, LIKIR7, YARAK7, YALAK7, YARKA7, AKLIK6, KARIK6, KARLI6, KALIK6, KALAK5


KALAK


[isim] [halk ağzında]
  • Burun, burun ucu

AKLIK


[isim]
  • Ak olma durumu

    Ocaktan aklığını yitirmiş bir bezle döndü, yeni gelenin masasını sildi. - Rıfat Ilgaz

Birleşik Kelimeler: yüz aklığı


KARIK


[isim]
  • Kar yağmış bir alana bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması
[sıfat]
  • Karlı bir alana bakma sonucu kamaşmış (göz)
[isim] [halk ağzında]
  • Ark

KARLI


[sıfat]
  • Üstünde kar bulunan

    Baş pınarın karlı suyun içelim / Gurbet kalesini tezce geçelim - Halk türküsü

[sıfat]
  • Kârı olan, kazançlı

    Şimdi ayrıntılara girmeyelim. Kitapta yazılanlara inanmak, inanmamaktan çok daha kârlıdır. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: kârlı iş


KALIK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Kalmış, artmış

AYLAK


[sıfat]
  • İşsiz, boş gezen, avare (kimse)

    Develer daylak / Sevenler aylak / Sen kimin yârisin / Her yanın oynak - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aylak adam işidir
  • aylak olmak


ABLAK


[sıfat]
  • Yayvan ve dolgun (yüz)

    Şarap kızılı vurmuş ablak yüzüyle öfkeli girdi içeri. - Orhan Kemal


BARAK


[isim] [halk ağzında]
  • Tüylü, kıllı çuha

BARKA (Kelime Kökeni: İtalyanca barca)


[isim]
  • Büyük sandal

BALAR (Kelime Kökeni: Farsça bālār)


[isim] [eskimiş]
  • Pedavra

BAKLA (Kelime Kökeni: Arapça bāḳilā)


[isim] [bitki bilimi]
  • Baklagillerden, yurdumuzun her yerinde yetiştirilen, yeşil kabuklu ve taneli bir bitki (Vicia faba)

    Evlerinin uğru bakla / Al beni koynunda sakla - Halk türküsü

[bitki bilimi]
  • Bu bitkinin yeşil ürünü veya kuru tanesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bakla dökmek (veya atmak)
  • bakla kadar
  • baklayı ağzından çıkarmak

Birleşik Kelimeler: baklaçiçeği, bakla çiçeği, bakla falı, bakla içi, bakla kırı, acı bakla, akbakla, delice bakla, iç bakla, gâvur baklası, Hint baklası, koyun baklası, kurt baklası, Mısır baklası, sakız baklası, yaban baklası, Yahudi baklası


KALYA (Kelime Kökeni: Arapça ḳalya)


[isim]
  • Sadeyağ ile pişirilen bir tür kabak veya patlıcan yemeği

KABAK


[isim] [bitki bilimi]
  • Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki (Cucurbita)
[bitki bilimi]
  • Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılan ürünü
[müzik]
  • Kabak kemane

    Siperin içinde birkaç nefer ayakta ileriye bakıyor, öbürleri aşağı oturmuş konuşuyorlar, gülüyorlar, türkü söylüyorlar, kabak çalıyorlar. - Ömer Seyfettin

[sıfat]
  • Ham, tatsız (kavun, karpuz)
[sıfat]
  • Tüysüz, dazlak

    Kaba kabak gibi tıraşlı! - Halide Edip Adıvar

[sıfat]
  • Dişleri aşınarak yüzeyi düzleşmiş olan (taşıt lastiği)
[sıfat] [mecaz]
  • Bilgisiz, görgüsüz, kaba
[halk ağzında]
  • Kısa boynuzlu hayvan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kabak (birinin) başına (veya başında) patlamak
  • kabak çıkmak
  • kabak gibi

Birleşik Kelimeler: kabak çekirdeği, kabak çiçeği, kabak dolması, kabak elması, kabak kafalı, kabak kemane, kabak tadı, kabak tatlısı, başı kabak, armut kabağı, asma kabağı, bal kabağı, barut kabağı, boru kabağı, helvacı kabağı, kantar kabağı, kestane kabağı, sakız kabağı, su kabağı, testi kabağı, yan kabağı


KALAY


[isim] [kimya]
  • Atom numarası 50, atom ağırlığı 118,7, yoğunluğu 7,29 olan, 232 °C'de eriyen, gümüş beyazlığında, kolay işlenebilen, yumuşak bir element (simgesi Sn)
[mecaz]
  • Aldatıcı görünüş
[argo]
  • Sövme, küfür

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalayı basmak

Birleşik Kelimeler: kalaybalık, kalayhane


KIRIK


[sıfat]
  • Kırılmış olan

    Ahmet hemen heybesini açtı ve makasını, kırık tarağını çıkardı. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

[isim]
  • Kırılmış bir şeyden ayrılan parça

    Cam kırığı.

[isim]
  • Kemiğin bir etki ile kırılması

    Kolunda kırık yok ama çıkık var.

[isim]
  • Bir şeyin kırılan yeri

    Bunun kırığı neresinde?

[isim]
  • Kırıntı

    Ekmek kırığı.

[isim]
  • Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul
[mecaz]
  • Gücenmiş, üzgün

    Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış. - Behçet Necatigil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kırığı olmak
  • kırık plak gibi

Birleşik Kelimeler: kırık çizgi, kırık dökük, kırık hava, ırzı kırık, ipi kırık, kalbi kırık, kıçı kırık

[isim] [halk ağzında]
  • Kadının veya erkeğin yasalara ve törelere aykırı olarak ilişki kurduğu erkek veya kadın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kırığı olmak

Birleşik Kelimeler: kırık dölü

[isim] [jeoloji]
  • Fay