BAYKUŞGİLLER Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



BAYKUŞGİLLER harflerini içeren 6 harfli 27 kelime bulunuyor. 6 harfli BAYKUŞGİLLER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BEYGİR14, BAYKUŞ14, BULGAR13, ŞERGİL13, GAYELİ12, GARİBE12, BEŞLİK11, ALGLER10, BAKİYE10, BEYLİK10, GALERİ10, KUŞLAR10, ŞAKULİ10, BİLLUR9, EBRULİ9, KALBUR9, KALLEŞ9, KAŞELİ9, AKLİYE8, BAKİRE8, BELLİK8, EKABİR8, KABİLE8, LEYLAK8, RAKİBE8, YARLİK8, KARELİ6


KARELİ


[sıfat]
  • Karelere bölünmüş, üstünde kareleri olan, damalı, satrançlı

    Dokuz kat elbiseniz arasında, iri siyah kareli elbisenizi bulamamışlar. - Necip Fazıl Kısakürek


AKLİYE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳliyye)


[isim] [eskimiş] [tıp]
  • Akıl hastalıkları ile ilgili hekimlik kolu

    Akliye hekimi.

[felsefe] [toplum bilimi]
  • Akılcılık

BAKİRE (Kelime Kökeni: Arapça bākire)


[sıfat]
  • Cinsel ilişkide bulunmamış (dişi), kızoğlan, kızoğlankız, erden

    Bu mahallede bakire kızları bakkal dükkânına bile yollamıyorlar. - Peyami Safa


BELLİK


[isim]
  • İşaret, marka

EKÂBİR (Kelime Kökeni: Arapça ekābir)


[isim] [eskimiş]
  • Büyükler, devlet büyükleri, ileri gelenler

    Kaymakam beyin hemen arkasında kalan ekâbiri umursamadan sıtma doktoru da kalkmıştı. - Tarık Buğra

[alay yollu]
  • Kendini beğenmiş kimse

    Senin gibi ekâbir bir adam bu tür haberlerin peşinde koşturmaz. - Ahmet Ümit


KABİLE (Kelime Kökeni: Arapça ḳabīle)


[isim] [toplum bilimi]
  • Boy (II)

    Avla geçinen bir kabile, bu gıdaları tesadüfe borçlu olduğuna inanabilir. - Cemil Meriç


LEYLAK (Kelime Kökeni: Arapça leylāḳ)


[isim] [bitki bilimi]
  • Zeytingillerden, yaprakları karşılıklı bir ağaççık (Syringa vulgaris)

    En fazla leylak ağaçlarını seviyordum, hele biri boyuma yakın olanı, âdeta ikinci odamdı. - Emine Işınsu

Birleşik Kelimeler: leylak rengi, Çin leylağı, Hint leylağı


RAKİBE (Kelime Kökeni: Arapça raḳībe)


[isim] [eskimiş]
  • Kadın rakip

    Kocalarının aşkına sahip ve hâkim olmak hususundaki mübarezede kadınlar rakibelerine nispetle pek müsait olmayan bir mevkide bulunurlar. - Hüseyin Cahit Yalçın


YÂRLİK


[isim]
  • Yâr olma durumu

    Uysal, belli belirsiz mahzun, böylece de analığıyla, yârlik ve eşliği ile noksansız bir kadınlık özlediğini sezdirten bir mizaç... - Tarık Buğra


BİLLUR (Kelime Kökeni: Arapça billūr)


[isim]
  • Bazı cisimlerin aldıkları geometrik biçim

    Su buharı billur durumunda donunca kar olur.

[sıfat]
  • Bu maddeden yapılmış

    Su sesi ve kanat şakırtısından / Billur bir avize Bursa'da zaman - Ahmet Hamdi Tanpınar

[halk ağzında]
  • Koç yumurtası
[sıfat]
  • Duru, temiz ve akıcı

    Onu görmek, billur sesini dinlemek, elinden bir şey içmek. - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • billur gibi

Birleşik Kelimeler: billur cisim


EBRULİ


[sıfat]
  • Üzerinde değişik renkler bulunan

    Ebruli kumaş.


KALBUR (Kelime Kökeni: Arapça ġirbāl)


[isim]
  • Tahıl ve başka iri taneli maddeleri elemek için kullanılan büyük delikli veya seyrek telli elek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalbura çevirmek
  • kalbura dönmek
  • kalburdan geçirmek
  • kalbur gibi
  • kalburla su taşımak

Birleşik Kelimeler: kalburabastı, kalbur kemiği, kalburüstü, mısır kalburu


KALLEŞ (Kelime Kökeni: Arapça ḳallāş)


[sıfat]
  • Sözünde durmayıp bir işin yüzüstü kalmasına yol açan

    Gene gülümsüyordu ama artık kalleş bir hınç vardı gülümseyişinde. - Tarık Buğra


KAŞELİ


[sıfat]
  • Kaşesi olan
[isim]
  • İşverenin, kendisine başkaca bir yükümlülüğü olmadan çalışma süresine göre ücret verdiği kimse

ALGLER


[isim] [bitki bilimi]
  • Su yosunları