BAYATSIMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



BAYATSIMAK harflerini içeren 6 harfli 30 kelime bulunuyor. 6 harfli BAYATSIMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BAYMAK11, BAYATI11, YASMIK11, AYIKMA10, AYAKSI10, AMASYA10, BASTIK10, BASMAK10, BAKAYA10, SABIKA10, SAYMAK10, YIKAMA10, YASAMA10, YASMAK10, YASTIK10, AKASYA9, BATMAK9, KASABA9, MATBAA9, YATMAK9, AYAKTA8, AKASMA8, AKSAMA8, AKITMA8, MAKSAT8, SATMAK8, TIKAMA8, TABAKA8, ATAMAK7, AKSATA7


ATAMAK


[-e] [-i]
  • Birini bir göreve getirmek, tayin etmek

Birleşik Kelimeler: açıktan atamak, asaleten atamak, vekâleten atamak


AKSATA (Kelime Kökeni: Arapça aḫẕ + iʿṭāʾ)


[isim]
  • Alışveriş

    Şarap satacağım, ben aksatama bakarım. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


AYAKTA


[zarf]
  • Ayağa kalkmış durumda

    Kahvelerimizi ayakta içtik. - Aka Gündüz

[mecaz]
  • Telaşlı, heyecanlı bir biçimde

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayakta kalmak
  • ayakta tutmak
  • ayakta tutmak
  • ayakta uyumak

Birleşik Kelimeler: ayakta tedavi


AKASMA


[isim] [bitki bilimi]
  • Düğün çiçeğigillerden, beyaz çiçek veren, bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen, sarmaşık özelliği gösteren bir bitki, yaban asması, orman sarmaşığı, meryemana asması (Clematis vitalba)

AKSAMA


[isim]
  • Aksamak işi

    Aradan yedi sekiz ay geçmiş, hiç aksama olmamıştı ödemelerde. - Yusuf Ziya Ortaç


AKITMA


[isim]
  • Akıtmak işi, isale

    Oğlunun o eciş bücüş burnunun dikine gitmeye başladığı günlerde, tüm ilgisini ve sevgisini büyük kızına akıtmaya başlamıştı. - Elif Şafak

[halk ağzında]
  • Enli bilezik

MAKSAT (Kelime Kökeni: Arapça maḳṣad)


[isim]
  • İstenilen şey, amaç, gaye, erek

    Bugün oraya gitmeden evvel, Maarif idaresine uğradım. Maksadım evrakı geriye almaktı. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • maksat gütmek
  • maksat hasıl olmak
  • maksat muhabbet olsun


SATMAK


[-i]
  • Bir değer karşılığında bir malı alıcıya vermek

    Geniş arazisini parselleyip sattı. - Tarık Buğra

[nesnesiz] [mecaz]
  • Kendinde olmayan bir şeyi var gibi göstermek, taslamak
[mecaz]
  • Bir kimse, kendini veya başkasını olduğundan daha önemli, yetkili ve değerli göstermek
[mecaz]
  • Bir çıkar karşılığında bir şeyi gözden çıkarmak, feda etmek
[argo]
  • Bir yolunu bularak birinden ayrılmak

    Yanımdakini satamazsam size gelemeyeceğim.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • satıp savmak

Birleşik Kelimeler: yapsat, çoksatar


TIKAMA


[isim]
  • Tıkamak işi

    Tırmanıp gedikten girer girmez toprak dolu çuvallarla burayı tıkamaya çalışan insanlarla yüz yüze geldi. - İhsan Oktay Anar


TABAKA (Kelime Kökeni: Arapça ṭabaḳa)


[isim] [jeoloji]
  • Katman

    Madenin üzerindeki kalın toprak tabakası kaldırılıyor.

[toplum bilimi]
  • Katman

    Bu insan nehrinin en aşağı tabakası, ipsiz takımıdır. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: ağ tabaka, alt tabaka, damar tabaka, saydam tabaka, sert tabaka, sosyal tabaka, üst tabaka, yüksek tabaka, boya tabakası, kaymak tabakası, mantar tabakası, su tabakası

[isim]
  • Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu

    Ceviz ağaçlarının altına çökebilir, tabakalarınızdan birer sigara yakabilirsiniz. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: sigara tabakası


AKASYA (Kelime Kökeni: Fransızca acacia)


[isim] [bitki bilimi]
  • Baklagillerden, sıcak iklimlerde birçok türü yetişen ve tanen, zamk, boya vb. maddelerin yapımında kullanılan bir ağaç (Acacia)

    Akasyaların salkım salkım çiçek açacakları tutmuş. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

Birleşik Kelimeler: gümüşi akasya, yalancı akasya, zamk akasyası


BATMAK


[nesnesiz]
  • Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek

    Sonra hani bir gemimiz batmıştı. - Sait Faik Abasıyanık

[-e]
  • Saplanmak

    Ayağına yolda diken batmıştı. - Osman Cemal Kaygılı

[-e]
  • Tedirgin etmemesi gereken şeyler tedirgin etmek

    Bazı kimselere para batar, sarf edecek yer ararlar.

[-e]
  • Hoşa gitmeyen bir duruma uğramak

    Abdi Bey'in sabırsız, çabuk parlamaya yatkın mizacına karısının tevekkülü ve sakinliği fena hâlde batıyor. - Attila İlhan

[-e]
  • Çökmek

    İçeriye batmış gözleri kadına dikilmişti. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]
  • Daha kötü bir duruma uğramak
[mecaz]
  • Yıkılmak, egemenliği sona ermek

    Bizans kurulduğundan battığı tarihe kadar 1125 sene geçmişti. - Yahya Kemal Beyatlı

[-e] [mecaz]
  • Dokunmak, incitmek

    Onun her sözü bana batar.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • batan geminin malları bunlar
  • battı balık yan gider

Birleşik Kelimeler: bata çıka, batçık, battıçıktı, gün batımı


KASABA (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣaba)


[isim]
  • Şehirden küçük, köyden büyük, henüz kırsal özelliklerini yitirmemiş olan yerleşim merkezi, belde

    Biz, yolun üstünde, kasabanın çıkış yerinde boş bir handa otururduk. - Cahit Külebi

Birleşik Kelimeler: kasaba kurnazlığı


MATBAA (Kelime Kökeni: Arapça maṭbaʿa)


[isim]
  • Basımevi

    Belki bu matbaanın işi ama dergiler elimize ulaşmazsa sizi sorumlu tutarız. - Ahmet Ümit


YATMAK


[nesnesiz]
  • Bir yere veya bir şeyin üzerine boylu boyunca uzanmak

    Dörtnala giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak. - Nazım Hikmet

[-le]
  • Cinsel ilişkide bulunmak
[mecaz]
  • Bulunmak, var olmak

    Her ayrıcalık hevesinin kökeninde bir kompleks, bir göstermecilik duygusu yattığı görülür. - Haldun Taner

[teklifsiz konuşmada]
  • Olumsuz veya başarısız bir sonuç almak

    Takım bu sezon yattı.

[halk ağzında]
  • İşsiz kalmak, çalışmamak
[argo]
  • Bilerek yenilmek, şike yapmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yatıp kalkıp
  • yatıp kalkmak

Birleşik Kelimeler: çekyat, hacıyatmaz