BAYKUŞGİLLER Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



BAYKUŞGİLLER harflerini içeren 4 harfli 114 kelime bulunuyor. 4 harfli BAYKUŞGİLLER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AGUŞ12, GUŞA12, GİŞE11, BİGA10, GABİ10, GAYE10, GAYR10, İŞBU10, ŞUBE10, BREŞ9, EŞYA9, GURK9, İŞBA9, İGLU9, ŞAYİ9, AGEL8, BİYE8, BAYİ8, ERGİ8, GREK8, GRİL8, GARK8, GALE8, GALİ8, GERİ8, İLGA8, KUŞE8, LİGA8, RİGA8, ŞULE8, ŞURA8, UŞAK8, ULAŞ8, ARŞE7, AŞİR7, ABUK7, BURA7, BULA7, BUKE7, ERİŞ7, EŞİK7, EŞLİ7, EBRU7, EKŞİ7, İŞAR7, İAŞE7, KREŞ7, KAŞE7, LAŞE7, RUBA7, RAŞE7, RAŞİ7, ŞİAR7, ŞİKE7, ŞİLE7, ŞİRK7, ŞERİ7, ŞAİR7, ŞAKİ7, ŞALE7, ŞALİ7, ŞARK7, URAY7, URBA7, UYAK7, ABLİ6, BRİK6, BİRA6, BARK6, BARİ6, BALE6, BAKİ6, BİLE6, BERİ6, BELİ6, BELA6, BEKA6, BERK6, İBRE6, İBRA6, KABE6, RİYA6, AKUR5, KURA5, KULA5, KULE5, URLA5, ULAK5, ALİL4, AİLE4, AKİL4, AKLİ4, ERİL4, ERİK4, EKLİ4, ELİK4, ELLİ4, İARE4, İLLE4, İLLA4, İLKE4, KRAL4, KİRA4, KARE4, KARİ4, KAİL4, KALE4, KİLE4, LAİK4, LİKA4, LİRA4, LAKE4, LALE4, RİKA4


ALİL (Kelime Kökeni: Arapça ʿalīl)


[sıfat] [eskimiş]
  • Hastalıklı, sakat

    Madrabaz ve kaparozcuların, hasta ve alillerin toplandığı bir merkezdir. - Burhan Felek


AİLE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾile)


[isim] [toplum bilimi]
  • Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik

    Birbirlerine nasıl tutkun, yangın bir aile olduklarını sayıp döktü. - Lâtife Tekin

[halk ağzında]
  • Eş, karı

Birleşik Kelimeler: aile adı, aile bahçesi, aile bütçesi, aile doktoru, aile dostu, aile fotoğrafı, aile gazinosu, aile hayatı, aile hekimi, aile hukuku, aile ismi, aile mahkemesi, aile matinesi, aile meclisi, aile ocağı, aile planlaması, aile reisi, aile saadeti, büyük aile, çekirdek aile, koruyucu aile, köklü aile


AKİL (Kelime Kökeni: Arapça ʿāḳil)


[sıfat] [eskimiş]
  • Akıllı

    Ne akilem ne divane / Gel gör beni aşk n'eyledi - Yunus Emre

Birleşik Kelimeler: akil baliğ


AKLİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳlī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Akılla ilgili, akla dayanan, akılsal

    Akli muvazenesi pek sağlam bulunmadığı için serbest bırakıldı. - Sait Faik Abasıyanık


ERİL


[sıfat] [dil bilgisi]
  • Bazı dillerde erkek cinsten sayılan (kelime), müzekker

ERİK


[isim] [bitki bilimi]
  • Gülgillerden, beyaz çiçekli bir ağaç (Prunus domestica)

Birleşik Kelimeler: erik hoşafı, erik kompostosu, erik marmeladı, erik pestili, erik rakısı, erik reçeli, kuru erik, sarıerik, bardacık eriği, bardak eriği, can eriği, çakal eriği, dağ eriği, gövem eriği, Japon eriği, Malta eriği, mürdüm eriği, türbe eriği, üryani eriği, yaban eriği


EKLİ


[sıfat]
  • Eklenmiş olan

Birleşik Kelimeler: ekli püklü


ELİK


[isim] [halk ağzında]
  • Dağ keçisi

    Hızır nazardan koruya, eli ayağı düzgün, elik yavrusundan azgın kara saçlı, gül nakışlı bir kızım dünyaya gelmiştir. - Kemal Bilbaşar


ELLİ


[isim]
  • Kırk dokuzdan sonra gelen sayının adı
[sıfat]
  • Beş kere on, kırk dokuzdan bir artık

Birleşik Kelimeler: ellibir, elli binlik

[sıfat]
  • Eli olan

    Bu kocaman elli, muhteşem babadan bile korkmuyordu. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: açık elli, ağırelli, it elli, kadife elli


İARE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāre)


[isim] [eskimiş]
  • Eğreti, ödünç

    Bu iare tuvaletiyle kendi güzelliğinin gururunu da feda ederek bahçeye çıktı. - Peyami Safa


İLLE


[zarf] [halk ağzında]
  • İlla

Birleşik Kelimeler: ille velakin


İLLA (Kelime Kökeni: Arapça illā)


[zarf]
  • Ne olursa olsun, hangi şartta olursa olsun, her hâlde, ille, illaki

    İlla seni evine kadar geçireceğim diye ayak diriyor. - Haldun Taner


İLKE


[isim]
  • Temel düşünce, temel inanç, umde, prensip

    İlkelerine sıkı sıkıya bağlı, bilinçli ve ödün vermez bir insandı. - Haldun Taner

[mantık]
  • Her türlü tartışmanın dışında sayılan öncül, mebde, umde, prensip

Birleşik Kelimeler: çelişiklik ilkesi, çelişmezlik ilkesi, eylemsizlik ilkesi, heple hiç ilkesi, nedensellik ilkesi, süreklilik ilkesi


KRAL (Kelime Kökeni: Sırpça)


[isim]
  • En yüksek devlet otoritesini, bütün devlet başkanlığı yetkilerini kalıtım veya soylularca seçilme yoluyla elinde bulunduran kimse

    Norveç kralı.

[mecaz]
  • Herhangi bir alanda başkalarından üstün, başarılı olan kimse

    Satranç kralı.

[mecaz]
  • Çok başarılı ve zengin iş adamı

    Şimdiki adı konserve kralı olan birisi ile tanıştım. - Aka Gündüz

[sıfat] [mecaz]
  • Üstün, çok iyi

    Firuzağa'da şirin, kutu gibi, manzarası çok kral bir çatı katına taşındı. - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kraldan çok kralcı olmak
  • krallara layık

Birleşik Kelimeler: taçsız kral


KİRA (Kelime Kökeni: Arapça kirāʾ)


[isim]
  • Bir konutun, bir mülkün veya taşıt gibi herhangi bir şeyin belli bir bedel karşılığında, bir süre için sahibi tarafından başkasına verilmesi, icar

    Eski kirayı yükseltiyorum, isterseniz gidin mahkemeye. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kirada olmak
  • kirada oturmak
  • kiraya vermek

Birleşik Kelimeler: kira arabası, kira bedeli, kira kontratı, kira sözleşmesi, ayak kirası, diş kirası, maden kirası